bu memlekette kürt olmak varmış. gel gör ki cenab-ı rabbul alemiyn bizi türk olarak halketmiş. öyle olunca da yaş kemale erdi kabir kapısına yaklaştık ancak bir ev sahibi olamadık. sabit gelirle tırmalayıp duruyoruz elhamdulillah. dağa çıksaydık, asker,polis öldürsek, şehirlerde etrafı molotoflayıp kadın,çoluk,çocuk katletsek, sağda solda ahmet kaya,gözüm, devrim demograasi, halkların bilmemnesi diye megrilesek evi çoktan kapmıştık. ama adam öldürmeyi de beceremem ki. o değil, toki'de oturan akrabalarım var. yarın öbür gün belki de akrabanı,köylünü öldüren herifle altlı üstlü oturacaksın. vay anasını be, karıştır barıştır dedikleri bu olsa gerek.
silahlı eyleme karışmamış olanlara iş, uzun vadeli düşük taksitlerle tokiden ev ve yönetici sıfatında olanlara ise, isterlerse, yurtdışında sorunsuz yaşam imkanı. vadedilen bunlar.
ira, eta gibi orgutlerle yapılan mücadele örnek alınmış. başından beri ben de bundan yanayım. lakin bir takım sıkıntılar mevcut. silahlı mücadele yerine siyaset hakkı tanınması, aynen ira ve etada olduğu gibi başarılı olur diyorum ancak diğer haklar hakkında, toplumda yaşatacağı hayal kırıklığı adına da endişeliyim. ıspanya ve birleşik krallık, türkiye ile kiyaslandiginda ekonomik olarak çok daha ileridedir. asgari geçim şartları yasanabilir ve işsizlik oranı çok daha düşük. hal böyleyken, pkk kadar zarar vermeyen bu orgutlere tanınan imtiyazlar halk içerisinde aşırı olumsuz tepki görmemiştir. ancak bunu turkiye'ye olduğu gibi uyarlamak halkın vicdanini rencide eder, militanlarda ise deşifre korkusu yaratır. bu yöntem, her iki tarafı da memnun etmeyecegi gibi, hedeflenen amaca da hizmet Etmez görüldüğü üzre.