dan brown un ikinci kitabı. beyaz saray-nasa-entrika üçgeni içinde ilerliyor. sonunda kalakalıyorsun.
olayın akış şekli lost dizisine fazlasıyla benziyor. filmi çekilmeye çok müsait aslında umarım yakın zamanda çekilir.
--spoiler--
özet
Nasa kuzey kutbundadaki milnes buzulunun altında 8 ton ağırlığında ve üzerinde böcek fosilleri bulunan bir göktaşı keşfetmiştir.Bu keşif dünyadaki yaşamın uzaydan geldiği tezini doğruladığı için çığır açacak niteliktedir ve mevcut ABD başkanı Herney için seçip propagandası olarak NASA nın aşırı yüksek bütçesini kullanan senatör sexton a karşı ideal bir seçim malzemesi olacaktır.istahbarat veri analizcisi Rachel pek de sevmediği başkan adayı senatör sextonun kızıdır.Başkan racheli kuzeykutbuna göndermiştir ve kendi gözüyle gördüklerini beyaz saray yetkililerine aktarmasını istemiştir.
Bu sırada Kuzey kutbunda işler ters gider ve bilimsel ekip göktaşının insan eliyle oraya konduğunu tespit eder. Gizli Delta timi çoktan olayın farkına varan ekibi öldürmeye çalışacaktır.
Senatör sexton ın kampanya danışmanı gabriel beyaz saraydan bilmediği bir kaynak üzerinden bilgi almaktadır.
Bu kaynak bir süre sonra kendini açıklayan başkanın danışmanı trenchtir. Tench, sextonla yaşadıkları geceye ilişkin belgelerin elinde olduğunu göstererek gabrielden bunu doğrulayan imzalı bir yazı ister aksi takdirde belgeleri kamuoyuna ifşa edecektir.
Tench ayrıca sexton kampanyasını ciddi biçimde ve gizlice destekleyen uzay endüstrisinin özel sektör temsilcileriyle görüşeceğini ve seçildiği takdirde yeni bir kanun çıkarıp nasa yı rafa kaldırarak pahalı fırlatma işlerini özel sektöre devredeceğini söyler.gabriel bu toplantının yapıldı eve gider fark ettirmeden konuşulanları dinlemiş ve tench in haklı olduğunu görmüştür.
--spoiler--
rachel ve yanındaki 2 bilimadamını kurtaran uss Charlotte'nin 'azami 50 metre derinliğe inebildiği' gibi ilginç bir mantık hatası barındıran kitap. los angeles sınıfı denizaltılar rahatlıkta 300 metreye kadar dalabilir. bunu geçtim ta birinci dünya savaşında kullanılan denizaltılar bile 50 metreye kadar dalabiliyordu.
--spoiler--
onca badiren ve olaydan sonra god bless america dercesine sona eren dan brown kitabı. bir fastbook, amerikan milliyetçiliği yapan klasik bir hollywood macera filmi tadında. amerikan başkanlık seçimlerinin, gerçekten ülkedeki burjuvazi arasındaki güç savaşından ibaret olduğunu göstermesi açısından okuyucuyu merak etmeye yönledirebilir.
amerika birleşik devletleri bir imparatorluktur ve o'nun başında minik bir üçgende, dolardan gökdelenler oluşturacak kadar zengin bir kaç baş bulunur.
abd başkanı ise bu başların işlerini yapan bir sekreterden başka bir şey değildir.
goya gemisine inen idarecinin pickering olduğunu anladığımda ve sexton'un zarfları basına dağıtmasıyla kendi idamını hazırladığını anladığım saniyede kocaman bir hassiktir dediğim kitap olmuştur. dan brown'un çizgisini bildiğim için mutlaka bir yerlerden sürpriz çıkacak diye gözlerim açık okuyordum ama beklemediğim yerden gelince yine takdir ettim adamı.
melekler ve şeytanlar kadar olmasa da kanaatimce çok başarılı bir romandır. iki günde bitmiştir. helal olsundur. sıradaki gelsindir
evde okucayacak kitap ararken bulduğum ve dün itibariyle bitirdiğim kitap.
kitapta adı geçen tüm teknolojilerin gerçekte var olduğunu bilmek ürpertici.
evde okucayacak kitap ararken bulduğum ve dün itibariyle bitirdiğim kitap.
kitapta adı geçen tüm teknolojilerin gerçekte var olduğunu bilmek ürpertici.
evde okucayacak kitap ararken bulduğum ve dün itibariyle bitirdiğim kitap.
kitapta adı geçen tüm teknolojilerin gerçekte var olduğunu bilmek ürpertici.
Çok güzel bir başyapıttır. Okudukça hem kültürünüz genişler. Hemde bitirdiğinizde bilimsel anlamda da bir çok bilgi edinmiş olursunuz. Ve acaba gerçekmi bunlar diye aramaya başlarsınız. Ve evet o teknolojiler gerçektir.
Kitabın okunduktan sonra ki bıraktığı etki "da vinci şifresi" ve "melekler ve şeytanlara" a oranla daha az. standartların üstünde bir kitap sayılabilir belki ama Dan Brown ın standartlarının altında olmuş bu kitap. her ne kadar kitabın sonlarına doğru şaşırtıcı birkaç hamleyle sizi etkilemeye çalışsada. ama Dan Brown araştırmacılık konusunda ki yeteneğini bu kitapta da herkese göstermiş.
okuduktan haftalar sonra bile etkisinde kaldığım kitaptır. ya ben çok safım da böyle entrikalar kurulabileceğini düşünemedim ya da bu adam gerçekten çok zeki.
zamanın ötesinden gelen edit:hep aynı şeyleri yazıyormuş. safmışım ben.
uzun süren araştırmalar sonucu yazıldığı belli olan kitap. bahsedilen bütün teknolojilerin varlığı insanı gerçekten dehşete düşürüyor. hikaye kurgusu mükemmel diyemesek te yine de insanı sürüklüyor.
hikaye 1996 yılında nasa nın bulduğu bir göktaşında yaşam fosillerinin bulunduğunu açıklaması, bill clinton ın da heyecanlandırıcı bir gelişme olarak nitelendirdiği bu olayın aslında meteorun dünyaya çarptığında kabuğuna bulaşan canlılar olması sonucu ortaya çıkan fiyaskodan esinlenilmiştir.
bir çırpıda okunacak güzel bir kitap ama filmini yapmak nerdeyse imkansız, çok pahalıya mal olacağını kitabı okuyan herkes anlayabilir.
eğer dan brown kitabı olarak ilk bunu okursanız bayılacak, son bunu okuyorsanız hayal kırıklığına uğrayacaksınız. gene de çok güzel bir kitaptır ama diğerlerinin yanından geçemez.
dan brown un okuyucuyu iliklerine kadar üşüten romanı. zira roman, çoğunlukla, gerçek olduğu söylenen milne buz katmanı nda geçiyor.
romandaki entikalara şaşırmamak da elde değil ayrıca. kızının ölümünden oy elde etme düşüncesine olan bir senatör, sağ kolunu öldürmeye çalışan bir istihbarat başkanı, başkan olabilmek için dev bir kurumun kapatılmak istenmesi, aynı amacla uzayı özelleştirmeye kalkmak gibi entikalar var romanda.
