sözü ve müziği yusuf hayaloğlu'na ait türkü.
bu şarkıyı ancak ahmet kaya gibi bir ses bu kadar güzel söyleyebilirdi.
ağzıyla değil, yüreğiyle okuyor resmen. sesi billur gibiydi rahmetlinin.
bir hayaloğlu şiiri. her bir sözü bir başka hüzün. ama bir yeri var ki bu şiirin diğer sözcüklerden ayrılır, gelir hançeri saplar böğrüme.
ahmet kaya nın yüreğinden gelen sözler ile bağlamasından çıkan ezgiler "arar bulur muydun beni, sahipsiz mezar olsaydım" dizelerini söyleyince yitiririm kendimi ben artık. ne zaman duysam bu sözü gözlerimin önüne bir mezar gelir. ve nerde bir mezar görsem yıkık ve perişan, üstünde bir ismi dahi olmayan; işte o zaman ben bu dizeleri anımsarım. oturup o sahipsiz mezarın yanı başına, bir cigara içmek gerekir o an. belli ki kaç zamandır ne geleni olmuş ne de gideni. kalmış bir başına. terkedilmişliğe emanet edilmiş.
oysa kim bilir o da bir zamanlar vazgeçilmezdi kendine göre. sevdiği vardı, belki seveni de vardı. ihtimaldir ki hayatı da çok sevmişti. ama nerden bilecekti garibim bir gün geldiğinde ölüm yolunda toz toprak olacağını. şimdi ücra bir toprak parçasının altında cürmü kadar yer kaplıyor. onu gömenler kendisini unutturmaya engel olacak bir taş parçasını bile çok görmüşler baş tarafına dikmek için. ahh vefasız insanlık!
bir iki dizenin yaşattıklarıdır bunlar bana. düşündükçe o sahipsiz mezarı, içimi bir keder kaplar ve hüzne boğulurum. soracak kimsem yok çünkü "arar bulur muydun, beni sahipsiz mezar olsaydım" diye. vesselam..
Dağlarda kar olsaydın yazın güneşin sıcağına maruz kalıp gün be gün eriyip su haline gelip bir yerlere akacaksın ardından yine sıcağın etkisiyle buhar olup kuş gibi havaya uçacaksın demektir.