"özgürlük, kişisel arzular, idealler ve duyguların önemi"ne göndermelerle dolu olsa da, dikkatle izlendiğinde filmin ana mesajının şu olduğu açıktır:
"kurallara uy, aile büyüklerine itaat et, ormanda karşına çıkan patikalardan sık kullanılanı tercih et, önündekini takip et, yoksa mahvolur akşam rüzgarında savrulursun!"
filmin sonunda özgür ve idealist karakterlerin yaşadığı hayal kırıklığı ve başarısızlık da bu tezimi doğrular niteliktedir. "bu yalan dünyanın gülüşünü görmek için insan duygusunun bir yana bırakılması gerçeği", ne yazık ki içinde soluklandığımız sistemin ironik bir sevgisizliğidir.
ölmeden önce izlenilmesi gereken kült yapımlardan bir tanesi.basrol olarak robin williams çıkıyor karşımıza ve ilham yüklü bir idealist öğretmeni canlandırıyor. yatılı okul her ne kadar çekici olmasa da bu filimi izleyince keşke o okulda o atmosferde böyle bir hocaya sahip olsaydım diyor insan.filmlerde alıntı yapılan şiirlerden de kendi olu ozanlar deneğinizi kurmak mumkun.velhasil izleyin,izlettirin.
ilk gençlik yıllarında hayatımı çok etkilemiş film. "ulan yokki bizde böyle hocalar anasını satayım" dememe sebep olmuştur ayrıca. gerçi öyle hoca olsa bile biz o filmdeki öğrenciler gibi değildik, varsa yoksa fener, cimbom, bruşli, vandaym takılıyoduk hayta hayta..
tek tip insan figürüne karşı olup herkesin kendi özgünlüğüne doğru yol almasını sağlayan ,toplumda sürü olmaktansa birey olmanın , kişiliğe özgünlük katmanın ne olduğunu bilen ve öğreten, bir ideale sahip öğretmenin neleri değiştirebileceğine dair harika bir film..
