değişken ruh halleri ve kafayı sıyırmak

entry9 galeri0
    9.
  1. ailenizle, arkadaşlarınızla, sevgilinizle ilişkileriniz yürümez. Bir öyle bir böyle tavırlarınızdan zamanla herkes sıkılır, yalnız kalırsınız. Dönüp geriye baktığınız zaman, içinde bulunduğunuz durumu kendinizin yarattığını fark eder, artık çok geç olduğunu anlarsınız ve zamanla kafayı sıyırırsınız.
    1 ...
  2. 8.
  3. uykuya daldıktan sonra düzelen durumdur. ertesi akşam yine düzmeye başlar ama o ayrı.
    1 ...
  4. 7.
  5. 6.
  6. 5.
  7. daha dün patronum sordu.

    -nasıl memnun musunuz sibel hanım?
    -(?!?)evet
    -bi sorun yok yani
    -ha,hayır!
    -peki.

    saçma sapan boş bi diyalog geçirdik lakin o diyalog da beynime geçirdi.

    herhangi bi özel eğitim kurumundayım. ingilizce derslerine giriyoruz işte. konuşturuyoruz falan. bu mesleğin bana göre olmadıgını anlamam zaten bi 5 yılımı aldı. ama yapacak daha iyi birşey bilmemek gibi bi soruna sahibim.. artık evde yan gelip akşam yemeklerinden sonra annemin meyve tabagı hazırlayıp getirmesini bekleyemeyecek kadar büyüğüm. hayal kurmakta da geçiktigimi farkettim. lisede kurulan o yönetmen olsam oyuncu olsam hayallerini şimdi kuruyorum, gerçi değişen bişey yok o zamanda aynı şeyleri düşünüyor ama bütçesi düşük bi ailenin buna izin vermeyecegine idrak ederek sindiriyordum. velhasılkelam işteyim çalışıyorum.

    içi boş öğretmenler odası muhabbetlerine katılmak yerine başka ugraşlar içersine dalıyorum. gerçi öğretmenler odasını sabit tek elemanı benim. benim dışımdakiler her daim bi gezide edasında kantinde müdür odasında orda burda. yaşlıca içi geçmiş ama hırsları kabiliyeti olmamasına rağmen geçmemiş ispiyoncu bir abla tiynetli, lise ve üni de hep popüler olmak isteyip de olamamış küçücük veletlere dahil herkese hava yapma peşinde olan ve aldıgı ilk çeviri de yardımım için bana koşan, kendini herdaim nasılım ama mükemmelim gibi sorularla onaylatmaya çalışan sözde playboy, bi de ben yeni mezunum ben bilmem tiplilerden oluşan bi yer işte. herhangi bi yer.

    ne kadar abidiik gubidik tip varsa ordaymış demeyin. insanlar hep böyle. belki yazıyı okuyacak olanlar arasında vardır onlardan biri de ki öğretmenlerin çogu böyledir. aman ne de güzel bok atıyo demeyin ya da saçma sapan komplekslere girip hiç de bilem ben öyle değilim cümlelerini duymazdan geliyorum.

    öğretmenler -ki bir sürü gördüm- çoğu böyle. mutlaka altyapı da bişeyler eksik psikolojik geçmiş mevzuatları karışık. öğretmenler odası sıgınagım oldu bu yüzden.

    nasıl memnun musunuz sibel hanim?

    - değilim. sevmiyorum burayı..
    7 ...
  8. 4.
  9. 3.
  10. 2.
  11. 1.
  12. bir ağlayan palyaço klişesi olmaktan pek uzak haller bütünü(vize) ve neticesi(final).

    insan evladı pek garip muhterem. aynı eylem, farklı şartlarda o derece uçlarda etkiler ki adamı, vallahi şaşan galın yau. hani paso bi şarkıyı dinleyip dinleyip bıkarsın, kusasın gelir, tiksinirsin de, aynı şarkıyı alakasız bi mekanda, misal bi mağazada duyduğunda kulağına aşina olmasından kelli bi hoşuna gider, şarkıyı yeniden seviverirsin ya o anda. ya da bebek taklidi yaparak konuşan kıza aşıksan o hali pek bi sevimli gelir de, zerre duygu beslemediğin kız aynı boku yese, zumzuğu aklına beynine indiresin gelir a. örneği çok işte oğlum, hani, pezevenk paso bilmediğimiz yerden soruyor demeyesin diye söylüyorum, taş gibi bi karının önünde striptiz yaptığını düşün, bi de hormon düşmanı bi karının soyunup göt baş salladığını, bunalman mı, terlemen mi, kafayı çevirip karıya çamaşırlarını uzatanda "hadi giyin bacım" tadında uzun saçlı ferdi tayfur tribine kaçman mı? neyse. bi sor, soruştur biraderimin başına yine neler geldi diye. bu meraksız halin beni korkutuyor adamım.

    < değişken ruh halleri >

    * şaşkın:

    bi akşam arkadaşlarla demleniyoruz, kafalar henüz güzel olmamış ama inceden keyiflenmişiz, muhabbet, kahkaha gırla gidiyor. doksanların futbolundan girmişiz, anarko sendikalizmden çıkmışız derken, telefonum çalıyor. yaklaşık 1-1,5 senedir görüşmediğim, hasbelkader arkadaşım olmuş bir zatın ismi görünüyor telefon ekranında.

