yağmurlu bir gün son otobüsü kaçırmış ve çok kötü ıslanmıştım, boş bir taksi geçerken el kol sallamıştım ama durmamıştı. aksine birde yolda birikenleride üstüme sıçratıp kaçtı şerefsiz. taksinin durak ismini gördüm ve evime yürüye yürüye ıslanarak gitmiştim.
ertesi gün beni almayan ve ıslatan taksinin durağına gittim baktım adam 3. sırada bekliyor.
ilk sıradaki adama gittim "beni şuraya götürür müsün?" dedim şoför tamam dedi haliyle, sonra "iki katı para versem bana göt verir misin?" dedim, şöför de tekme tokat indirdi aşağıya beni.
2. taksiciye gittim "beni şuraya götürür müsün?" dedim şoför tamam dedi sonra "iki katı para versem bana göt verir misin?" dedim, 2. şöför de beni yine tekme tokat indirdi aşağıya.
sıra dün beni yağmurda bırakan adama geldi. bindim arabaya. şoföre "beni şuraya götürür müsün?" dedim şoför de tamam dedi.
sonra soföre "sana iki katı para versem şu öndeki iki şöföre el sallar mısın dedim, şöför de "tamam" dedi.
not: intikam almak için gerekirse dayak yiyeceksin.
erkek adam dayak yemez deyip ya da çoğunun çaktırma deyip es geçebileceği,
genelde unutulmaya yüz tutmuş beynin en dip ücra köşesine itelenmeye çalışıla gelen anı türüdür.
Mal bir arkadaşım vardı. Sevgilisine laf atmışlar, kampüste bir ton yaygara çıkardı. Adamlar da ülkücü, ertesi gün kampüste bunla birlikteyken kıstırdılar bizi. Herifler 8-10 kişi, ben bekliyorum bizimki atar yapsın, sonuçta kız arkadaşına laf atılmış. Bizimki hala laf yapıyor, kavga edeceği Yok. Çocuklar da hırçın, dayak geliyorum diye bas bas bağırıyor. Aradan aklı selim birini bulayım da kafalayıp, ortamı yumuşatayım diyorum. Kime dönüp 'biraderim hiç gerek yok değil mi yaa' desem herifler 'kes lan' diyor. Baktım kaçış yok, çok pis dayak yiyeceğiz... bizimkine usulca savun kendini dedim. Bu salak ne? Anlamadım? Falan derken kıza laf atan lavuğa bammm köstüm kafayı. Aradan birinin çenesine de sert bir yumruk çıkardım. Sonrası? Koca bir karanlık. Bir güzel dayak yedik, 3 gün yataktan kalkamadım, ne olur ne olmaz diye kafatasına röntgen çektirdim. Doktorlar gerek yok demese mr'a bile girecektim. Velhasıl bizim Kamil o hengamede bir tane bile vuramamış, en çok böyle bir Kamil için dayak yediğime yanarım.
Açılın beyler benimkisi en efsane öyle böyle değil.
Liseyi yatılı okuyoruz. Daha o zamanlar hazırlığa gidiyorum lise 1’lerle yastık savaşı yapıyoruz. Ben yastığı kılıfının içinde bir tarafa iyice tepiştirmişim diğer tarafındaki kılıfın kumaşını da iyice burmuşum böyle elimde gürz gibi olmuş kafamın üstünde çevire çevire önüme gelene vuruyorum. Ama Nası vurmak amk! Yastığı yiyen sağlam sersemliyor beyne giden kanı kesiyorum direk öyle pis vuruyorum. En son birine bi vurdum yastık patladı tüyler havada uçuştu vurduğum eleman yere yıkıldı dilini dışarı attı kalkamadı. Ben böyle yalandan şişt pişt filan ettim baktım ses yok tam o sırada lise1’lerden biri beni gördü. O Nası vurmak orrospu çocuu dedi ben arkama bile bakmadan kaçtım ama ne kaçmak ayaklarım götüme götüme vuruyor. Bi ara göz ucuyla arkama bi baktım rahat bi 20-30 kişi yakalayın pici diye beni kovalıyor yakalasalar linç edecekler. Ulan 4 kat aşağı indim halen kovalıyolar, bahçeye çıktım halen kovalıyolar önüme bi kapı denk geldi zerre düşünmeden içeri girdim yalnız böyle bi garip kokuyor ortam terle karışık vanilya kokusu gibi. Meğersem orası kızlar yurduymuş içerde bildiğin şortla sütyensiz atletle filan geziyolar. Ben ağzımı ayırmış kızlara bakarken durumun vehametini bizim sınıftan bi kızın ayyyyyyyyyyyk diye çığlık atmasıyla farkettim.
