benim bayan öğretmenimdir. henüz ilkokul 1'e gidiyordum ve beni her defasında suçsuz olmama rağmen dayak manyağı yapardı orospu. allah onun bin türlü belasını versin, hakkımı helal etmiyorum.
psikolojik destek görmesi gereken, mesleğinin yüz karası insandır. "ağaç yaşken eğilir" sözünü hiç duymamış olsa gerek ki hitap ettiği insanlara hayvan muamelesi yapmakta.
lisede eğitim veren başka bir meslektaşının dayak yemesine sebep olacak olan öğretmendir. daha ilkokulda dayakla tanışan öğrenci lise hayatında piskopat olur çünkü.
doksanlı yıllarda piyasada bolca mevcut olan, ama şimdilerde çok da fazla görülmeyen, nesli tükenmeye başlamış hayvanlardır.
sadece, masa üzerine yazı yazmakta kullandığımız fasülyeleri evde unuttum diye, sivri uçlu, topuklu çizmesinin ucuyla kıçıma tekme atan ve neredeyse çizmesini kıçıma saplayacak olan bayan öğretmenim geldi aklıma.
el kadar sabiydik o zamanlar. içime çok dert olsa da bişey diyememiştim.
şimdi aynı öğretmeni görsem, ilk yapacağım şey, ona ucu sivri başka bişey batırmak.
ben zevk de almamıştım ama, kendisi zevk alacak, eminim bundan..
eksiyle gelen edit : öğretmenin kıçına çizme soksa, zevk mi alacaksın çocuğum ? yoksa o öğretmen sen misin?
yüzde 99'u yalaka olan velilerden yüz bulmuş öğretmendir. bunlardan güç alarak ve olası bir soruşturmada yakayı sıyıracağını bilmenin verdiği rahatlıkla girişir. bir de "eğitimciyim" der. sen, önce kendini eğit.
"ah sözlük yöneticileri silmeyecek olsa , ilkokul, ortaokul ve lise deki dayakçı, anlayışsız, kaba, vs. hocalarımı tek tek buraya yazıp(adını-soyadını, hangi seneydi, hangi okuldaydı tek tek hepsini) yıllar sonra da olsa teşhir etmek" istediğim konu başlığı.
"bu konuyu nereden gördüm, bakın üstüste 3. mesajı yazıyorum, ben de maalesef derin izleri devam ediyor (yukarıda yazdığım tahta ve iz meselesi)" dediğim olay...
bu tür öğretmenler öğretmen okullarındaki veya eğitim fakültelerindeki insan ve çocuk psikolojisi türü derslerden nasıl geçmiştir, nasıl o okullardan mezun olup ta, öğretmen olmuştur, akıl sır erdiremediğim olay.
akşam evde eşiyle kavga edip, ertesi gün yaramazlık yapan veya sözünü dinlemeyen öğrencisinden hıncını alan öğretmen tipidir.
o gün çocuğu bir güzel dövüp, sövüp aradan yıllar geçince eski hatıraları hatırlayınca, o gün aklına geldiğinde "yahu keşke biraz daha sakin olup o çocuğu anlamaya çalışsaydım" diye pişman olan, ama iş işten geçtiğini anlayıp üzülen öğretmen tipi.
büyük ihtimalle, emekli olunca dayak attığı çocuklar tarafından " (bkz: 24 kasım öğretmenler günü)" nün de hatırlanmayacak, aranmayacak veya ziyaretine gelinmeyecek öğretmen tipidir...
sabrında tükenmeler olan genellikle eski jenerasyon öğretmendir. bu tipler hayatlarındaki tüm kalelerini kaba kuvvetle kaybetmiştir. bunu acısını daha güçsüzden çıkarmaya çalışır. öğrencide öyle bir etki bırakmıştır ki, okşamak için elini kaldırdığında bile çocuk korkar. ne yazık bu etki asla çocukların hayatlarından silinmez. *
ilk okulda, öğretmenden darbe alır almaz karşılık verildiği zaman refleks olucağı için disiplin suçu olmaz söylentilerini duyduğum için lisede kafama vurmaya çalışıp benim de refleksi abartarak kafa, göz, dalak bırakmadığım ve okuldan atılmama sebeb olan öğretmendir. ***