extras adli dizide andy millman icin 'the little fat mand who sold his soul' diye bir dogaclama sarki yaparak bizi yarmis, mukemmel ingiliz, muzik dehasi. the man who sold the worlde ne kadar gondermelidir, orasi ayri*.
küçük iskender'in hırpalayanlar şiirinde iki kez zikredilmiştir adı
yüzü yağmurla bıçaklanmış bir sonbahardı
basitliğiyle
gerisin geriye çekilirken boz örtüler altında istanbul
beni hırpalayanlar topu topu üç beş adamdı
belki çok dinlediğim bir "david bowie" şarkısı
belki ayaklarımın ucuna yanarak düşen
son meteor gibi tek bir sevgili kellesi
belki de göğsümün orta yerinde
çatırdayarak yıkılan karanlık bir sis perdesi
bu yaşanmamalıydı
beni hırpalayanlar topu topu üç beş adamdı
şunu bilmeni isterim
seni bu şehirde artık seven kalmadı
yani terkedenle birlikte genel bir suskunluk meselesi
yolların kemikleri kırık
yolların verecekleri yeni sözlere inanacak olan yok
yolları ancak kendilerini kesen yollar anlar
ömür boyu yolcu denmez ya bir insana
onun da bir adresi vardır bir gün şüphesiz hatırlanılacak
onun da belki çok dinlediği bir "david bowie" şarkısı
önemsenebilecek bir gururu bir bahanesi
onun da ağlayacak birkaç özel dakikası vardır
yüzü yağmurla bıçaklanmış bir sonbahardı
gerisin geriye çekilirken boz örtüler altında istanbul
rakılara akşam akrep gibi inerken
nihavent makamı eserken rüzgar
kimseyi lanetleyecek değilim çünkü
beni hırpalayanlar topu topu üç beş
böcekti
çocuktu
huysuzdu
hepsi de bana benzeyebilecek kadar aptaldı..
hakkında kelimelerin ifadesiz kalacağını düşündüğüm sanatçı. ciddi anlamda hayran olduğumdur. çok az sanatçının arşivini tutan bendeniz; en çok bu adamın arşivinde titizlik gösteririm. şarkıları hayatımın fon müziği tadındadır. onu idol ilan etmekte kolaydır, ilahlaştırmakta.
ilk kez onun biseksüel olduğunu öğrendiğimde çok şaşırdığımı hatırlıyorum. bu açıdan rahatlıkla söyleyebilirim ki onun tipine bakıp karar vermek büyük bir aldanma olacaktır. evet, ziyadesiyle tuhaftır. saçlar, kıyafetler... hatta kendine has dans figürleri de mevcuttur. lakin her şeye rağmen beğendiğim adamdır. glam rock tarzının en başarılı örneğidir. gerçi birçok tarza öncülük ettiği gibi bir durumda söz konusudur, o ayrı.
her albümü, her şarkısı şaheser niteliğinde olduğu için isim vermek zordur ama; queen düeti muhakkak dinlenilmelidir. under pressure en iyi parçalarından biridir. bunun dışında placebo ile bir düeti daha mevcuttur, without you i am nothing. o da oldukça güzel bir parçadır.
kısacası; müzik hayatı boyunca sunduğu birbirinden güzel eserleri ayırt etmek zor. o çok sevdiğimdir, dinlemekten bıkmadığımdır.
sırf düetlerinde karşısındaki insanı duruşundan bile ne kadar saygı duyulduğunun anlaşılabileceği büyük insan. sesi, tarzı ve müziğe katkıları ile ilgili olarak ise 10 ciltlik bir ansiklopedi bile yazılabilir.