az önce bitirdiğim harika korku oyunu. son 3-4 gün o kadar kaptırmışım ki dün gece rüyamda kedileri ezip içlerinden medpack ve cephane çıkmasını bekliyordum. artık kediler ne alakaysa. kısacası harbi korku oyunu.
yalnız yaşayan insanların gece yarısından sonra oynamaması gereken oyun. oyun gerçekten güzel o yüzden heves ediyorum oynayayım diye hatta az önce açtım oynadım ama bir 15-20 dakika sonra save station gelse de kurtulsam şundan diye aranmaya başladım. zaten karanlık ve sessiz bir ortamda ilerliyoruz arada bir çocuk sesleri arada bir gülme sesleri geliyor neyse diyorum sonra birden bir necromorph çıkıyor tüylerim diken diken öldürmeye çalışıyorum. asansör de bile olsam şöyle bir etrafıma bakıyorum gelen giden var mı diye oyunda arada böyle etrafa bakarken kendi gölgemi görüyorum tırsıyorum. paranoyak olucam biraz daha oynarsam. neyse özet geçmek gerekirse ; eziyet gibi ama güzel oyun.
bak şimdi böyle yazınca canım istedi oynamak bir gireyim bakalım ne kadar dayanıcam.
tırsa tırsa oynadığım oyun. ulan hiç kimse mi tırsmıyor ya... geceleyin kulaklıkla oynayan ben de mi var bir sorun yoksa... neyse, az kaldı bitiriyorum. mermi sıkıntısı çekiyorum oyunda.
oyunun görüntülerine diyecek yok. benim emektar 8600 GT de bile full görüntü ile oynayabiliyorum. ne bileyim, güzel geldi gözüme. ama mass effect ile benzeştiği yanlarda yok değil. iki oyun güzel bir şekilde paslaşmış.
tavsiye edilir.
edit : save station bulup kaçtım oyundan.* bu saatte zikseler oynamam.
--spoiler--
hardcore versiyonu bitirildiğinde son zamanların en hoş easter egg iyle karşılaşılacak oyun. pew pew ciuv ciuv diye isaac in ses çıkartarak kullandığı bir hand cannon açılıyor. benchte de 1 adet geliştirme seviyesi var. hiç bir görsel efekti olmamasına rağmen yaratıkları vuruldukları yer önemsenmeksizin indiriyor. hardcore u uğraşıp bitirenler için bir rahatlama durumu yani.
her neyse, dead space ten hikaye dışında oynanış olarak çok bir farkı yok. bench sistemi, save sistemi, çok iyi konfigüre edilmiş olması, load ekranının olmaması... bunlar hep aynı. bir kaç yaratık eklenmiş, sizi kapıp inine doğru sürükleyen yaratıkların olayı azaltılmış, en fazla 2-3 defa karşılaşıyorsunuz. oyunun en başta 4 farklı zorluk seviyesi var. korku ögesini arttıran, oyunun zorluk seviyesi; 2. oyunda bunu kavradım. zira az cephane, az sağlık; daha ihtiyatlı, doğal olarak daha gergin olmanıza sebep oluyor. yoksa ölüm sahneleri dışında sizi gerecek bir durum oluşmuyor normal zorlukta ki normal i tavsiye ederim. zira ilk oynadığınızda zaten doğru düzgün 2-3 silah için geliştirmeye yeterli nodelar başınıza sorun açabilir ki yapımcılar buna biraz kolaylık getirmiş. eğer ilerde farklı bir silaha geçecekseniz ve nodelarınızı önceki silahlara vermişseniz, 5000 kredi vererek nodelarınızı silahtan geri alabiliyorsunuz.
oynanışa bir yenilik olarak, bazı bölümlerdeki ince, kırıldığında vakum etkisi oluşturacak ve size çok kısa sürede override switch i vurmanızı gerektirecek camları getirmişler. çok gerekmedikçe vurmanızı önermem. stasis+pulse rifle (alt attack) veya stasis+line gun (alt attack)da çok iyi iş görmekte. hem de daha az riskle. ayrıca bir iki yerdeki space diving de çok eğlenceli. zaten trailerdan da oyunun en güzel yanlarından biri olarak görülüyordu.
normal zorluk seviyesi için;
kinesis yine sınırsız ancak bu sefer upgrade edilmiyor. stasis kesinlikle durability ve number of shots açısından upgrade edilmeli. charge sanırım rechargable tesislerin dolum süresini kısaltıyor.
rig e hiç bir şey harcamanıza gerek yok. air kesinlikle yetiyor.
