deatly bol diyaloglu taşak entryler girerdi de, dünün beğenilen entryleri istatistiğine 5-6 tanesini birden sokardı. haa, terbiyesizin teki değil miydi? muhakkak. özel mesaja, nick altına memeleri yalayarak başlardı filan. ama kimseye bi zararı olmazdı. seri eksi vermezdi, polemik yaratmazdı, başlık sıçmazdı. açık konuşayım, yaran entrylerini kıskanırdım. ama gotü kalkmasın diye söylemezdim bunu ona. ne olduysa oldu, sözlükten soğudu. uğramaz oldu buralara.
domaine hasret yumuşak g de yavşağın tekiymiş yalnız bilader. bana o kadar küfretti, sözlükten sildirdim hesabımı diye. kendisi bıraktı gitti sonra. e bu durumda yavşak olan sen olmuyor musun diye sormayın. konumuz o değil... taaa 20 sene öncesinin unutulmuş olaylarını yazardı, daha dün yaşamış gibi. (belki yaşı küçüktür, hakkaten de dün yaşamıştır, bilemem. lakin bana 6 kez öss'ye girdiğini söylediydi bi vakit). böyle iddiasız, hafif, nicki gibi yumuşak yumuşak yazardı (ibne gibi yazardı anlamı çıkmıyor burdan değil mi?). sobası yanan, her daim çayı hazır bi eve götürürdü adamı. evet bu son cümleyi içimdeki tayfun talipoğlu yazdı. okurken sesine buğu katarsan sen de hissedersin tayfun'u içinde.
benjcevi de kıskandım sık sık hacı. yalan yok. yazılarındaki dingin mizahı (dingin kelimesini de içimdeki sunay akın'ın kullanmış olması sizi şaşırtmaz elbette. yoksa ilk defa çıkıyor ağzımdan bu kelime. tarzım değil) alçalıp yükselen, koparan tarzını kıskandım. sonra o da kendini sildirip gitti. ciğerim dedim, bak ben tüm yavşaklığımla geri döndüm, zerrece utanmadım dedim. sen de dön dedim. utanma dedim. mesele o değil hacı, dedi.
lan ben bi ara, sırf bu adamlar yazıyor nasıl olsa diye, entry yazmıyordum bile. nasıl olsa onlar yazıyordu benim yazmak istediğim her şeyi. hem daha güzelini. o kadar rahattım yani...
niye yazdın bunları, bu başlığı niye açtın dersen; az önce şukela butonuna bastım, deatly çıktı. bastım, domain çıktı. bastım, benjcev çıktı. bastım, vendetta çıktı (onun bi yere gideceği yok mına koyiim. kazık çaktı sözlüğe). vay be dedim, ne yazmış lan adamlar dedim. güldüm. gene yazsalar dedim. üzüldüm.
neyse şükür ki, ben bu üçünü esas adlarıyla da tanıma ve msn'de titretme şansına sahibim. lakin bu kadar adam eski entryleriyle yetinmek zorunda. büyük kayıp.
edit: 4000inci entrym olmuş bu. şansa bak, daha güzeli olamazdı.