hakkında ilk akla gelen şey muhtemelen kucak dansı ve soundtrackleridir.
filmi hiçbir yönüyle beğenmeyen birine, uzun ya da kısa vadede katlanamayacağımı düşündürtecek kadar orijinalliklerle dolu; dolu dolu, boş boş bir 2 saattir.
tarantino nun müzik ve kadınlar konusunda olan müthiş zevkini bir kez daha kanıtladığı film.artık bir tarantino klasiği haline gelen ana konu dışında ki ara muhabbetler oldukça eğlenceli.
quentin tarantino nun felsefesini bilmeyenler ve anlamayanlar için alelade bir filmdir.
fakat tarantino çoğu filmlerinde olduğu gibi 70'ler havasıyla, kopan bacaklarla, kanlarla, bilimum geyik diyaloglarıyla** izleyenleri bir kez daha büyülemiştir.
kurt russell in oynadığı film. hatunlar bel altı muhabbeti yapıyor, kurt russell parmaklarıyla yemek yiyor, bir de "kucak dansı" var... güzel film, tam bir tarantino filmi; diyaloglar çok uzun ve gereksiz, çünkü bu bir tarantino filmi.
tarantino yu bu kadar meşhur yapan zaten bu diyaloglar, tek açı kamera ile olay anlatımı; hiç bir filminin de "ana tema" sı yoktur esasında, sadece izler ve keyif alırsın. keyif almıyorsan da filmin sonunu beklemene gerek yok, yarı da bırak gitsin filmi; hiç birşey kaçırmazsın.
analizi yapilamayacak kadar sig karakterlerin yer aldigi kanli, mantiksiz ama eglenceli hikayeler anlatan b tipi filmlerden ilham almis bir quentin tarantino filmi teklif ediliyor. aynen onu izliyorsunuz.
filmin ikinci yarisinda ekrandan kaybolan cizikler ve seyircinin gozune sokulan devamlilik hatalari, bir an once kotarilmaya calisilan ucuz filmleri hatirlatsa da gerek bir arabanin camindan uzatilan kadin ayaklari gerekse 90'li yillarin ortasindan itibaren alistirildigimiz diyaloglar bunun kimin fantezisi oldugunu hatirlatir.
bir pulp fiction degildir. ama zaten hic bir film degildir. kill bill'in uzak dogu kavga filmlerine ve leone* tarzi intikam hikayelerine oykunmesi, jackie brown'in bir blaxploitation klasigi olmasi gibi death proof da yonetmenin b filmler hakkindaki yorumudur.
en onemlisi, filmi geri donup izledikce yeni detaylar gorecek olmaniz garantidir. diyaloglar da zamanla daha bir komik gelir. kuru fasulye gibidir tarantino filmleri, bekledikce guzellesir.
en son moda tarantino filmi.hayranı olduğu austin,texas ta cekmiş;basrolunde de kill bill de uma thurman ın dubloru olan hanımkızı oynatmıstır.
guzeldir tarantino yapar da kotu mu olur dedirtir fakat 2.bolumde ozellikle gereksiz ve uzun diyaloglar seyirciyi sıkar ardından gelen araba sahneleriyle durumu kurtarmaya calıstıysa da biraz hayal kırıklığı yaratmaya engel olamamıştır.
Hayatımda izlemeyi yarıda kestiğim birkaç sinema filminden biri (ilki; Henry ve June idi 90lı yılların başında, üstelik en genç haliyle Uma Thurman'lı) Tarantino'nun Kill Bill'de neredeyse zerafetle kullandığı şiddet, gene ortalığı beceriksiz kasabın elinden fırlayan mezbaha artıklarıyla dolduracak şekilde dönüşmüş. Kurt Russell'ın varlığı bile bu işkenceyi çekmeme yardımcı olamadı. Hiçbir şekilde önermiyorum.
klasik tema "kötü kızlar cehenneme gider"le biteceğini tahmin ettiren ama hiçbir mesaj kaygısı taşımayan, seri cinayetler bekleten ama birbiriyle çok da alakalı olmayan yalnızca 2 olayı içeren, bol ama boş diyaloglarla doldurulmuş, seyirciyi olayların psikolojik, nevrotik, irrasyonel, sofistike geçmişinin filmin bir yerinde çıkacağına inandıran ama Türk arabesk film aksiyonlarının ötesine geçmeyen, işte böyle bol "ama"lı bir film. sonunda da "oh, kızlar ne güzel dövüyorlar Dublör Mike'ı, bir tane de benim için vur!" dedirtiyor seyredenlere, giriş gelişme olmasa da sonucu rahatlatıcı olan bir kompozisyon sunuyor sanki.
bağımsızlık had safhada, efektler müthiş, hele trafik kazaları bu zamana kadar canlandırılanın en iyisi. am filme bence damgasını vuran en önemli sahne hatun kişinin kucak dansı yapmasıdır. kült bir sinema sahnesi olarak ruhadam belleğinde yer almıştır.
kill bill 1 gibi saheser yaratabilmis bi insandan beklenmeyecek derecede kötü, konusuz, muhabbetleri kusturan, bitse de isimize gücümüze baksak dedirten film.
böyle oluyor işte. tek atımlık barutu olup voliyi vurduktan sonra izleyicinin üzerine attıran bir film daha. tarantino kill bill voyume 2'den daha berbat film çekebileceğini kanıtlamış oldu.
bağımsızlıkda sınır zorlaması yaşatan bir baş yapıt,tarantinovari diyaloglu sahnelerle dolu, kanlı sahnelerle kombine edilmiş ve kendi özünde başarıyı yakalamış bağımsız yönetmenin bağımsız filmi.
