deatly

    96.
  1. sevgili uludag sozluk halkı. bu başlık altında sizlere seslenmek, dertlerimi paylaşmak ve bunları yaparken bir yandanda burun kıllarımı tırnaklarımla çekmek istiyorum.

    sizleri sevmiyorum. seviyorda olabilirim ama ben sevdiğime sevdiğimi söylemem. kimse söylesem hemen şımarıyor. şımaranı da sevmem. bu nedenle sizleri seviyorum ama sevmiyorum diyorum. türk filmlerindeki iyilik misali jönler gibiyimdir karakter olarak. yani sevdiğimide sevmem sevmedeğimide sevmem. kendimi de sevmem ben.

    body building zor bir spor. ilk başlandığı zamanlarda vucudun her yeri ağrıyor. bide bi yancı var body salonunda, hangi alete geçsem başıma dikilip o öyle yapılmaz böyle yapılır diyerek şekil atıyor. en yakın zamanda 50 kiloluk dambıllarla kafasını yarmayı düşünüyorum. fakat henüz 50 kiloluk dambılı kaldırabilecek kas yapısına sahip değilim.
    o zamana kadar yancı amcanın yardımlarına ihtiyacım var. bu arada şunu söylemeden edemeyeceğim ki body benim için bir yaşam tarzı. başladığımdan bu yana bir gün geçmiş olmasına rağmen benimsedim ve özümsedim body felsefesini.

    klavyemin arasından her sabah özenle kül çıkarırım. çok fazla sigara içen biriyim ben ve küllerini bulduğum her yere dağıtırım. bu benim için bir ata sporu. babamda aynı şeyi yapar her daim.

    garanti bankasının şifrematiğinden nefret ediyorum. akbankında axess kartından da tiksiniyorum. en sevdiğim şey otobanların kgs kartları. 10 tane kgs kartım var ve her akşam onlara sarılıp yatıyorum. hepsininde içi 31 ytl bakiye ile dolu. bir dahaki aya bakiyelerini 69 ytl yapıcam. yatakta fanteziye her daim açığım.

    bu yazı uzun oldu sanırsam bu nedenle fazla okunmuyacak. ama buna rağmen yazıda emeği geçen antidepresan hapıma, soğumuş nescafeme ve sökemediğim sol burun kılıma şimdiden teşekkürü bir borç bilirim. hoşçakalın
    105 ...
  2. 111.
  3. sevgili arkadaşlarım, değerli dostlarım, pek muhterem meme uçlarım. (#3502410) numaralı entryden sonra nick altımda kendimden bahsetme gereği duydum.

    adım samuel. yaşım 27. ne dahi anlamındaki ''de'' lere, nede soru eki olan ''mi''lere ilgim yok benim. hatta hiçbir dilbilgisi kuralına ilgim yok. özel mesajla düzeltmelere hiç ilgim yok. hele ki bide mesajın sonuna ''biraz daha dikkat'' yazan arkadaşlar var ki onlara da hiç ilgim yok. da yı ayırmışım bak. gayri ihtiyari oldu ama ayırmışım. neyse, biraz daha dikkat lafı beni ilkokul ikiye götürdü. adam kalkıp öğretmen edasıyla cümle kurarsa, basitçe ego tatmini yapmaya çalışırsa yersiz olur ki adam yaptı ve yersiz oldu.

    bunların yanında kalkıp götüm düştü düzeltmekten diyen de olur. lan bak ''de'' de ayrılmış. kendi kendine yaptı. ben götüm düştü düzeltmekten diyenin karşısında açarım ellerimi, kaldırım kafamı gökyüzüne ve sesim çıktığı kadar bağırırım; ''sanane''. valla yaparım bak. hem emre nin ve tuncay'ın ilk yarı sonunda çıkarılması gerekirdi ama yapılmadı. doksan dakika o kötü performansla oynadı adamlar. madem o adamlar o oyunla doksan dakika oynuyor, ben sitin sene ''ki''leri ''mi''leri ayırmam. sorunun varsa git terim ile konuş. önce o düzeltsin kendini, sonra ben.

    bu yazıda gereksiz oldu tabi. basitinden yazabilirdim buraya; her türlü düşük göt itinayla ve kriko yardımıyla kaldırılır diye. ama yazmadım. neden yazmadım. çünküüüüü, ben her ne kadar dilbilgisi ve imla kurallarına dikkate etmiyor olsamda elimden geldiğince içeriğe ve okuyabilicek diğer insanlara saygısızlık etmemeye özen gösteriyorum. işte bu yüzden. ve işte bu yüzden bir süre yazmak yerine okumak kısmına özen göstermeye, ki ve mi leri ayıran arkadaşların dilbilsiyle zenginleştirdikleri yazılarını yalayıp yutmaya karar verdim az önce. karar vereli en fazla 12 saniye oldu ama verdim. kararı verdim ulan kararı. verdim kısmınına takılıp aklına kötü şeyler getirme. hadi eyvallah.
    42 ...
  4. 127.
  5. bana geçen gün mesaj attı.. face'te (aynen böyle dedi) resimlerimi gördüğünü, bu resimlerden özellikle mayolu olanının çok hoşuna gittiğini, yakında istanbul'a bir iş için geleceğini, beni de görebilirse çok mutlu olacağını söylemiş..

