tanım: insanı yerinden zıplatacak kadar tedirgin edebileceği gibi, korkunun verdiği ataletin üste yapışıp kalmasıyla yerinden kımıldayamayacak hale sokup pasif atak geçirtebilecek korkulardır.
şu sıra kendi açımdan en dayanılmazını yaşıyorum sanırım: hayatta kendini doğru konumlayamama korkusu, "mutsuz olacağım" ya da "ya mutsuz olursam?" tedirginliği. yaşım itibariyle herşeyin belirsiz olduğu, "akademi mi iş hayatı mı?" buhranları geçirdiğim, hangisini seçersem seçeyim diğerinde aklımın kalacağından neredeyse emin olduğum bir dönemdeyim.
bir de şu var: hayatın aynı kalmadığı gerçeği. tadların, dokuların, beğenilerin, bakış açılarının inanılmaz hızlı değişmesi-daralması-gelişmesi. en yakınlarla aynı frekansı yakalayamama korkusu. bu baş döndürücü hızda "bir delik bulsam da kafamı soksam" isteği.
en kısa haliyle; tüm kimliklerinden sıyrılmış veya tüm kimlikleriyle bir bütün olamama, aidiyet hissedememe, arafta kalma korkusu.
tanım : düşünmesi bile dayanılmaz olan korkulardır..
-aslında hayatının belli bir dönemine kadar ölmeyi bu dünyadan bir çeşit kurtuluş olarak görmene rağmen sevdiğinle doyasıya yaşayamadan ölme korkusu, hayatının aşkıyla karşılaştığın günden beri sevdiğine bir şey olacak korkusu..
-en temel korkum ise korkunun kendisi.. korku çok fena bi durum, hiç yapmadığı şeyler yaptırıyor insana.. bu yüzden herhangi bir şeyden korkmaktan korkuyorum..
(bkz: konuşacak kimse olmaması sonucu sözlüğü günlük olarak kullanmak)