1885 yılında, Eastwood, Nottinghamshire'da doğdu. Madenci bir ailenin çocuğuydu. ingiliz romancı,yazar,şair,eleştirmen,ressam. Roman, şiir, tiyatro oyunları, denemeler, gezi kitapları, edebiyat eleştirileri yazdı ve çeviriler yaptı. 1915 yılında, yayımlanan The Rainbow (Gökkuşağı)adlı eseri açık saçık bulunarak toplatılınca, kendi isteğiyle ülkesinden ayrıldı. Karısıyla birlikte önce italya, sonra Seylan ve Avustralya'ya gitti. 1922 yılında, New Mexico'ya yerleştiler, 1925 yılında, sağlığı bozulmaya başlayınca italya'ya geri döndüler. 1930 yılında, Fransa'da verem hastalığından öldü.
bir freud kokuyor halile belki bu yüzden yakın geldi bana bilmiyorum ama varoluş ve aşk gibi ultra soyut şeyleri ete kemiğe bürüyüp somutlaştırabilmiş.
Seninki huysuz bir acı,
Oysa benim de yüzüm kara;
Sevgin köklüydü, eksiksizdi senin,
Benimki güneşe doğru büyüyen
Tutkusuydu çiçeğin.
Beni araştırıp tanıyacak güçteydin,
Tomurcuklarımı bir bir açacak;
Çektin uykulardan aldın ruhumu,
Acıyı duyar ettin
O zaman tökezledim?
Koyun koyuna sevemedim seni,
Sevmeyi istediysem de.
Öpüştük, belki de öpüşmemeliydik.
Boyun eğdin, kendimizi son bir denedik,
Beceremedik.
Sen yalnız dayandın, böylece
Çökerttin usta direncimi.
Okşamamla titremedi hiç tenin;
Bu yüzden gereken son ince acıyı da
Sana çektiremedim.
Güzelsin, alımlısın
Ama donuk ve tutuksun etinde;
içine işleyebilseydim eğer
O dikenli acının olanca şiddetiyle,
Işıyan bir ağ çıkardı belki
Renkli bir pencere gibi; tenini
Yakıp geçti en güzel ateş,
Kurtardı çürümekten, arıtıp
Kutsadı onu yeni bir duyarlıkla.
Ama kim alır şimdi seni yeniden?
Kim yakıp kurtarabilir seni
Etinin ölümünden, çürümesinden?
Artık söndüğüne göre benim de içimin ateşi,
Hangi erkek eğilir sürüp çıkarmak için
Etinde haykıran çarmıhı şimdi?
Sessiz, neredeyse güzel bir şey yüzün,
Baktıkça utanıyorum,
Seni bütün yalımların içinden
Kurtarıp çıkaracak kadar
Amansız olmalıydım.
"Yıkıcı güçler birçok bitkiyi yok eder, ama bitkiler yine de yeşermeye devam eder. Piramitler bir papatyanın dayanıklılığına asla ulaşamaz. Bülbüller Buddha'nın ya da isa'nın sözlerinden önce de ötüyorlardı, onların sözlerinin unutulmaya yüz tutmasından nice sonra da ötmeye devam edecekler. Çünkü bu, ne vaazdır, ne öğreti, ne emir ne de baskı. Bu yalnızca şarkıdır. Ve başlangıçta Kelime yoktu, cıvıltılar vardı. "
D.h. Lawrence'ın bir leydi ile bir koru bekçisi arasındaki tutkulu ilişkiyi anlattığı romanı "lady chatterley'in sevgilisi" büyük tartışmalara neden olmuştur. Aynı zamanda 1. dünya savaşı sonrası ingiliz aristokrasisine getirdiği eleştiriler nedeniyle ahlak dışı olduğu bahanesi ile ingiltere'de eserleri yasaklanan yazardır.
" yalnızlık ölüme benzer kimi zaman ve ölmemek için yaşarsınız bazen sadece; ölmemek, yepyeni bir başka yaşama kavuşabilmek, azgın bir nehrin akıntısına kapılmamak için, tam da o akıntıya kapılmak üzereyken hayatın demirden köprüsüne bir kanca atıvermek için aşık olursunuz. bir başka kalbin attığını duymak istediğinizden kalbinizin üzerinde, bir başka tenin dokunmasını dilediğinizden teninize; sevişmek gerçekten de bütünleşmekmiş gibi ararsınız kendinizi bir başkasının bedeninde..."