neymiş efendim alkol almış sonra da dayanamayıp aramış. geçiceksin o ayakları canım kardeşim sen kafana aramayı çoktan koymuşsun da sadece biraz alkol alması kalmış geriye. o yüzden böyle bir durum yoktur aramak istemeyen insan aramaz, aramak isteyen insan arar. dayanamayıp aramak da nereden çıktı mınakoyim?
bir elinde telefon varsa ve fonda içli bir parça çalıyorsa kaçınılmaz sonuç. o halinle bile saçının teline zarar vermekten imtina ettiğin sevgilinin birgün kıymet bilmez ellerde heba olacağı endişesi ne kadar da hazindir be sözlük.
aferin dedirtir ne oldu ne degisti. hic birseyin degismediginin ve degismeyeceginin sinyali alınır. ilk once rahatlarsın sonra egolarına iyi geldim diye kendine kızarsın.
Sevgiliye kızgınsındır, ayrısındır ama çok özlemişsindir. Gurur yaparsın aramazsın ama elin telefona gider kafanda bir sürü soru vardır. Ne yapıyor ? iyi midir ? O da beni özlemiş midir ?
Sonunda dayanamayıp gururuda bir köşeye bırakıp ararsın.
dayanamayıp aramak çağımızın hastalığıdır bence.
yıllar yıllar önce, cep telefonu denen icat hayatımızda henüz yer edinmemişken böyle bir hastalık yoktu.
kişi özlese de, hasretinden yanıp tutuşsa da aramazdı, arayamazdı...
belki daha zordu ama zor olan değerli olurdu.
şimdi öyle değil...
sıkıştı mı dayanamayıp arıyorsun...
basitleşiyor...
bir telefon kadar uzağında deyimi var ya... işte bu deyim sevgilerin aşkların ağzına etti...