twin peaks dizisiyle aklıma giren yönetmen. tırsa tırsa izlediğimi hatırlıyorum, zaten beyne yeterince kan gidiyor sayılmaz (çocukluk dönemi işte) aklımı karıştırırdı her daim.
bir zamanlar ressam olsa da mobilyalar da tasarlamış bir kişiliktir. daha sonraları sinemaya yönelmiş ve oldukça cesur davranmıştır. (bkz: kara film) türünün en önemli yönetmenlerindendir kendisi. işlediği temalar, anlatmada kullandığı teknikler ve sıkça rastlanan rüya/kabus sekansları sayesinde "bilinçdışının yönetmeni" olarak nitelendirilmiş ve eserleri daha çok psikanalitik açıdan incelenmesi yeğlenmiştir. türünün en iyilerindendir. eli oldukça fazla öpülebilir ve haddinden fazla sevilebilir.
mulholland dr. de filmin içine yönetmeni sokmuş ama benim gibi birçok kişi bunu ilk bakışta anlamamıştır. Adam o filmde şunu demiştir kendince benim filmlerimi detaylı incele altını eşele ne olduğunu bulmaya çalış. Böyle garip bir sanatçıdır kendisi.
sinema sektörünün yaşayan en büyük efsanesidir, bir sinema emekçisi namzeti olarak tabii ki de idolümdür. blue velvet ve mulholland drive ile aşmıştır. Kendisinin hayata bakışı ve çektiği o anlaşılmaz denilen filmler için şu sözünü bilmek önemlidir.
--spoiler--
her şeyin ne anlama geldiğini ya da nasıl yorumlanacağını bilmemek daha iyidir. çünkü aksi takdirde olayları kendi akışına bırakmaya korkarsınız. psikoloji gizemi ve büyü niteliğini yok eder. anlamlardan konuşmak beni çok rahatsız ediyor. çünkü anlam çok kişisel bir şeydir ve herkese göre değişir.
Müziklerine filmleri kadar bayildigim yönetmen. Hayran olmamak elde değildir efenim lynch'e. Zizek'in lynch filmleri üzerine çözümlemelerini kesinlikle okuyunuz, izleyiniz.
bir noktadan sonra kendinizi kaptırıp farkına bile varamadan aşık olabileceğiniz yönetmen. beyin yıkama, hipnotize etme, zihin okuma gibi ilginç özellikleri olduğundan şüpheliyim. izleyiciyi ciddi ciddi tanıyor fikrimce. iyisini de, kötüsünü de. açıklarını iyi biliyor ve bu sayede bu denli anlaşılmaz ya da karmaşık ürünler ortaya koymayı başarıyor. takdir edilesi bir zeka ve başarıya sahip insan.
sinemaya yaklaşımı, tarzı, duruşu, hikayelerini anlatış şekli, kusursuza yakın. yaptığı en iyi şey ise kesinlikle basit izleyicinin fikirlerine ulaşmasına izin vermemesi. sinemadan çıktın, filmi bitirdin araştırmak şart, analiz okumadan filmlerini çözmek imkansız.
kendisiyle röportaj yapmak isteyecek olan gazeticileri hayatlarından ve mesleklerinden soğutabilir, fakat adam ne yapsın, kısa ve net cevap dururken orta yerde, sunucu gibi rerorö mü yapsın, örnekte görüleceği üzere filmlerde programlarda ürün yerleştirme, sanal reklam tarzı şeyler hakkında sunucunun uzun uzun döktürüp ardından siz ne düşünüyorsunuz? diye bir soru yöneltmesinin hemen akabinde gelen o muhteşem cevap; http://youtu.be/F4wh_mc8hRE
metafor kafası en karışık olan klasik sinema dili üzerine kurduğu hikaye ve kahramanlar ile kimi zaman yok artık dedirten yönetmendir. cinsellik, erotizm gibi temaları imgeler ile anlatmada ki başarısı ile ayrı bir hayran bırakır.
mulholland dr gibi güzel bir filme imza atmış yönetmen.
imgelerle süslü ve kafa karıştırıcı bir tarzı vardır ki filmlerini izledikten uzunca bir süre olayları kafanızda çözümlemeye çalışmaya devam edersiniz. bu yönüyle hem beyne jimnastik yaptırması hem de insanı filmleri hakkında araştırma yapmaya itmesi ve basit bir yönetmen olmaması ile sevilen bir yönetmendir.
her şeyin ne anlama geldiğini ya da nasıl yorumlanacağını bilmemek daha iyidir. çünkü aksi takdirde olayları kendi akışına bırakmaya korkarsınız. psikoloji gizemi ve büyü niteliğini yok eder. anlamlardan konuşmak beni çok rahatsız ediyor. çünkü anlam çok kişisel bir şeydir ve herkese göre değişir.
şu üç beş senelik sinema tarihine adını yazdıran mükemmel bir insan.
evet filmlerini sıkılmadan ve bir şey anlamadan izlersiniz ancak film bittiğinde henüz david lynch'in söyleyecekleri bitmemiştir. dediklerini, filmi anlamak için araştırmak, okumak gerekir.
kaliteli filmlerin sonunda verdiğiniz o 'haaaa böylemiymiş' tepkisini bu yönetmenin filmlerinden sonra araştırma kısmında verirsiniz ve parçalar yerine oturur.
size pek çok yeni şey öğretir bu sırada ve filmin etkisini uzun süre yaşatır.
sinema tarihinin böyle sıradanlıktan uzak farklı beyinlere ihtiyacı vardır. farklılık arayanların ilk durağıdır.
keşke tüm braşlar onun gibi farklı açıdan bakan beyinlere sahip olabilse.