2006 yılı rtük üyesi.Prof. Davut Dursun: 1953 Artvin Borçka doğumlu. istanbul Üniversitesi iletişim Fakültesi mezunu. Sakarya Üniversitesi Siyaset ve Sosyoloji Bilimler bölümü öğretim üyesi , evli ve 3 çocuk babası *
"...Emin GÜRSES'in "He şeyi ... Davut DURSUN'un demi." Dediği, Şener'in "Davut'u değil Musa'yı da söylemiş He demiş Sakarya Üniversitesinde 2 tane şerefsiz demiş bunları organize ediyo başörtüsünün alehine lehine ...atıyorlar birisi Musa TAŞDELEN birisi Davut DURSUN." dediği, Emin GÜRSES'in..."
sayfa 154
delikanlı adam. üstelik laiklik analizi, şerif mardin, kemal karpat gibi entelektüellerinkinde farklı değildir, resmi ideoloji ile yıkanmış beyinlerin pek aklı ermez bu durumlara, savundukları şeyler ezberleridir.
Yeni şafakta yazarlık , sakarya üniversitesi iletişim Bölümü Başkanlığı yapmıştır. yeni Şafak'taki makalelerinde Atatürk ve inönü'ye militan, ardından laikliğe de "sapkın anlayış" demiştir. diyebilir tabi, sonunda demokratik bir ülkede yaşıyoruz. Ama bu kişiyi radyo televizyon üst kurulu başkanı yaparak ne hedeflenmektedir ki? YAni, belki Ak parti yerine başka bir parti gelse o da kendisine yakın bir ismi böyle bir göreve getirmek isteyecektir. Bu artık ülkemizde normal karşılanmalı. Ama ülkemizin geldiği bir yer var ve bu yerde yadırganmamalı artık. Hükümet kendisine en yakın yayın organı olan Yeni Şafak'ın yazarını bu işe atıyor. Başka adam mı yok yani ki böyle bir isim böyle bir kurumun başına geliyor. Ak parti'ye hiç bir zaman oy vermemiş ve vermeyecek biri olarak ama yine de bu ülkenin bir vatandaşı olarak hakkım olan bir şeyi sormak isterim: Ülkemizin bağımsızlığına kavuşmasında emekleri olan, mücadeleleri olan iki insanı "militan" olarak gören bir insandan rtük başkanı olarak neler yapmasını beklemeliyim? KAdrolaşma olur ama bu kadar da işin suyu çıkarılmaz. Yakında Mustafa Kemal ve Kurtuluş savaşı generallerine laf sokan herkesi bir yerlerde göreceğiz anlaşılan.
Bu arada asıl üzücü durum Davut Dursun'un rtük başkanı olmuş olması da değil. Böyle bir ismin Sakarya Üniversitesi iletişim Bölümü Başkanı olmaya kadar varması. Orada kim bilir kaç tane genç beyin bu adamdan etkilendi, belki bir kısmı okulu bıraktı, bir kısmı da ister istemez köprüden geçene kadar durumu idare edeyim dedi. Ülkemizin profesörleri dahi atatürk ve inönü'ye hakaret edebiliyorsa varın gerisini siz düşünün. AK parti karşıtı olabilirim ama onların bu yayılmacı politikalarını takdir etmemek mümkün mü? Kendi düşüncelerine yakın olan insanları profesörlüğe kadar getirmişler ve virüs gibi tüm organizmaya yayılmışlar.
Kendisi 1992'de doçent , 2005 yılında da profesör olmuştur. Ak partinin 2001 yılında kurulduğunu göz önüne alırsak adamlarını kolladıkları gibi bir sonuca ulaşmamız çok da isabetsiz bir yaklaşım olmaz.
Ak parti demeyeyim de onun gibi düşünenler diyeyim. Zira Ak parti zihniyeti 2001 yılında birden peydahlanmadı bu ülkede. Kapanıp kapanıp yeniden açıldılar. Kadroyu oluşturan isimlerde gökten zembille inmediler tabi ki.
tv'den aldığımız habere göre bir toplantıda yaptığı konuşmasında 'buradaki toplumun manevi ve milli değerleri ile etiler'deki toplumun manevi ve milli değerleri aynı olabilir mi?' diyen kişi. kasıtlı olarak mı söyledi, bir kafiye yakalamak için mi söyledi yokse sırf laf olsun diye mi söyledi? bunu cum'a namazından sonra öğrenebiliriz!
işte akp'nin kucaklayıcı anlayışının bir temsilcisi..22 temmuz 2007 seçimlerinden sonra 'herkesi kucaklayacağız' diyen akp'nin bir temsilcisi..
