2014 yapımı 130 dakikalık aksiyon/macera/dram kategorili, oscar adayı/16 ödüllü mark bomback/matt reeves filmi. imdb notu 7.6 https://galeri.uludagsozluk.com/r/1351283/+
170 milyon bütçe ile çekilmiş, 281 milyon gişe yapmıştır. Yıllardır arşivimde bekletiyordum, izlememek için direndiğim filmlerden biriydi. Kadroda gary oldman olmasa asla da izlemezdim, nitekim beğenmedim.
maymunlar cehennemi için çekilen yeni seride en dikkat çeken konu, öyle sanıyorum ki filmlerin hafife alınmayacak politik alt metinlere ve referanslara sahip olmasıdır. dawn of the planet of the apes (maymunlar cehennemi: şafak vakti), farklı türler (maymun insan) arasında geçen sığ çatışmaya türlerin kendi içlerindeki uyuşmazlık ve anlaşmazlıkları da ekleyerek yoluna devam etmekte. bilhassa da insana karşı verilen savaşın, maymunların iç savaşına evrilmesi dikkat çekici. bu serinin, 1968 yılında çekilen ilk filme dek gideceğini bildiğimiz için böylesi iç içe geçmiş bir yapıya bürünmesi hayli anlaşılır. nitekim, franklin j. schaffnerın filmi bütünüyle olmasa da unutulmaz finaliyle politik bir düş kırıklığına dönüşmüştü zamanında. dolayısıyla burada karşı karşıya kaldığımız siyasi kargaşa insanın neden kaybeden tarafta yer aldığını anlayabilmemiz adına önemli ipuçları barındırıyor.
Yorumların aksine seriye gayet yakışır bir film olduğunu düşünüyorum. Vermek istediğini ne seyirciyi aksiyon manyağı yaparak ne de çok fazla klişelere girerek veriyor. Genel kanının aksine ilk yarısını sıkıcı bulanlardan değil, hatta ilk yarısının mükemmel olduğunu düşünenlerdenim. Ayrıca görsel efektleri yapana ne kadar oscar varsa verilmeli. Görsel efektler rise of the planet of the apesfilminin de üzerine çıkmış. Mimikler, maymunların yerleşik hayata geçme, modernleşme çabaları, daha uygar olanla savaş ve sonunda barış özlemi ve bu özlemi sağlamanın zorluğu. Özellikle karakter çatışmaları dengeli ve doyurucu işlenmiş. Kanaatimce serinin en zayıf halkası değil, en güzellerindendir.
günahkar bir maymunun cehennem yolculuğunu anlatan film. bu adi maymunun dünyada işlediği günahlar, yediği kul ve yetim hakları filmde fleşbeklerle verilmiş. yönetmenin başarısı burada ortaya çıkıyor. bu sahneler izleyiciyi öyle bir etkiliyor ki çıkışta kendinizi mescide giden kuyrukta buluyorsunuz*
görsel efektleri ve konusu itibarı ile güzel filmdir.
devam filminin geleceği final sahnesinden anlaşılmaktadır.
alt metninde geçmiş günahların acısını yeniler çekmesin" ile "bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı vardır ve bunu dikkate alın" yatmaktadır.
amerikalıların insanları film yoluyla etkilemelerini çok iyi bizlere gösteren film. öyle bir hava yaratılıyor ki sanki gerçekten böyle bir şey olabilecekmiş gibi. yoksa maymunlar dünyayı ele geçirecekler falan **
8.6 lık imdb puanına bakarak beklentiler yükseltilmeden seyredilmesi gereken film.
ayrıca fragmanın gazına gelip aksiyonu bol bir film beklentisine de girilmemeli.
görsel efektler muhteşem. sinema sektörü özel efektlerde gerçekliği daha ne kadar ileriye götürebilecek diye düşünmenize sebep olabilir.
gel gelelim film klişelerle dolu her hadisenin öncesinde klasik amerikan kurgusu akla getirilerek ne olacağı tahmin edilebiliyor.
3d konusunda net yorum yapmak gerekirse gereksiz olmuş diyebiliriz. show tv 1995 yılbaşı programında gazetenin verdiği 3d gözlükle bakıldığında ekranda şarkı söyleyen ablanın önünde biraz daha çıkıntılı gözüken çiçeklerden öteye geçememiş.
yani üzerinize gelen, fırt diye ekrandan fırlayan bişeyler yok. sadece ekrana biraz derinlik verilmiş. filmi karanlık seyretmeye gözlüklerle mecelleşmeye değmez.
--spoiler--
bir de film mekanlar açısından yetersiz geldi. tamam dünya felaket yaşamış insanlık bir bölgeye tıkılmış falan ama bir orman ve bir avludan fazlasını göremedik filmde. tek derdi, ormandaki baraj olan insanları, şehrin geri kalanında hayatı idame için bir şeyler ararken de görmek felaketin boyutlarını görerek anlamak da isterdik.
bu arada filmle ilgili en yanıltıcı şey de fragmanda caesar'ın 'war has already begun' cümlesini filmin başındaymış gibi göstermeleri ve doğal olarak aksiyon beklentinizin yükselmesine sebep olmaları. oysa ki filmin sonunda veda cümlesiymiş. aksiyon içimizde patladı.
