yıllarca süregelmiş, kalıplaşmış oğretmenlik geleneğini sürdüren oğretmendir. neden eğitim fakültesi okumuştur, üniversite ona ne katmıştır? hiç bir şey diyesi geliyor insanın ama bunu demek bile korkutucu.
gereksiz bilgi: eski kız arkadaşım oğretmen oldu ve bazen oğrencilerine vurduğunu soyledi. bunu kim olarak yapıyorsun dediğimde ise ''napiiyim şımarıyo ve terbiyesizce cevap veriyorlar'' gibilerinden bir şeyler mırıldandı. bu işin kolayına kaçmak değil mi? benden onceki oğretmenler bu tarz uygulamalar yapmış o halde bende yaparım demek değil mi? yeni nesiller bu tarz oğretmenlerin eseri olacaksa ortaya baya bir sürrealist çalışma çıkacak gibi gorunuyor. baya yamuk ve sıradışı.
varlığı realite olan öğretmendir.ama aşağılayacağımıza öğretmen yeterliklerini arttırmamız gerekir, yeterliği tükenen öğretmen şiddete başvurur.
eğitim fakültelerinde sınıf yönetimi dersi konulalı kaç yıl oldu ki...
davranış değiştirme dersi ise yoktur.
daha hangi dersler yoktur.
sınıf öğretmenlerine türev integral öğretilir de davranış nasıl yönetilir ya da değiştirilir öğretilmez?
dayak atan öğretmeni aşağılamak çözüm mü?
mesleklerine ilk adim atarken büyük bir idealizm ve coskuyla baslayan ammvelakin kati bürokrasi ve artik calismaz kazkafali bir kütle ile karsılasan ögretmenlerin mecburen içinde bulundugu paradokstur.
niçin mi? sen tut ömrünün en güzel çağlarini test çözmekle harca sonra soluk almadan düz kontak kağsamiş ve kadük olmuş üniversite tedrisatindan geç, üzerine eğitiminin ve ögretiminine tastiklendirilmesi gerekirmiş gibi mesleğine girş yapabilmek için bir sınava daha gir.
bütün badireleri halettikten sonra aman efendim sepet efendilicilikle 7yağcılık ve seytanliktan baska melaikeleri olmayan yavsağin önde gideni arsiz olmak zorundaliği bilincli olarak secmek zorunda olan meslektaslarinin hirboluklariyla ugras.
eh bu insanlarda insan, hayvan değil. bir zaman sonra elbette civatalar atacaklardir ve o civatalar tekme, tokat, yumruk ve cetvel darbeleri olarak tahvil olacaktir.
gerçi bilinçli olarak üniversite sinavi kazandirma odakli, test cözen ama hic bir halti tam olarak algilatmayan sistemde bahsetmek de gerekir fakat ne yazik ki lise eğitiminin tuvalet kağidi kadar kiymeti harbiyesi kalmamasi da büyük bir etkendir.
hele ki bu sistemin meslek sahibi olmak değil de yağdanliklara sahip olmak yahut yagdanliklara sahip olanlara şakşak cekmeye adam yetiştirdiğini inkar edemeyiz.
eğitim hayatlarinda bakkaldan ekmek bile alamayan kişilerin şimdilerde ögretmen yaftasi altinda ögretim verdiğini bilmek bendenize yeterince dehşet vermektedir.
hele ki gerginlik ve kaz kafaliğin şiar edildiği bir toplumda gelecek için kötümserliğimi katmerlendirmektedir.
öyle ya da böyle uzaklardan tamtamlari duyulan calkantili dönemin cocuk sahibi olan ve ögretim eğitim tornasindan gecmekte olanlar enselerini huzur içinde karartabilirler.
sovyetler birliği'nde 1917 yılından itibaren öğretmen mesleğinden atılma müeyyidesi ile karşı karşıya kalan öğretmen. Almanya'da 1960'larda, Avusturalya'da 1940'larda, Amerika'da 1970'lerde bu öğretmen tipi belirlenip kendilerine kapı gösterildi. Türkiye'de ise eti senin kemiği benimdir.
insan dövmenin çözümü özelleştirme olmadığı için bu şekilde ortadan kaldırılamaz. Mesela bu çözümse polisi özelleştirelim, yahut en iyisi sendikaları özelleştirelim o daha güzel olur.