neyse... bir dava adamı olarak... ömrünüz buraya kadarmış.
keşke çok daha güzel şeyler yapaydınız...
keşke ben de yaptıklarınızdan dolayı türkiye ile gurur duyabilseydim...
keşke halktan biri olarak daha zengin bir refaha sahip olabilseydim...
daha özgür olabilseydim...
öyle bu ay iyi partili 3 ay sonra cuhapeli 6 ay sonra zafer partili gibi sürekli dönerek fırıldklığın kitabın ı yazanlar değil bi partiye gönülden bağlı kişilre istinaden söylenir.
recep tayyip erdoğan kadir mısıroğlu süleyman soylu fatih tezcan ve akp sempatizanı kişilere söylenen halk arasında zırh gibidirler kimse yıkamaz tabirine uyan dava adamlarıdır..
dava adamı savunduğu fikri illa iktidara taşımak için uğraşmaz. hiçbir zaman devlet olmak için iktidara meyletmedik. ülkücü hareket mazisi 50 yıllık bir oluşumdur. çok aktif zamanlarda bile sandıkta oyumuz belliydi. zira annelerden, eşlerden oy alamadığımız vakit oldu. dava adamıysan şayet, anana eşine '' ben davanıza oğlumu, kocamı verdim, gece gündüz yüzünü görmedim nah size oy'' dedirteceksin. öyle doktrinden bihaber teşkilat aç iken köşe kıyıda viski yudumlarsan aradığını bu oluşumda bulamazsın. size iyi menfaatler.
bu imtihan dünyasında kendisini islam'ın davasına adamıştır. Doğruları söyler, zalimliğe boyun eğmez. Belki dokuz köyden kovulur ama inandığı davadan vazgeçmez. Hiçbir halt bilmeyenler tarafından "cahil" damgası vurulur O kişiye. Vatan aşkıyla yanıp tutuşurken, bir de bakar ki "vatan hainliği" damgası yemiş alnına. Sıkıntılar gelir, geldikçe de davasına daha da çok bağlanır. Anlatır, karşı taraf anlamak istemez. Kendisini milletine feda ettiği için, bazıları tarafından çeşit çeşit iftiraya kalır o kişi. Ancak iş işten geçtikten sonra anlaşılır o kişi. O'na zamanında hakaret edenler, yine zamanı geldiğinde özür dilerler. O milletin has dava adamı, yaptıklarını Allah rızası için yapar, kimseye yaranmak için değil.
çığlık çığlığa susan adamlar tanıdım.
usulca bilirlerdi,
mahcupça bilirlerdi.
bir kalbe iki aşk çok diyen adamlar tanıdım,
sevseler davaya ihanet edeceklerdi.
bu bilince sahip yoldaşlara verilen isim. allah nasip ederse bir gün patronların haksız kazançları altında ezilen yoldaşlarla fethedeceğiz tüm ideolojileri. yaşasın halkların sevgililiği.
davasının yanlış olup olmaması önemli değildir aslında körü körüne inandıkları için, çok kararlı oldukları için aptal diye nitelendirilebilirler (bkz: adolf hitler)
yakası az kalsın göbek deliği civarlarına kadar açılmasından korktuğum bir gömlek, üzerine bir ceket, kumaş pantolon ve yumurta topuk sivri burun ayakkabı giyen adamdır.
ha birde favorilerin kulak memesi başlangıcında olması temel kurallardandır.
-bütün renkler aynı hhızla kirleniyordu birinciliği beyaza verdiler...
+kim?
-kim kim???
+kim birinciliği beyaza verdi?
-ne bileyim ben ayol!!! ne biçim soru bu!
+gözlerinin önünde bütün renkler kirlenirken, müdahale etmeyip bir de üzerine yarışma tertipleyen bu orospu çocukları kim aysel??? eğlenmişler mi bari!!!!!
-hastasın sen!
+dava adamıyım ben kızım... böyle altılı ganyan gibi şiirler okuma bana!
harbi olduklarıyla mı başlasak? samimiyetleri ile mi? bilemedim...
belki de şöyle tanımlanabilir; "ne yapacağını bildiğim kişilikli bir düşmanı kişiliği oturmamış ne yapacağı belirsiz sürüyle sözüm ona arkadaşa yeğlerim".
ezcümle düşman bile olsa çekinmeden misafiri olunabilir.