john b watson'ın başını çektiği psikoloji kuramı akımı. genel olarak insan, geniş bir çalışma alanı olan harika bir makinedir. ve ondan başka da birşey değildir. insanla hayvan arasında, tamamlayıcı sinir hücrelerinin fazlalığı ile ilgili farktan başka bir fark yoktur. insan, özgürlüğü ve sorumluluğu olmayan bir makinedir. davranışçılığa göre insan, en alt düzeydeki yeteneklerinden, en üst düzeydeki yeteneklerine kadar tamamen karmaşık tepkilerden oluşan bir bütündür.
davranışçılığa göre, kişiliğimiz, durumlar tarafından koşullandırılmış refleks alışkanlıklarımızın bütünüdür. bilişsel devrim'le beraber gözden düşmeye başlayan davranışçılık, davranışların, gözlenebilir durumların incelenmesi gerekliliğini savunur. watson dışında skinner, pavlov ekolün önemli temsilcileridir.
Kurucusu Watson, diğer temsilcileri Thorndike ve Skinner olan, Yapısalcılığa karşı olarak ortaya çıkan psikoloji ekolü.
ilkeleri;
Psikolojinin konusu olan davranış, kişinin kendisi tarafından değil, başkaları tarafından gözlenebilen, ölçülebilen eylemler olmalıdır. içe bakış yöntemi bilimsel olamaz. Özneldir.
- Demek ki; psikolojinin konusu, organizmanın gözlenebilen davranışlarıdır. Gözlemlenebilen davranış ise, gözlenen ve ölçülen bir uyarıcı ve ona karşı verilen tepkiden oluşur. O halde uyarıcı ve tepkinin cinsi, şiddeti ve türü incelenmelidir.
- Buna uygun olan yöntem doğal gözlemdir.
- Davranış üzerinde doğuştan gelen özelliklerin rolü yoktur. Eğitim yoluyla organizmanın davranışları istenilen düzeye getirilebilir. Davranışı pekiştiren ödül ve ceza koşulları ile, davranışı ortaya çıkaran çevresel koşullar incelenmelidir.
- Davranışçılar, hayvanlar üzerinde yaptıkları deneylerle, deneysel psikolojiyi güncelleştirmişlerdir.
Ne diyor abi?
Davranışçılık.
Hmm o ne ki acep.
Şimdi babuş bu lavuklar diyor ki duyguyu düşünceyi algıyı falan s.ktret mühim olan senin yarattığın bi etkiye karşıda ki herifin verdiği tepki diyor. Yani davranış eşittir diyor bilinç diyor. Mühim olan uyarıya verilen tepki diyor adam ne düşünüyo boş ver bakma oraya nasıl davranıyor ona bak diyor.
Willard Van Orman Quine’ın Öncülüğünde geliştirilen Bir Anlam Kuramı. Bu Akım Frege Gerçekçiliğine Karşı Çıkarak, Deneysel Olarak Gözlemlenemeyen Soyut Bir Varlık Olarak Tümel Ve Anlamı Tümüyle Reddeder.
Davranışcı Kurama Göre Bir Sözcüğün Anlamı, O Sözcüğü Duyduğunda Kişinin Vereceği Davranışsal Tepkilerde yani Kafada Olup Bitenlerin Aksine Dışarıdan Gözlemlenebilen de aranmalıdır.
Yüzeysel ve açıklama bakımından tatmin sağlamayan ekol. Ancak fobilerde oldukça etkilidir. Tabi fobilerin kaynağını bulmayı sadece koşullanmaya vuruyor. Oysa hepsi öyle değildir. işe yarar ama çokta güvenilmemesi gereken ekol.
john b. watson tarafından 1920lerde geliştirilmiştir. i̇çebakış tekniğini tümüyle reddeder. psikolojinin insan ve hayvanların yaptıklarının (davranış) incelenmesi ile sınırlandırılması gerektiğini savunur. bu bakımdan nesnel olduğu söylenebilir. i̇lk ortaya konduğu biçimiyle davranışçılığın 3 önemli özelliği vardır:
a. davranışın oluşmasında koşullu refleksin rolü
b. öğrenilmiş davranış; içgüdülerin varlığını yadsır
c. hayvan davranışlarının incelenmes
davranışlarımızı düşüncelerimiz belirler ama düşüncelerimiz davranışlarımızın ötesindedir; insan çoğu zaman düşündüğü gibi davranmaz. gerçek düşünce pek seyrek gün yüzüne çıkar.