lan benim hayatımi kendi sınırlarımı bilmekle geçti. potansiyelimin farkında olmakla, varabileceğim yeri öngörmek ama varamayacağım yerin hayal kırıklığına uğramamak gurur duyduğum yegane şeyim. (not: by the way, atari salonu işletiyorum.)
ama bazı tipler var, kafa açıor birader. köşedeki tekelin yan yana efes ve tuborg ışıklı tabelalarını astırması, üzerine bi de market ismini yazdırması önemli benim için. sümsüğüz hafız çoğumuz.
dayıma bakıyorum, resme başlıyor hiç yoktan. hevesini alır bırakır diyorsun, oğlu küpe takmaya başlamış tedirgin baba odunluğuyla. ama bırakmıyor abi. sergi açıyor lan. taşaklı adamlar geliyor, resmini satıyor. hal böyle olunca adam kendini sorguluyor.
lafa gelince şu sözlükte yıllardır sallamadığımız adam kalmadı. ulan devletin başından kpssli memuruna kadar herkesi eleştirdik. bakıyorum da dikili ağacım yok lan.
satırlarıma son verirken dayımın da ellerinden öpüyorum. asıl konuya gelirsek, çok uyguna efsane tablolar var elimde. dayım'oğlu satmadan ben şaapayım dedim. bi özel mesajla ulaşabilirsin bebeğim.