    heyecanlandım tabi elim ayağım birbirine dolastı.. ben ve deatly! hemen bütün kız arkadaşlarımı arayıp durum değerlendirmesi yaptım.. berbere gittim, saçımı kestirdim, istediğim gibi olmadı bağırdım, berber muhlis abi beni lavabodaki duş ahizesiyle dövdü.. çok stresliydim..

    ilk buluşmamın mükemmel geçmesini istiyordum deaty ile.. her şey, ama her şey kusursuz olmalıydı.. yıllar sonra evlendiğimizde, çoluğa çocuğa karışamadığımızda (sonuçta iki tane kaşıkla muhallebi yapılmaz, tas da gerekir.. aşkımız biyolojik çıkmazlara gebe), daha çok kediye köpeğe karıştığımızda bugünü hatırlayıp ''ah ne de güzel bir geceydi, süper ötesi bir buluşmaydı..'' dememiz gerekiyordu..

    ve öyle olacaktı..

    bunu kimse engelleyemezdi.. muhlis abi bile..

    büyük gün gelip çattığında hemen en güvendiğim parfümümü sürdüm.. ne çok fazla ne çok az.. yeteri kadar baştan çıkartıcı sadece.. deatly'nin sevdiği mayomu da giyip istiklal'e doğru yola koyuldum.. çok laf atan, çok pandik atan, çok küfür eden oldu.. bir telefoncu gülmekten spazm geçirdi..
    gerçek aşkı bulmamı kıskanıyorlardı bu asalaklar sadece..

    işte gelmiştim sözleştiğimiz barın kapısına.. artık yalnızlığım sona ermişti.. gül kokulu, tutkulu, sevecen ama aynı zamanda hırpani bir aşk dünyası önümde uzanıyordu.. derin bir nefes alıp içeri girdim..

    onun o erkeksi kalın boynunu hemen farkettim.. ama.. yanında iki boyun daha vardı.. tam karşılarında da üç bıyık ve bir kocaman kafa..

    ''de-deatly?'' dedim..

    ''oo n'aber ninja, tanıştırıym bunlar halı sahadan arkadaşlar, halı sahadan arkadaşlar bu hasan, yarrak-hasan hahaaohaoaho..'' dedi..

    halı sahadan arkadaşları da çok güldü bu espriye..

    ''kanka otursana ya kaldın ayakta gel bak burdan çıkıp karıya gideceğiz burda acayip ortamlar varmış nedim biliyor..'' dedi ve bıyıklılardan birini işaret etti.. nedim sırıtıyordu.. kocakafa sırıtıyordu.. deatly sırıtıyordu..

    oturamadım.. gözyaşlarımı saklamak için hemen kaçtım ordan.. geçmişimi de terkettim, ''baba nörüyon lan hahaha siktiğime bak bi de mayoyla gelmiş haha ne adamsın amk..'' diye bağıran o seksi sese rağmen durmadım..

    duramazdım..

    şimdi muhlis abi ile beraberiz.. mutsuzum sayılmaz, muhlis bir erkeği mutlu etmesini biliyor.. ama içimde hala bir acı.. bir ukte..

    ya dursaydım?

    ya dursaydım..

    ***

    (lan duygusal entryleri böyle bitiriyorlar.. *** n'oluyorsa bunu koyunca.. ***'muş.. küfür sansürü gibi.. belki de öyledir.. ''sikerim ulan''la bitse daha isabet olacak çünkü bu yazı..)

    sikerim ulan..
    34 ...
  6. 11.
  7. genel bir sözlük geleneği olduğunu zannederek 1000. entrysini kendi mahlasına giren userdir.

    hem deatly'nin ilk 999 entrysi sana girmemişken 1000. neden sana girsindir? senin böyle bir talebinin bulunmadığı da göz önünde bulundurularak 1000. entry bana mı girsindir? evet bana girsindir.

