en derin, en deliksiz ve ironik bir şekilde en huzurlu uykudur. insan hafifliyor dayak yiyince sonra da deliksiz bir uyku çöküyor göz kapaklarına. bazen uykum gelmiyor, içimden annemi kızdırayım da terlikle beni hacemat etsin şöyle deliksiz bir uyku uyuyayım diyorum.
nerden mi biliyorum? annem beni hep uyarırdı komşu oturmalarına gittiğinde sakın orada bana acıktım deme diye, karnımı da tıka basa doyururdu komşuya gitmeden önce. çocukluk ya işte; ille de acıkırdım, komşu yiycekleri daha tatlı gelirdi bana çünkü. ve sonrasında bir feryat figan eve geldiğimde beni terliğiyle bir güzel dövmüştü, sen misin milletin evinde yiycek isteyen diye.
hıçkırıklara boğularak ağlamıştım, daha sonra uykuya dalmışım tabii, ve ondan sonrasında hiç komşu evinde acıktığımı hatırlamıyorum...
yaşanılan durumun dışa vurumsal izdüşümüdür. yani yenilen dayak sonrası uyku o duruma karşı geliştirilmiş bi savunma mekanızmasıdır. uyuyarak her şeyin düzeleceğini ve eski haline geliceği kanısı taşır kişi.
''öğlen şekerlemesi'' ile birlikte zirvede büyük bir rekabet örneği sergileyecek uyku çeşididir.
anne gezer terlikle yanağı yakmıştır,acıyan sıcak yanağa süzülen ılık gözyaşı içinde çocuk yastığa kafasını gömer. bir kaç hıçkırıktan sonra , bir sonraki dayağa kendini deşarj etmek üzere o tatlı uykuya dalar.