(bkz: severek izliyoruz)
kesinlikle bir yerden bulunup* unrated & uncut versiyonunun (da) izlenilmesi gereken film. bir de tabii her tarantino filmi gibi gönderme dolu -kendi filmleri dahil-, o göndermeleri anlamayinca pek bir seye benzemiyor. ayrica janri korku degil kesinlikle.
müzikleri özellikle güzel ve 70'lerin havasini filme veren en büyük etken kanimca, arabalardan sonra. kamera teknikleri filan klasik tarantino. her filmini ayri bir theme'e ceken yönetmenin bu filmdeki theme'i dublörler ve 70'ler iste.
--spoiler--
zoe, lee, abernathy ve kim'in kafede oturduklari sahnede dikkatle bakilirsa stuntman mike barda oturup kizlari keserken görülebilir.
filmin en basinda jungle julia'nin evinin duvarinda soldier blue posteri var kafam kadar.
yönetmen, herkesin artik bildigi üzere iflah olmaz bir ayak fetisisti.
vanishing point icin "gelmis gecmis en iyi filmlerden biri" diye bahsediyor zoe. o filmin baskarakterinin arabasi da filmdeki '70 model beyaz dodge challenger, 440 inc3lik motor.
--spoiler--
pek anlatmaya gerek yok, adamın tarzını zaten bilenler biliyor. "ayy bok gibiydi, karı muhabbetiydi" falan demek abes. diğer filmleri de erkek muhabbetiydi ona bakarsan! arabaları sevdim, filmi de sevdim. geçelim planet terror a.
yılarca holywood kurt russel ı iyi adam rolleriyle çoğu b filmlerinde bize izleyicilere kakalayıp durdu. belki de tarantino nun son dönemlerde yaptığı en iyi iş * kurt russel'a bu rolü vermekti.
bütün kaygılardan uzak yapılmış bir film. ne öncekilerden daha iyi bir film yapmak istemiş tarantino, ne beklentileri dikkate almış, ne de çok sevilmesini-çok seyredilmesini istemiş bu filmin. özgüvenin doruklarında, sadece istediğini yapmış ve koymuş ortaya. kim ne alırsa, ne düşünürse düşünsün artık.
film beklendiği üzere genel sinema anlayışından hem biçim hem de içerik olarak farklı. ancak tarantino filmleri içinde özgün bir yeri yok. yine uzun ve anlamsız diyaloglar, yine izleyici zekasına hitap eden detaylar, yine tarantino'nun izleyicisiyle arasında bir bağ olarak kendi filmlerine göndermeler, yine beslendiği kaynaklara saygı duruşu... yeni olan yeni bir şey bulmak zor bu filmde. cinsellik, şiddet, kadınlar zaten daha önce görüp şaşırılmış bir üslupla izleyici karşısında.
sonuçta çok sevilmeye, nefret edilmeye, anlaşılmaya, anlaşılmamaya, anladım havalarına, anlayamadım aptallıklarına her yönüyle müsait bir film. bu açıdan kesin değerlendirmelerin çok fazla anlamı yok, ama sinema tarantino'dan (bile) kendini aşmasını bekliyor artık.
"Masumiyet gerektiğinde son derece acımasız olabilir, ve hatta olması da gerekir. Ve sapkınlık bazen süt dökmüş kediye benzeyebilir. Bunları herhangi bir film de söyleyebilirdi bize. Ama Ölüm Geçirmez'i Ölüm Geçirmez yapan, bunları ve daha pek çok şeyi gözümüze soka soka söylemiyor oluşu, seyirciye bir şeyler anlatacağım diye kasım kasım kasılmaması, ve bunlara rağmen olabildiğine akışkan oluşu."
bursa'dan ve afm'den nefret etme nedenidir. hakkinda yazilip cizilenleri ve trailerlari da izledikten sonra sike surulecek akli olmayan afm'ye bu filmi getirmedigi icin kufur edilir. ezelden kin duymanin da payi buyuk elbette.
tarantino ve rodriguez'in sinemayı, yeni, tekrar keşfedilmesi gereken, belki daha verimli sahalara çekme teşebbüsü olabilir bu filmler. ileride göreceğiz. ama bu ikisi hakikaten diğer yönetmenlerden çok farklı ve öte dedirten filmlerin ikinci bölümü...
zoe kendisi bir dublör olduğu için harika iş çıkarmıştır.
(bkz: zoe bell)
tarantino'dan böyle harika kovalamaca* sahneleri de gördükten sonra bir kez daha saygılarımı sunarım kendisine.
müzik kutusu, tarantino'nun barmen rolü, death proof*70 dodge challenger, zoe, i pod, cep telefonu, kim'in silahı gibi bir çok ikon bulunmaktadır.
dvd'si inşallah filmin uzun versiyonlarını ve ara geçişleri beraber sunar, planet terordeki kayıp sahne ve death proof'daki kopukluklar ekstralarda yer alır, ayrıca fake trailer'ları da ekstralarda görmek isteriz...