    şu da vardır ki halamın bıyıkları olsa gidip ağdacıya aldırır mıydı? evet aldırırdı. bu nedenlede belki halamın bıyıkları vardır, amcamda gaydır. türkcell'de şebeke içi aramanın dakikası 250 yk olduğuna göre dayımda 54 yaşındadır, yengemde bu pahalılıkta aranamamaktadır. eniştemse bi siktir olup gitsindir.
    18 ...
  8. 178.
  9. yazasım var ya buralara. ama nereye ne yazsam bilemedim. kafamın içi olmuş tbmm. öyle bağırtılar, çığlıklar varki içerde, öyle bir keşmekeş. bülent arınç var içerde ağlayan. kamer genç var. avrupa birliği bakanı bile var. içerideki herkes kendini doğru görüyor. küfür kıyamet, seviyesizlik, saygısızlık. içerdeki her fikir kendini haklı sanıyor. içerisi olmuş gezi parkı olayları. bir tarafta güzellikler olabileceğini düşünüp her şeye rağmen direnmeye çalışan fikirler, diğer tarafta direnirsen, dayanırsan sonun şu olur diye tehdit eden korkular...

    ilk entrymi 2007 de girmişim bu sözlüğe. altı yıl geçmiş aradan. uzun zaman altı yıl. altı yılda insan çok şey yaşıyor. yaşamayanı da vardır tabi. altı yıl önce tam da o zamanlar bir işe girmiştir bazısı. sonra evlenmiştir. işinden evine gitmiştir, oturup televizyon izlemiştir, sonra karısına sarılmıştır, sabah kalkıp tekrar işine. hafta da bir iki sevişmiştir. sahibinden.com u açıp para biriktirince hangi arabayı alayım diye bakmıştır. sonra para biriktirmiştir biraz biraz. istediği arabayı alamamıştır ama, bir araba almıştır. o ara sevişmelerde birde çocuk yapmıştır. kira yeter artık, krediyle bir eve girmek lazım demiştir. ayda bir iki eşiyle dışarıda yemeğe gitmiştir. sonra dönüp acun izlemiştir. sonra tekrar kalkıp işe.. ve belki şunu demiştir içinden; hayat ne acayip. altı sene önce hiçbir şeyim yokken şu anda bir eşim, işim, bir çocuğum ve bir arabam var...

    yazdığım kurguya özendim. hayat bu ya işte, altı sene önce biri bana çıkıp dese, gün gelecek ve bu şekilde bir hayata özeneceksin, şöyle okkalı bir siktir çeker ve en fazla gülerdim. lakin daha şimdi, hayatını yazarken özendim şu herife. göbekli, gözlüklü, içki içmeyen, genellikle kumaş ya da keten pantolon giyen, pazar günleri en büyük eğlencesi fırına kadar gidip sıcak simit almak olan, kimseye çaktırmadan içine pembe jartiyer giyen, gömleğinin düğ...jartiyer!! aboovvvv..tanga mı lan o götündeki? herif sapık çıktı. ulan özendiydik bide biz bu ibneye. ahanda öpmeye çalışıyor. rujlu rujlu hemde dudaklar..kaç kaç kaç...

    olum peki taylan, ne yaşadın altı yılda derseniz, bana oğlumlu konuşma, enseni emerim senin der ve konuya girerim. vazgeçtim, girmem. tanımadığım, etmediğim adama ne anlatıcam lan. ben mi açtım konuyu? haklısın lan ben açtım. kafam karışık işte. yahu özet geçeyim o zaman. çok güzel zamanlarım oldu altı yılda. geceleri sabahlara kadar eğlendiğim, 24 saat uyumadığım, katıla katıla güldüğüm, hayat ne güzel lan dediğim zamanlarım. tabi çok sürmediler. hani klişe bir tabir ama, sonrasında çok düştüm kalktım dizlerim, kollarım hep yara oldu. yaralar kurudu, kabuk bağladı derken yine düştüm ben takılıp bir şeylere. yaralar tekrar açıldı. böyle böyle yaralar sabitlendi yerlerinde, kabul tutmadı artık. öyle kanadı, alıştım bende buna. iş, güç, aile oldu mortal kombat. kıran kırana mücadelelerin sonunda en güzelinden finish him'leri yedim. tabi dost, arkadaşta çok kalmadı. altı yılda beni seven birden çok kadın oldu, ama ben sadece bir kadını sevdim. çok ağır laflar yedim, yeri geldi çok ağır laflar ettim. gururu onuru sıfırladığım zamanlar oldu, delice korktuğum günler geceler. ağlak bir adam oldum bu arada, mızmız sevimsiz bir adam. çevremdeki insanlar değişti. kalbimi eline alıp parçalayanlar, dengesizliğime dem vuranlar, karakterimi artık beğenmeyenler. neler neler...