'sizin istediğiniz gibi olsun,tamam..' diyeceğimizi bekleyenler yanılıyorlar.. herkesin yapısının farklı olduğunu rtük başkanı anlayamıyor sanırım.. etiler bir eğlence merkezi olabilir.. insanlar sabah kadar eğlenebilir, makul sayılabilecek derecede gürültü yapabilir, çıplak olabilir, bira içebilir, sarhoş olabilir, sarhoşken sevgilisine 'seni çok seviyorum' diyebilir(bunu keyfini bilemezsiniz ama..) vs. ama bunlar islam dininde hoş karşılanmayan, caiz olmayan şeylerdir. o yüzden rtük başkanının bu tarz bir kıyaslama yapması doğrudur!
milli ve manevi değerlerimiz farklı olabilir. son derece normal..
türkiye'de akp'nin iktidara gelişiyle birlikte pek olumlu şeyler göremedik. ülkeyi dini duygular eşliğinde yönetmeyi planlayanların davranışlarını izledik ve izliyoruz.. bir çok insanımızın da görebileceği gibi akp iktidarı ülkeyi yönetmekte başarısız oldu.. hepimiz yoksulluk sınırına yakın yaşıyoruz. buna dayanamayan bazı insanlar kendi hayatlarına son verdiler..
içim ne kadar dolmuş be. burada keseyim.. bu ülkede yaşamaktan nefret ediyorum artık.. ama kimsenin umrunda değil. benim de kimse umrumda değil.. akrabalarım, bir kaç dostum ve beşiktaşım var olsun yeter.
dersim sözleri için ortalığı ayağa kaldıran çakma demokrat ve liboş tayfanın üstünde durmadığı rezil bir söze imza atan kişi.
evet uyduruk biz söz için yaygara koparan ve amacı sadece ideolojik olup, belli bir zihniyetin köleliğini yapmak olanların hala sert tepki gösterip, eleştiremediği sözleri söylemiş kişi.
derhal istifa etmeli veya görevden alınmalı diyecem ama zahit akman gibi birisi pişkin pişkin orada dururken ve üstüne görevden alınmayıp, tayyip tarafından övüldüğünü düşünürsek bu kişide yakında akp'de vekil veya bakan olma yolunda ilerler.
ne de olsa kendi zihniyetlerine sahip kadrolaşma piyonu birisi.
ha bi de şu var.
vakit olmak üzere hükümet yalakası gazetemsiler ve zihniyetler en ufak olayda chp kadrolaştı derken * niyeyse bu tarz aleni kadrolaşmalara ses etmemelerine diyek söz yok galba. *
radyo ve televizyona göre internette denetim yapmanın çok zor olduğunu belirterek internetteki toplam videoları denetlemek için 5 asırlık bir süreye ihtiyaç duyulduğunu söylemiş radyo ve televizyon üst kurulu (rtük) başkanı.
öncelikle okuduğum üniversitede çok saygı gören ve benimde saygı gösterdiğim bir akademisyen. yazdığım bitirme tezinde* en çok kaynak kullandığım kişi. okuduğum kitaplarında bir nebze sağa göz kırpıp solu hafifçe ötelediğini görsem de genel olarak siyaset anlayışına katılıyorum.
bu gün ise, trtde yayınlanan programda hamilelerin dışarı çıkması terbiyesizliktir lafına neden ceza verilmediğini anlatmış. ve esasen söylediklerine de haklılık payı verdim. fakat kafama takılan soru acaba muhafazakar kesimin herhangi bir tepkisini çekecek birşeyi biri bir tv programında söylese bunu da fikir özgürlüğü kapsamında değerlendirir mi? mesela birisi çıkıp bu ülke de türbanlılar dışarı çıkmasın, iğreniyorum dese acaba aynı görüşü düşünür mü ?
tabi bunlar hep meraktan hocam. siz beni yanlış anlamayın.
hafta sonu gazetenin birine verdiği röportajda " Programları herkes gibi izleyemiyorum. içimdeki RTÜK Başkanı göreve geçiyor. ihlalleri görmeden televizyon izleyemiyorum. " demiş. ekranın kirliliğinden bihaber sanıyordum; farkında olmasına sevindim. önlem de alsa keşke!!