okuyarak bu yanlışı bertaraf edebilirler. ama okumayı tercih etmedikleri için de bi türlü öğrenemezler.
yani aslında mal lafını yemeleri bu basit dilbilgisi kurallarını yanlış bilmeleri değil, bu yanlışa sebep olan ana sebep (okumamak) yüzündendir. okumayan ve okumamakta direnen adama mal demek de çok ayıp değildir nazarımda..
sakın bana okumak isteyip de (okumaktan kastım tahsil değil, kitap okumak) imkansızlıklardan dolayı okuyamayanların lafını etmeyin, burada kastedilenler bu basit kuralları uygulamayı bilmeyen, dolayısıyla aslında hiç okumadıklarını da deşifre eden ama buna rağmen her ortamda (sözlük, gazete, siyaset vs) kendi fikirlerini doğru, kendisiyle aynı fikirde olmayanları ise çeşitli hakaretlerle niteleyenlerdir.
ve işin komik tarafı da bu zaten. ne kadar okumuyorsa bi adam, o kadar emin oluyor fikirlerinden ve daha baskıcı ve faşizan eğilimler kazanıyor. bi halt bilmedikleri için fikirleri o kadar dayanaksız ki biraz sorgulansa çözüleceklerinden korkuyorlar, sanırım ondan.
dedik ya okusalar bu sorunu alt edebilirler diye.. ama okuyunca hala aynı fikirde olmayacaklar ki.. bu büyük bi sorun işte tüh..
daha ilkokula başlamamış insanlar olabilecek kişilerdir. ya da yabancı insanlar da olabilirler. le fabuleux destin d amelie poulaindeki deler dalar gibi.
(bkz: apostrof derken?)
(bkz: dil bilgisi)
yolu epey uzun olan yazarlardır. insanlara mal dememiz için yeterli olmasa da bu eksiklik; bir an evvel kavranmalıdır. zira öğrenmenin yaşı yoktur. biraz dikkat edersek, dilimiz güzeldir, yanlışlar sırıtır zaten.
Eğitim ortalaması ilkokul 3 olan ülkemizde yaşaması normal olan insan türüdür. Bunlar ikiye ayrılır.
1) Mal sıfatını hakedenler
2) Mal sıfatını haketmeyenler
Birinci maddedeki grup, ya bu kuralı bildiği halde bilerek uygulamamaktadır (boşver lancılar) ya da öğrenmeye hiç mi hiç niyeti yoktur. Öğretmeye kalktığınızda da sizinle dalga geçerler ve memleketi sen mi kurtaracaksın derler. Bunları tehlikeli cahiller olarak da nitelendirebiliriz.
ikinci gruba dahil olanlar ise öğrenmeye meyilli ve de yazmaya istekli olup da bir öğreteni olmayanlardır. Eğitimsizdirler ama nice akademisyeni ceplerinden çıkarırlar. Öğrenmeye son derece heveslidirler.
Ve bir noktada bütün bunların sebebi, daha küçücük yaşlarda öğrencilerin kafasına "ya bunlar gerçek hayatta ne işimize yarayacak" şeklinde aşılanan son derece yanlış zihniyettir. Bu zihniyeti aşılayanlara göre tüm dersler gereksizdir, ama magazin programları, futbol tartışma programları, efendime söyleyeyim kız tavlama sanatı v.b. kenar mahalle aktiviteleri ise hayatın ta kendisidir. Onlar için bilim sadece Uzay Yolu'ndan ibarettir. Nasıl olsa gavur icat etmekte, sonra da bize gelmektedir.
Aynı zihniyetin yan kolu da aynı anda küçüklerimizin beyinlerine "atatürk düşmanları tek eliyle yendi, hepsini dövdü, bir kükredi hepsi kaçtı, vahdettin kötü kaka" tarzında yarı masal yarı kıraathane ağzı ile tarihimizi öğretmektedirler.
Netice itibariyle bu ekler bu saatten sonra ayrı yazılsa ne olur yazılmasa ne olur?
Bilgisayar da değiller ki anasını satayım atalım formatı bakalım önümüze...
-de ler -da lar -mi ler -mı lar ana dilimizin ekleridir, kullanmak ya da kullanmamak türkçe'de imla hatası olarak nitelendirilir. kelimelerle oynamak, sayfa başında olduğu gibi bir yerine "bi" yazmak ya da türkçe karşılığı bilinmesine rağmen, birikim göstergesi olarak, cümlelerimizin arasına -daha çok- ingilizce kelimeler serpiştirmek ise "türkçe katli"dir. Daha tehlikelidir, daha dikkat edilesidir.
...
öncelikle sakin olunmalıdır. fare imleci yavaşça yazar isminin üstüne getirilmelidir. bu esnada yazar adının hemen altında beş küçük butoncuk çıkıverir ki bunlardan sağdan ikincisi burada bahsedeceğimiz güzide butoncuktur.fare imleci yavaşça üzerine getirilir ve tıklanır.
karşınıza Özel Mesajlarım başlığında bir sayfa çıkacaktır. buradaki Özel Mesaj: kutucuğuna yalın ve saygılı bir biçimde yapılan hata anlatılır ve düzeltilmesi rica edilir. mesajın sonunda başarılar dilemek sizin kendinize olan saygınızın da belirtisidir. bu küçük ve zahmetsiz işten sonra hatalı yazılan giri kontrol edilir ve çok büyük olasılıkla düzeltilmiş olduğu gözlemlenir. böylece hem bir mal Türkçeye kazandırılmış olur hem de hakaret içeren bir başlıkla başkalarına ayar verme güdüsü mutlu bir biçimde kontrol altına alınır.
başarılar...
bir insan de veya ki'nin ayri yazılıp yazılmayacagını bilmiyorsa bu onun mal oldugunun gostergesi degil,cevresinde bunu bir sorun gibi goren insanlarin mallık derecesinin bir gostergesidir..