    ama hep mucizelere inanmışımdır ben. hep bir şekilde her şeyin düzeleceğine, bir anda yoluna gireceğine inanmışımdır. ve günlerden bir gün o beklediğim mucize bir anda gerçekleşti. gece rüyama giren bir ak sakallı dede, beni alıp başka bir eve götürdü. sonra dede birden bire kayboluverdi. evin içinde sessizce çalan ilginç bir müzik, ama kimsecikler yok. müziğin sesi biraz tanıdık ama, uzaktan geliyor. ne olduğunu bir türlü seçemiyorum. nerden geliyor bu ses diye evi dolaşmaya başladım. odaların tamamına baktım ama müziğin kaynağını bulamadım. sonra banyoya doğru yöneldim. kulağı kapıya dayadım. ve evet, kaynağı sonunda bulmuştum. müzik sesi banyodan geliyordu. yavaşça kapıyı açtım. önce beyaz bir ışık görüyorum sandım. sonra anladım ki o gördüğüm beyaz bir ışık değil, duşun altında birbirine kitleyen üç tane aksakallı dede idi. tabi ortamında verdiği etki ile çalan müziği sonunda tanımıştım. bastonların da işin içine girmesiyle ağlayarak kaçtım ben o evden. durup kustum bazı bazı ama sonra yine koşarak kaçtım. hayaller aleminden kurtulana kadar..

    demem odur ki dostlarım, hayat öyle boktandır ki, her şeyin bir anda düzeleceğini sanıp mucizelere inananları dedeler sker. asla ama asla tam olarak düzelemezsiniz. asla ama asla koşulsuz sevilemezsiniz. asla tam olarak mutlu ve sakin olamazsınız. sizi asıl güçlü kılacak olan, asıl mutlu edecek olan mutsuzluğunda hayatınızın bir parçası olduğunu bilmek. mutsuzlukla karşılaştığınızda mucizeler beklememek ya da ondan kaçmaya çalışmak yerine mutsuzluğu da mutluluk gibi koynunuza almak olacak. olum işin bu kısmında çok sıçtım biliyorum ama sıkıldım lan artık. zaten bir anafikire istinaden yazmadım. yazmak istedim kafam karışık diye. bak gülüyor. gülme lan.
    12 ...
  10. 59.
  11. genel bir sözlük geleneği olduğunu zannederek 2000. entrysini kendi mahlasına giren userdir.

    2000. entrysini sahilde denize karşı oturmuş şarabını yudumlar bir halde girmektedir. içinde garip bir hüzün, anlatılamaz bir durgunluk vardır. oluşumunu tamamlamıştır galiba. anlaşılan hayattan alacağını almış, vereceğini vermiştir. durgunluk aslında doygunluktur.

    peki bunları anladık ama; eşofmanının önündeki o kabarıklıkta neyin nesidir? bu mudur doygunluk? zaten sobada ısıtmıyodur. bi dakika lan! hani bu adama sahilde oturuyordu. sobada nerden çıktı? ahahah... yalancı lan bu herif. boktan odasında bilgisayarın başına oturmuş bi salak bu. şarap diye bahsettiğide bildiğimiz bira. kime şekil yapıyosun olum sen? bak hala eşofmanının önü kabarık oturuyo. olum kapatsana şu youporn'u. pis abaza. allah seni kahretmesin ya. şekline sokayım şekline..ahaha..

    neyse, birden bire çok yüklendim sana. ama yalandan şekil yapıyosun. bak sana abi tavsiyesi. adam gibi entryler gir. efendi ol azıcık. 2000 entry olmuş, hala dişe dokunur, bilgilendirir, hadi onları geçtik polemik yaratır bi entry girmiş değilsin. azıcık yaşının adamı, azıcık olgun ol.

    şimdi kalk sittir git. gözüm görmesin seni. deatly miş. kıçımın kenarı.
    11 ...
  12. 80.
  13. bi gün özel mesajlaşıyoruz kendisiynen, birbirimizin memele.. pardon, yazılarını görmüşüz, hoşlaşmışız ama açılamıyoruz o zamanlar.

    ben: abi meslek neydi senin?
    deatly: ya film sektörüyle uğraşıyorum
    ben: yönetmensin yani?
    deatly: ahahaha. yok, daha ziyade pazarlamasıyla ilgileniy..
    ben: anam, pornocu musun yoksa?
    deatly: sarışınlısı var esmerlisi var, kısa boylusu var uzun boylusu var, zencisi var japonu var... sen nasıl bişey bakmıştın abi?
    14 ...
  14. 114.
  15. hem memeli hem doğum günü olan yazar.

    entrylerini okurken aklıma maradona'Nın arjantin'i tek başına dünya şampiyonu yaptığı geliyor. öyle 10 numara yazar.
    12 ...
  16. 103.
  17. 757 karma puanına sahip yazar. o puanı nasıl yaptığını iyi bilirim. moderasyonun adamı. bir de pulp fiction var. ikisi para yediriyor moderatörlere. hem de büyük paralar. tam 250 bin lira!
    10 ...
  18. 4.
  19. ayarıma ayarıyla karşılık verip ayarımı kaçıran ayarcı yazar kişisi.*
    (#1792297)
    (bkz: ayarımı aldım akıllanıyorum)*
    7 ...
© 2025 uludağ sözlük