2002 dünya kupası'ndaki saç stiliyle ben de dahil bir çok türk gencini siken adam.
o sıralar abimin "fönle yapıyorlar abicim o herifin saçlarını. kesimle bi alakası yok." sözlerine aldırmadan berberime gidip "bekım gibi olsun serkan abi." dedim. sonra traş bitiminde aynaya bakıp ümit davala gibi olduğumu farketmeme rağmen yine de "kalsın abi, böyle iyi" diyip tüm ailemi karşıma aldım. saçlar uzadıkça ümit davala'lıktan da çıkıp denizli horozu gibi bir görünüme kavuştum. belamı siktin david beckham.
bu arada kuzenimin*michael owen olacam sevdasına saçının üst kısmına hiç dokundurtmayıp yanları üç numarayla aldırtmasına hiç girmiyorum.
yakışıklılık ve futbolculuk, güzellik ve yetenek, kuşkusuz spor dallarının izlenmesinde-finanse edilmesinde veyahut kulüpsel açıdan bakarsak reklam gelirlerinin tavan yapmasında çok büyük bir etkendi bir zamanalar. -di li geçmiş zaman kullanıyorum zira yeteneğin daha baskın olduğu günümüzde eşine benzerine pek rastlanmamaktadır bu durumun, zira david beckham bu işin kaymağını yakışıklılığıyla götürmüştür, real madrid'de oynayabilecek kadar yetenekli miydi? -kendi döneminde- tartışılır tabiki de, ama real madrid gibi hazırlık maçı turnesine çıkan bir takım için muazzam bir malzemeydi kendisi. manu'da zaten kendini ispatlamıştı diyebilirim ama bu yeteneksiz olduğu anlamına gelmez, belki de kalsa herşey onun için daha farklı olabilirdi. sonuç olarak David Robert Joseph Beckham endüstriyel futbol için bir piyondur, ve öyle olmaya devam edecektir.
Para kazanmak için abuk işler yapmasaydı belki Zidane'nin de içinde bulunduğu Dünya'nın en iyi 5 lisine sokabileceğimiz bir adamdı. Ama parayı tercih etti. ilginç.