Çocukluk anılarımı hatırlıyorum. Elimi tuttuğun, beni gezdirdiğin, espriler yaparak beni güldürdüğün anıları. Ama artık hepsi birer hatıra. Sonsuzluğa ulaşacağım güne kadar sadece anılarımda yaşayacaksın. Sevdiğimiz insanlarla son bir kez konuşmamıza, onları sevdiğimizi söylememize bile izin vermeyen, kolay ve ani olan bu ölümden nefret ediyorum. Kendime ve aileme çok sinirliyim, 8 yıldır yanına bile gelmedik. Her telefon konuşmamızda “yanıma gelin, sonra pişman olursunuz” derdin ama inanmazdık, haklıydın..
Yılda birkaç kez karşılaştığım bir dayım var.
Haremi var adamın mübarek. Karısıyla boşanma evresinde. iki tane sevgilisi var. Yengemden dört çocuğu,sevgilisinden bir çocuğu var. Diğeri de yakında doğurur Heralde. Tipsizin de teki.
iki sevgilisi ve dayı dediğimiz kişi birlikte yaşıyorlarmış galiba. Sonra kadınlar neden eziliyor edebiyatı yapıyoruz. Böyle kadınlar ve adamlar oldukça daha çok konuşuruz biz.
Sadece çocuklarına üzülüyorum. Babalarıyla arada bir oturdukları içki masasından başka paylaştıkları,birlikte oldukları başka bir şey yok.
Dayı annenin kardeşi ama bizde annemle ve teyzemle alakası olmayan kişilik.
dayı... asla olamayacağım şey. çünkü dayı olmanın en ön koşulu olan "kız kardeş sahibi olma" kriterine sahip değilim. bu yüzdendir ki bir dayı olamayacağım ve bu yüzdendir ki bir ömür bunun eksikliğini hissedeceğim. sadece bir "amca" olabileceğim. evet evet, sadece bir amca... hani nuri alço'nun "amca baba yarısıdır yavrum" diyerek malum babalığını gösterip makamına leke sürdüğü amcalık. hani şu "köprüaltı cam cam, siksin seni amcam" tekerlemelerine konu olarak çocukların gözündeki sapıklık imajı sağlamlaştırılan amcalık. hani küçükken annelerimizin "tanımadığın amcalardan bir şey alma" diye bizi uyardığı amcalık. böyle bir dünyada amca olmak istemiyorum ben arkadaşım. önce amcalık makamına iade-i itibar yapılsın sonra.
ama dayılık öyle mi? dayının söylenişinde bile güven aşılayan bir şey yok mu? kurtlar vadisi olsun, ezel olsun bu dizilerde en sağlam karakterlere hep bu yüzden dayı denmedi mi? hani şu aralar fırtına gibi esen ezel dizisinde tuncel kurtiz dayı değil de amca olsaydı şimdiki karizmasına ulaşabilir miydi?
-nasıl amca? nasıl ihanet ederler bana?
+mesele ihanet etmek değil yeğen. mesele ihanetin bedeline de katlanabilmekte.
-ne diyon amca ya? bi sigigit alüminyum! benim derdim başımdan aşkın sen ne diyon...
işte ramiz dayı'yı değil de ramiz amca'yı izliyor olsaydık aynen böyle olacaktı durumu koskoca ramiz'in. yalnız haklı burada eleman. ramiz amca ne lan hakkaten!
sonra mesela kabadayı diye bir şey var. "dayı mısın lan!" falan denir. buram buram erkeklik akıyor dayı kelimesinden. ama amca ne lan? amca ne! tövbe yarabbim...
dayı olanlar ve olabilecekler, size sesleniyorum. bulunduğunuz konumun kıymetini iyi bilin. yeğenlerinize iyi bakın. ben ağlamaya gidiyorum.
Iki tane dayim var, buyuk olan bir ada almayi dusunuyor. Yahu adam fakirleri anlamak icin piyango bileti almaya kalkti ve umarim bana cikar da o fakirler bir sey alamaz dedi. Uzmeyin dayimi, fakirleri sevse iyi insan aslinda...
hayatım boyunca eksikliğini duyduğum insan. babanın eksikliği, amcanın başıboşluğu gibi durumlarda ihtiyacınız olan dayıdır. geçen evli olan kardeşime sordum. sen hiç büyürken dayı aradın mı hayatında. o da benim gibi düşünüyormuş. peki dedim sence senin ufaklıklara iyi bir dayı olabilecek miyim? ona ne şüphe. *