Burası pre-dayak bölümüydü beyler şimdi esas kısma geçiyorum.
Meğersem bu kız voleybolcu filan olduğundan(götten bacaklı pasör) beden öğretmenine hocam erkekler bizim yurda giriyo filan demiş. Bedenci de Türk Telekom’da hentbol oynamış bi adam. Çıırdı beni spor odasına la sen ne gezeyidun kizlar yurdune diye aldı beni ayağının altına bi de falsolu falsolu vuruyor picin oğlu. Ben hocam bi sn izah edeyim diyorum. Sıs sigtirme hocani diyor gene vuruyor. En son biraz kondisyonu mu tükendi ne belki dövme hevesi geçmiştir yavaşlar gibi oldu. Hocam biz lise 1lerle yastık savaşı ediyoduk birine vurdum bayıldı ondan korktum yanlışlıkla girdim dedim demez olaydım. La sen furmağilan adam mi bayiltayisun dedi taym Brek bitiminde 2. Sete geçti piç. Öyle böyle dövmedi amk çocuğu!
Kavgalı olduğum bir kız arkadaşımı tenefüste okulun arkasına çağırmıştım shdjdjfj yaş 13 fln tenefüste toplandık okulun arkasına, benim arkadaşlarım onun arkadaşları falan neyse bahçede dolaşan bir hoca vardı kalabalığı görünce daldı aramıza ikimizi çekip aldı müdür odasına götürdü bi tokat bana attı bir tokat diğer kıza....çok hüzünlüydü be.
bi dövdüler bi dövdüler bizi zamanında efsane dayak yemiştik.
Lise zamanlarımız, arkadaşlar aradı kavga var gelirmisin dediler dedim tamam, olur. 5 kişiyiz gittik olay yerine iki tarafta tanıdık. Burdan bana action çıkmaz dedim, canım sıkıldı ne yapsam diye düşünüyorum. Burak geldi aklıma, nerde lan bu piç uzun zamandır görüşmüyoruz özledim dedim kendi kendime ve aradım. Mahalledeymiş kavga var koş gel dedim yerimizi söyledim. 5 dakika sonra koşa koşa geldi, ama kalabalığı nasıl yararak geliyo "hangi aq çocuğu lan benim kardeşimin canını sıkan" diye diye geldi. Beni gördü rahatladı Nabıyon lan dedik sarıldık falan, artık gözler bizim üstümüzde. Bebenin girişi sağolsun mevzu üstümüze kaldı. Daha izbe bi yere geçtik Burak hayvan gibi bebelere tekme tokat dalıyo kafasına göre ben de sigaramı içiyorum derken kafayı sağa bi çevirdim 20 kişilik destek kuvvet geliyor. Tekme tokat yeyip sesi çıkmayan çocuklar dile geldi. Selam verdi 1-2 kişi bana dedim sakın çökmeyin benden. ama lafımı bitirmeden biri bi geçirdi Burak'a ben de ona geçirdim derken neyin nerden geldiği belli değil. Sırt sırta versek fiske zor yiyeceğimiz çocuklardan bi dayak yedik bahsettiğim can kardeşim Burak yerde ben dizlerimin üstünde kafamı bi çevirdim aynı filmlerdeki gibi, tekme attıkça sıçrıyo vücudu falan, bi güç geldi bebeye canını kurtarmak için kaçıyo. Kalktı koşuyo arkasından 7-8 kişi koşuyolar ama gömlek paramparça pantolonu yırtılmış kıç tarafı komple yırtık o şekilde kaçıyo bizimki. Ben de köşedeyim bıraktılar vurmayı ayağa kalktım üstümü başımı düzelttim bişey yokmuş gibi eve doğru yol aldım ama nasıl gevşetti beni dayak tüm sinirlerimi aldırmış gibiyim.
