truva savaşından yıllar yıllar sonra, herkes herşeyin bittiğini sanarken;
aşil ve hektor hakkın rahmetine kavuşmuş, apollon çalınan entrylerinin acısını tanrıçalardan çıkarmaktaydı. halk prenslerinin, düşmanlarının, tanrılarının ortalıklardan kaybolmasıyla yeni heyecanlar peşine düşmüştü. aradıkları heyecan çok uzakta değildi, tarlalarında saklıydı...
bu yıllarda çanakkale diyarlarından afyona sürülen truva halkı geçimlerini haşhaş ekiminden kazanmaya başladılar. geçmişin kötü anılarını silmek, bir an için güzel hayallere dalmak için kendileride otlanıyordu. hatta otlakçı lafının bu zamanlardan günümüze ulaştığı söylenir...
+ot var mı hacı?, benim paket bitmiş
-lak lak etme lan, son kez veriyorum bak, otlakçı g.tveren.
kafaları bir milyon olan truvalılar kendilerine yeni bir tanrı yaratma hevesine büründüler. bu yeni tanrı apollon gibi karıya kıza düşkün olmamalı hemde ölümsüz olmalıydı. bu sırada yeni tanrının ismi konusunda halk ve köleler beyin fırtınası içine girmişlerdi.
- tanrıya yeni isim bulmamız lazım köle, kafanı çalıştır.
+haşiktir, buldum galiba efendimij, tanrımıj ölümşüj olajak, işmi deathly olşun.
-bal dudağına sıçarım senin, haş değil lan has, haşhaş gibi haş gibi değil...h gibi.. h...kafasında ampül belirdi. eveeetttt buldum, aferin lan bir işe yaradın.
+efendimij kafanıjda ampül var.
-ampülümüde al git lan
yeni tanrının ismi belliydi artık, bu isim hem kendileri için kutsal olan haşhaşın h'sini barındırmayacak hemde ölümsüz olacaktı.... deatly....
ilk zamanlarda herşey olağanüstü gidiyordu. yeni yarattıkları tanrı kızlara sarkmıyor, etliye sütlüye karışmıyor kendi halinde takılıyordu. ta ki o an gelene kadar... inananlarıyla arkadaş gibi olan deatly'nin ortamdaki kızlar gittikten sonra kölelerle girdiği şu diyaloğuna kadar...
+vurur muşun tanrımıj?
-bre kölee, nasıl konuşuyorsun sen benimle?
+ dün öyle demiyordun ama, apollonda yok, döndere döndere, luleden luleden takılırım diyordun.
bu diyaloğun truva savaşlarından beri ortalarda görünmeyen apollon'un kulağına gitmesi çok geç olmadı. ve bir gün ansızın gökte belirdi.
apollon: truvalılar, sizinle sonra hesaplaşacağız, yeni tanrıyı huzuruma getirin.
tırıs atan truvalılar yeni tanrılarını anında satıp yaka paça apollon'un önüne getirdiler.
apollon: bak koçum, artık bu işlerde gözüm yok, istediğin gibi takıl buralarda ama bir daha benim üzerimden prim yapayım deme sakın
deatly:(altına işerken) e eee efendimiz olur mu öyle şey efendimiz, bir yanlış anlaşılma olmuş, geçmişe dönüp o anı siliceğim tarih sahnesinden.
apollon: tamam koçum.
deatly özrünün kabul olmasıyla havalara uçtu. artık rakipsizdi. yeni bir efsane doğmuştu truva topraklarında.
şimdi böyle özel mesaj da atardım ama, hepsine ayrı ayrı yazmaya üşendim. bu şekilde topluca çıkarayım dedim aradan.. yazdığı son 10 entryde resmen yerlere yattım gülmekten. o derece yani.. *
şişş, unutmuşum sölemeyi, madem gidiyosun çöpü de götür olm..
757 karma puanına sahip yazar. o puanı nasıl yaptığını iyi bilirim. moderasyonun adamı. bir de pulp fiction var. ikisi para yediriyor moderatörlere. hem de büyük paralar. tam 250 bin lira!
sevgili uludag sozluk halkı. bu başlık altında sizlere seslenmek, dertlerimi paylaşmak ve bunları yaparken bir yandanda burun kıllarımı tırnaklarımla çekmek istiyorum.
sizleri sevmiyorum. seviyorda olabilirim ama ben sevdiğime sevdiğimi söylemem. kimse söylesem hemen şımarıyor. şımaranı da sevmem. bu nedenle sizleri seviyorum ama sevmiyorum diyorum. türk filmlerindeki iyilik misali jönler gibiyimdir karakter olarak. yani sevdiğimide sevmem sevmedeğimide sevmem. kendimi de sevmem ben.
body building zor bir spor. ilk başlandığı zamanlarda vucudun her yeri ağrıyor. bide bi yancı var body salonunda, hangi alete geçsem başıma dikilip o öyle yapılmaz böyle yapılır diyerek şekil atıyor. en yakın zamanda 50 kiloluk dambıllarla kafasını yarmayı düşünüyorum. fakat henüz 50 kiloluk dambılı kaldırabilecek kas yapısına sahip değilim.
o zamana kadar yancı amcanın yardımlarına ihtiyacım var. bu arada şunu söylemeden edemeyeceğim ki body benim için bir yaşam tarzı. başladığımdan bu yana bir gün geçmiş olmasına rağmen benimsedim ve özümsedim body felsefesini.
klavyemin arasından her sabah özenle kül çıkarırım. çok fazla sigara içen biriyim ben ve küllerini bulduğum her yere dağıtırım. bu benim için bir ata sporu. babamda aynı şeyi yapar her daim.
garanti bankasının şifrematiğinden nefret ediyorum. akbankında axess kartından da tiksiniyorum. en sevdiğim şey otobanların kgs kartları. 10 tane kgs kartım var ve her akşam onlara sarılıp yatıyorum. hepsininde içi 31 ytl bakiye ile dolu. bir dahaki aya bakiyelerini 69 ytl yapıcam. yatakta fanteziye her daim açığım.
bu yazı uzun oldu sanırsam bu nedenle fazla okunmuyacak. ama buna rağmen yazıda emeği geçen antidepresan hapıma, soğumuş nescafeme ve sökemediğim sol burun kılıma şimdiden teşekkürü bir borç bilirim. hoşçakalın
küfürlü entry girdim altına
forum/chat tarzı deyü sildiler
çok bozuldum olanlara
daşşak geçip güldüler
bak deatly efendi iyi dinle
iyi hoş yazıyorsun komik çocuksun
ama bu şiirin sonu gelmez deyince
ben de döndüm sana dedim haklısın
şiirin mına koydum detli kardeş
sen hakkını helal et
çok merak ettiysen kimden bahsediyorum
baş harflerine baksana
hihih.
üçlemenin ilk filmi sanırım. ya da üçleme filmlerin ilk filminin yönetmeni. ardından deep ve pulp fiction geliyor. ben de komik olmak istiyorum ben de dördüncü filmi çekmek istiyorum. lütfen ama
yazarımızın iki türlü çevresi var, bir kısmı daimi şukelalar, bir kısmı ise daimi eksicikler. düşmanın var hacı, sen cinayet hikayeleri falan muhabbete dalmışsın ama biri seni gözüne pis kestirmiş. balıklar da acıkmıştır hani. *