De facto veya de fakto, "gerçekte", "uygulamada", "fiilen", "fiili" ya da "pratikte" anlamında kullanılan Latince deyiş. "Kanuna göre" veya "hukuki olarak" anlamına gelen de jure ile karşıt olarak sıkça kullanılır. Yasal bir durumu tartışırken de jure konu hakkında kanunların ne söylediğini, de facto ise gerçek hayatta uygulamanın nasıl olduğunu belirtir. Bu uygulama yasal olabilir ya da olmayabilir.
De facto teriminin oldukça geniş bir kullanım alanı vardır. Evlilikten, devletler hukukuna kadar birçok konuda kullanılır. Ayrıca geçerli bir kanun ya da standartın olmadığı fakat genelleşmiş bir uygulamanın söz konusu olduğu herhangi bir durumu belirtmek için kullanılır.
triko hırkalar ve yazlık elbiseler konusunda oldukça iyi .
valla de facto işini şöyle biliyor ;parayı basan müşterisine sunduğu üründe ne koku ne sarkma ne de ıyyyğğ detayı ne tüylenme var .
ha gider 29.99'a ürün alıp beni mutlu et lütfen diye yakarırsanız o da sizi en az limonlu midye kadar keyiflendirir.
iğrenç reklamlarıyla dikkat çeken,5 alışveriş merkezinin 1 veya 2 sinde bulabileceğimiz mağazası olan akdenizli giyim markası.şu sıralar da sokaktaki insanlara jean çıkartan reklamıyla televizyonlarda rastlamak mümkün.
çok itici reklamı sayesinde bir kaç kıyafet bakmak üzere girdiğim mağazasından anında geri çıktığım firma. tamam, yaratıcı olmuş ama şarkıcı seçimi iğrenç.
insanın toplumsal bir sözleşme altında yaşamayı kabul etmesinden önce varolan zıtlığın meşru halidir. bir nevi insanın kendi içsel dürtülerinin ve kendi yaşanmışlığının ortaya çıkarmış olduğu kişisel ya da kitlesel ön kabül.
insanların güvende olmak ve mülkiyet haklarını ellerinde tutmak amacıyla ortak bir yasa koyucu etrafında hemfikir olup, tüm yetkilerini yazılı kanunlarla güçlendirilmiş bir otoriteye devretmelerinden önceki anonim kanunlar olarakta betimlenebilir. birşeyin yasal olması meşru olduğu anlamına gelmemektedir, işte de facto bu meşruluğun nitelemesidir. mesela ingiltere anayasası aslında de facto irade üzerinden işleyen, yazılı olmayan,sırtını geleneğe yaslamış bir anayasadır.
örnek verecek olursak; migrosa ya da başka büyük bir süpermarkete giren bir çocuğun raflarda duran bir çikolatayı parası olmadığından dolayı alıp cebine atması yasallık açısından bir suçtur, ama de facto bir eylemselliktir. bu çok ince bir noktadır, bu noktayı anlayabilmek için hobbes, locke ve rousseau cu toplum sözleşmelerinin öncesindeki durumu bilmek gerekmektedir, özel mülkiyet ve malın devri durumlarının ortaya çıkmadığı döneme dair okumalar yapmak , olmadı proudhon okuması yaparak mülkiyetin nasıl bir hırsızlık olduğu yönünde bilgilenerek durumu değerlendirmek gerekmektedir.
ikili yönetim anlayışıdır . Filistin yönetimi üzerinde Hamas kontrolündeki bir siyasal islamcı Gazza Şeridi ile El-fetih kontrolündeki amerikancı-siyonist liberal batı şeria yaratılması çalışmaları buna bir örnektir .
fiili olarak anlamındadır. örneğin de facto olarak kıbrıs rum kesimi'ni tanımamız. de jure olarak,herhangi bir hukuksal belge olmadığı için bu tanıma gerçekleşmese de fiiliyatta içinde olduğu örgütle münasebette bulunulduğu için böyledir.
ya da bir devleti,de facto olarak, spor müsabakası yapmak gibi bir faaliyette bulunularak ta tanımak mümkündür.