pulse rifle kesinlikle elde bulundurmalı. biraz capacity si arttırılmalı. önceki oyundaki gibi plasma cutter ve onun familyasından daha geniş ancak yavaş lazer atan line gun diğer tercihlerim oldu. bunlardan ilkinin hasarı, ikincisinin speed i artırılmalı. ilkinin special abilitysi çok uzun bir node yolundan geçiyor, öyle aman aman bir fire damage vermiyor. bunlara ek olarak bu sefer proximinity laser mine kullandım. son bölümü de zaten sayesinde geçebildim. reload u arttırmalı bunun da.
bunlar dışında gravity push tadında bir silah, flamethrower, ripper, charger laser gibi seçenekler var kullanmadım.
rigler 4-5 tane var. şekil şemal olarak biraz farklılıkları var, ancak hepsi çok hafifmişsiniz hissiyatı veriyor. önceki oyundan farklı olarak birisi store da indirim sağlıyor, birisi auto rifle 5% ek hasar sağlıyor. ancak her yeni rig armor açısından öncekini bıraktıracak cinsten.
oyunda koşu sınırsız. vacuum bölümlerinde artık free roam yapabiliyorsunuz. bir yere kilitlenip süzülmek zorunda değilsiniz.
text loglar, audio loglar eh işte seviyesinde. isaac o kadar şey yaşamış, hala marker ın akıl oyunlarına yenik düşen bir salak konumunda. latin kızı çok beğendim. gözün birini kaybetse de hala fıstık gibi.
oyun 14-15 chapterdan oluşuyor. yaklaşık 10 saat gibi bir oynama süresi var. load olayı yukarıda değindiğim gibi yok. oyuna girip continue ile oyuna devam etmek için gereken süre 10 saniyeden kısa. son seviye grafikler hiç kastırmıyor. ancak bunların hepsi oyunun dar mekanlarda geçmesi, rame yük bindirmemesinden kaynaklı. doom gibi insanın ruhunu sıkan bir darlıktan karanlıktan bahsetmiyorum. aksine çok güzel manzaralarla da karşılaşabiliyorsunuz. ister vakum ortamı olsun, ister space diving de olsun...
checkpoint sistemi güzel yapılmış çat diye öldüğünzde "ulan save de gerideydi" ye pek yol açmıyor. önemli bir olay akışında öldüyseniz genelde kendinizi bir önceki kapıda buluyorsunuz kendinizi.
resurrect olan piç yine bu oyunda kendine yer bulmuş. bu sefer son chapterlarda it gibi peşimizde koşuyor. sürekli bir stasis at - kolunu parçala - ardında proximinity bırak -kaç - önündekilerle ilgilen-arkanı koll... hassiktir yine gelmiş stasis at-kol parçal ahh... bu kim lan şimdi- önündekine stasis at - dön piçle ilgilen- stasis at- arkanı dönüp sorun yaratan yaratığı temizle - proximinity bırak- kaç şeklinde geçiyor. allah yardımcınız olsun. amına koyim nasıl bir zekaya sahip yaratıksa asansör falan kullanıyor, kapıları açıyor. ilginç yani. ayrıca stasis zorlu rakiplerde daha az süre geçerli oluyor.
edit: piçin ismi "the hunter"
oyundaki "stross" isimli doktoru daha yakından tanımak için;
ilginçtir, oyunun ortalarında oyunu bitirdikten sonra tekrar oynayıp açılacak yeni rigi deneyip, hediye nodelarla silahları daha geliştireceğim havasına giriyorsunuz ancak chapter 12-13 te bu hevesi bırakıp oyunu bir an önce bitirmeye ardından da silmeye çalışıyorsunuz. oyun sıkmıyor ancak sanırım oyunun havası oyuncuyu boğuyor. oyuncuya kendini bir daha oynatma isteği yaşatmıyor. sonuçta bir korku oyunu ve bir dahaki oynanışta sizi sürprize sokacak yeni bir ögesi olmayacağı açık, oyunun dinamikleri öyle karmaşık değil. hatta normal zorluk seviyesi için bir strafe run neredeyse.
büyük bir iştahla yüklediğim fakat biraz oynadıktan sonra korkudan kapatıp sims i açtığım oyundur. oyunu oynayacağım zaman kısayolun üstüne geldiğimde iki kere düşünüyorum
ea tarafından çıkartılacak olan, pek de iptal edilmemiş olan, debut-trailer'ı ağız sulandıran survival-horror tarzı tps. dead space'i seri kıvamına sokacak olan devam oyunu.
yine isaac clark ile oynuyoruz, karakter değişimi yok.
