hayatımda bir kaç kere başıma gelmiş ve ömrümün en korkutucu anlarını bana hatırlatan replik. olay şöyle gerçekleşir. mahallede yaşça büyük bir çocuk size sataşır, siz önce tırstığınız için karşılık vermezsiniz, arkadaş grubunuz da donmuş kalmıştır. (zaten öyle arkadaş gurplarında ne hikmetse bir tane bile cevval çocuk bulunmaz.) çocuk orda bir yeltense af buyrun ağzınıza sıçacaktır. sonra size cahil ve korkak cesareti gelir. çocuğa bir yumruk çakarsınız. başlarsınız kaçmaya. o sırada çocuk sizin koşu hızınıza yetişemeyeceğini anladığı için yere bakınarak bu sözü sarfeder. kaçarken o sözün kulaklarda çınlaması ve her an arkadan kafaya bir taş gelecek hissi yirmili yaşlarını geçmiş bünyede bile psikolojik etkiler bırakır.
çok kızdırıldığı, bam teline basıldığı takdirde, 'taş yok mu, taş?' diyip, etrafta bulduğu en yakın taşı, -ki neredeyse bir araba ağırlığındaydı- yeşermiş hulk misali yerden kaldırıp, kaçmakta olan hasmının arabasının arka tamponuna yerleştirenine de rastlanılmıştır.
(bkz: bunu yapan insan olamaz)
(bkz: bunu yaptıran ardinaldir)
eğer kavgada okkalı bir dayak yenmişse ilk olarak kaldırım taşları zorlanır ama kahramanımız yerinden çıkaramaz çıkaramadığı gibi komik duruma da düşmüştür ama pes etmez kenardaki taşları zorlar ama faydasız ve tüm çaresizliğiyle anlamsızca sağa sola "taş yok mu laaann taaşş" diye bağırır, o sırada kalabalık dağılmış kalanlarda kahramanımızın haline gülmektedir velhasıl sonu kötü biten söz öbeğidir.