Burakların dükkanı bizim evin yanındaydı gittim baktım gülüşüyoruz, parkta spor yapan amcalardan biri buna acımış eşofman üstünü vermiş gömleğini paramparça görünce. Ben de evden eşofman getirdim o günü öylece geçirdik gülüşe gülüşe.
Ertesi gün toplamda 32 kişi saygı duruşunda duruyodu önümüzde. öyle temiz dövmüşlerdi ki bizi o gün çocuklara vurmaya takatimiz yoktu. Güzel günlerdi her şeye rağmen.
Şimdi kardeşim Burak cezaevinde 1 ay sonra cezası bitiyor. 3 ayda 1 haftalık izine çıkıyor topluma uyum sağlasın diye özledim harbiden.
Yurtdışı yaşamı süregelmektedir, yılda bir ya da iki kez Türkiye/Ankara'ya dönülerek kâh iş yapılır, kâh eğlenilir, fakat yaşanılan yerin Türkiye olmaması sebebiyle, gelinen ev genellikle aile evidir ve çok zaman geçirilmez.
Türkiye günlerinde her gece bir mekâna gidilir, tanıdık mekânlar 'oho, abi hoşgeldin.' derler, tanımadık mekânlar ise bazen mayına dönüşebilir, şöyle ki bundan dört yıl önce, Ankara'nın hafif yokuşlu Arjantin caddesinde kısmen nezih bir mekâna gittiğimde, değerli karım ve arkadaşlarımla güzel vakit geçirdikten sonra çıkışta öpüşerek vedalaşıp dağıldığımız pek güzel bir gün olmuştu.
Sonra hastalıklı sırtlan timsâli bir takım kalın montlu erkekler benim ve karımın yanına çıkışta ilişmiş; 'Yalnız kardeş, otomobili bize vermen gerekirdi, sen bizim yere parketmişsin, sıkıntı çektik, bugün haftasonu, 20TL ücret alacağız.' demişlerdi.
Ben de gâvur damarı, yurt dışındaki sırtlansızlık vs. bir kenara; 'Fakat otomobilin anahtarı bendeydi, parkı ben yaptım, yol belediyenin, siz kimsiniz?' demiş bulundum.
'Kardeş ekmek parası' ilâ, 'Dalga mı geçiyosun lan' kalıpları ile bana yaklaşan kişilere karşı tehdit hissettiğimde ise, ufak bir gözlem yapma şansım oldu.
'Gözlüklü, şişman sırtlan', 'iri şişman sırtlan', 'Cılız ama gözleri parlak sırtlan', 'Uzakta oturarak beni gözleyen sessiz sırtlan', 'otomobildeki karım.'
Derhal gözlüklüye yumruk attım, o yere düşen ve yamulan gözlüğünü toparlarken, iri şişman sırtlanın boğazına bir yumruk daha.
Gerçek bir kahraman, mükemmel yumruktör, ve karımın tek prens olan benim için mükemmel olan bu dövüş sahnesinden sonra, uzaktaki sessiz sırtlan sur borusu gibi bir ıslık üfler, ve sonsuz sayıda vale ortama girer.
Fist of the north star gazına gelen ben hepsine dalar, fakat bu güzel anı, kafama ve vücûdumun her noktasına yediğim tekmelerle, bol bol kafa şişmesi ile tamamlanır.
En son sürücü koltuğundaki değerli karım, perdeyi indirircesine otomobile binmemi ünlemler, ben bir fırsatta binerim, kapıyı çekerim, kapıya da tekme yiyerek kapıyı çökertiriz ve, vın.