    - alo? merhaba enis, naber birader?
    - eyvallah birader, napalım, içiyoruz arkadaşlarla. sen napıyon?
    - napıyım ya. lan sana bi işim düştü, şimdi bizim şirkette bi sunum yapıcam da müdürlere falan, bizim grupta beni sözcü seçmişler, bikaç bişey araştırmam lazım. slayt gösterisi falan yapıcaz. senin bigisayarı kullanabilir miyim yarın öğleden sonra falan gelip?
    - tamamdır birader, evdeyim yarın zaten, hadi eyvallah.

    siktir ya, kim çekecek şimdi bu herifi?

    * huzursuz:

    ertesi gün, öğleden sonra 2 gibi kapı çalınıyor. adam sanki onca zamandır allah'ın günü görüşmüşüz gibi bir samimi, oy anam bir yapmacık, vay nazlı gelinim bir yavşak. langır lungur dalıyor evin içine, bazı rahat hareketler, işte efendim nasıl söylesem toplumca tasvip edilmeyen birtakım tavırlar. ben de akşamdan kalmayım, tek düşündüğüm donu sıyıra sıyıra uyumak.

    - oğlum bak, sabah 8'de yattım, boz ayı gibi uykum var, hiç ilişme bana. aha bilgisayar, şifresi bianönceişinibitirvesiktirgit2008, hadi sana kolay gelsin.
    - taam yaa hallederiz kardeeş.

    * uyku sersemliği, sinir bozukluğu ve gülmekten altına sıçmak:

    - anaaa, beni eklemiş mesenesine. gizemm pırpır atıyor kalbim. kimsin mi lan?
    - şşş yahya kemal(sana o büyük şairin adını koyan zihniyet kül olsun be arkadaş) biraz sessiz birader, bak uykum var.

    15 dakika sonra:

    - (ayağımdan çekiştirerek) la eniiis. şşş, kalksana oğlum ya ne yatıyon? geldik yatıyon laaa. kıhkıhkıh, kabususunum oğlum ben senin, kabususunum.
    - la sus. sus lan. bıraksana olum, bak işine lan. tövbee

    takriben 30 dakika sonra:

    - enis olum, müzik yok mu la senin bilgisayarda?
    - püfff. bilgisayarım'a tıkla, c'ye gir, el-musikî klasörü var orada, bak işte ordan kafana göre.
    - (kemandı klarnetti bişeyler bulmuş, bikaç şarkı çaldıktan sonra) bu ne laaa, kır bahçesinde gibi hissettim kendimi, yok mu olum güzel bişey?
    - ahıaha kır bahçesi ne lan? neyse uyuyorum ben, çok ses yapma.

    nereden bileydim, herif bilahare youtube'dan ismail yk, kutsi, gökhan tepe ve benzeri şarkıcıların kliplerini açınca anladım müzik yelpazesinin nereye kadar açıldığını.

    tahminen 1 saat sonra:

    - hehheheheh. enis lan çıplak fotoğrafını çektim olum, internete yayıcam hahah, bak la bak.(lan çıplak diyo da, dal taşak yatmıyoruz elin herifinin yanında, boxerlayım)
    - ohooo. tamam sen uyutmayacan anlaşıldı. napıyon yaptın mı bişeyler?
    - yaa kardeş, bikaç resim yazı falan buldum da, şu son görüntüye kendim bi özlü söz yazsam diyorum. bak, bi alman bilimdamı demiş ki "santıranç bir ömür boyu sürmez!"
    - ahaha siktir öyle bi söz yok.
    - var lan valla var.
    - lan olum ne bilimadamı ne şeyi, bak..(ne desem anlamayacak zaten) neyse, yap madem iyi sen bilirsin.
    - birader, o sona özlü söz koymazsam siktimseni(sittinsene demek istiyo) etkileyici olmaz.
    - aman tamam nabarsan yap. sorma da bana bişey. yattım ben, bi daha uyandırırsan harbi sikerim, bokunu çıkardın bak.

    * mutlu ve sevinçli

    birader, abartısız 5 saat deliksiz uyumuşum ve herifin evden gitmek yeni aklına gelmiş, beni uyandırıyor.

    - şşş, eniis, gidiyorum ben lan.
    - hı? ha? gidiyo musun lan? bişeyler yiyeydik?(nezaketimi kutlayın)
    - yok ya gidiyim, evde yerim.
    - iyi sen bilin(hiç ısrar yok). du giyiniyim ben de çıkıyım seninle, bikaç işim var.

    < kafayı sıyırmak >

    dışarıdaki işlerim biraz uzun sürdü, hallettim. bunlar işin ayrıntısı. işin aslı da şu; aylar sonra ilk kez, yeniden gördüm bir kadını. elini tutmuş, koklamış ve hatta öpmüş kadar yandı içim. söylemek istediğim sözler, kelamlar vardı. hani duyacağın yok illa ki, ama olur ya..

    ıskartaya çıkmış hayallerimiz oldu bizim de. sayende.
    ve senin yüzünden, senden kalan;
    dilimiz uşşak makamından söylese de, gönlümüzde her daim hicaz telleri titrer.
    an gelir, bir çingenenin lanetli şarkılarında bulurum bizi.
    seni sevdiğim günden beri, belki de seni sevdiğim için;

    ayakkabılarım eskiyor...
    88 ...
© 2025 uludağ sözlük