ünlü stanford üniversitetesi hapisane deneyinin filme çevrilmiş versiyonu. insanların baskı altında ne kadar değişebileceklerini gösteren en güzel örneklerden biri.
--spoiler--
Bolca çük görmek dışında hoşuma gitmeyen bir noktası olmayan güzel bir psikolojik film. Drama,thriller türünde ve gerçekten iki türü de hakkıyla yansıtan bir film aynı zamanda. Özellikle boschun mahkum kıyafeti içinde ortalıkta dolaşması dora açısından bakınca ciddi bir korku sahnesiydi. Şahsen hoşuma gitti.
Bol çüklü durumu profesörün yardımcısı ve dora ile kurtarmaya çalışmışlar. Ama filmin hiç kesilmeyen geriliminde pek de önemli değildi aslında bu. Aksine gerilimi bozan da hatunlu sahnelerdi.
Filmin gerçek bir olaydan alındığını ise şimdi bu başlık altında öğrendim. Ben direk kurgu olarak beğenmiştim. Gerçekse daha muhteşem lan bu. Gerçekten insanlar üniforma ile, yetki ile, mertebe ile içlerinde saklı olan egoyu resmen kusuyorlar. En basitinden hiç bir vasfı olmayan siktiriboktan bir herifi üniforma giydirip güvenlik görevlisi yapsan onun bile götünün kalktığını görmek mümkün. insanoğlunun esasında ne kadar hayvan olduğunu ve ne kadar hayvanlaşacak potansiyele sahip olduğunu çok güzel özetliyor bu film.
Hani sadece bu durum da işlenmemiş filmde. Mesela bir deney de olsa kişinin bunu kabullenmesi, bu durumdan rahatsız olması, krizler depresyonlar boklar püsürler... Güzel filmdi.
Yalnız gardiyanların o kadar siklerinin doğrultusunda davranmaları bana çok mantıksız geldi. Hele hele ellerini kollarını sallaya sallaya izleme odasına girebilmeleri tamamen aptalcaydı.
Mekanda kameraların görmediği bölmelerin olması, bu bölmelere gardiyan deneklerin rahatlıkla girip çıkabilmeleri, şiddet uygulamak yasak olduğu ve uygulandığı açık olduğu halde hiç bir müdahalenin olmaması ve özellikle de gardiyanların daha beşinci günden yetkili kişileri rehin alacak kadar örgütlenip hiddetlenmeleri bence filmin aşırı saçma noktalarıydı. Hani olayların bu haddeye gelmesi beşinci günde değil de ne bileyim onuncu gün veya sonrasında olsa daha mantıklı gelirdi bana. Herifler daha birbirini tanımadan böylesine birlik olmaları çok saçma.
Bu arada gözlük kamera ve dokunmatik ekran 2001de var olan bir teknoloji değildi sanırım. Hafif bir bilim kurgu yönü de vardı filmin. Güzeldi güzel. izleyin izlettirin abi.
muhteşem film. spoiler olabilir de olmayabilir de diyerek yazıma başlayayım. bana kalırsa tek eksiği kadın gösterebilmek adına zorlama bir karakter eklenmesi olmuş. onun da dışında akla uymayan fazla olay yok, keşke daha uzun sürseydi dedim.
sabaha karşı izlemeye başladığım enteresan film. şu an yeni bitti ve ben sinirden kendimi sikmek üzereyim. bundan itibaren özellikle psikoloji ile ilgili deney yapan insanlara savaş açmış bulunuyorum.
IMDB Puanı: 7.8/10
Sinemalar Puanı: 7.3/10
HDsitesi Puanı: 7.3/10
Yapım Yılı ve Ülkesi: 2002 ABD
Gösterim Tarihi: 21 Haziran 2002 (Türkiye)
Türü:Dram , Gerilim
Yönetmenii:Oliver Hirschbiegel
Senaristi: Oliver Hirschbiegel
Oyuncuları: Moritz Bleibtreu , Christian Berkel ve Oliver Stokowski
Süresisi: 114 dakika
Filmin bilgisi ve KonusuDeney, bilim adına bir oyun olarak başlar. 20 adam; iki hafta; 4000 Mark para uğruna bir oyun oynarlar. Oyun yapay olarak oluşturulmuş bir hapishanede insanın saldırgan davranışlarının araştırılmasıdır.8 kişi gardiyan, 12 kişi mahkum olur. Mahkumlardan kurallara uymasını isteyen gardiyanlar bunu sağlamak için şiddet uygulamak dışında herşeyde serbesttir.Oyun oynanmaya başlar ve olaylar karışık boyutlara ulaşır Hem de çok karışık.
gerçek deneye dayandığı söylense de hiçbir deney kasıt olmadan bu kadar kontrolden çıkamıyacağına göre kurgunun fazla olduğu ama buna rağmen sürükleyici bir film. korku filmi gibi değildir türü ölye olsa da.
gardiyanlara, polislere ve askerlere izletilmesi gereken süper bir film. insanın kendini güçlü hissettiğinde ve egosuna yenik düşünce ne hallere gelebileceğini gösteren, gerim gerim geren film.
fazlasıyla içine alan, sinir bozan, küfür ettiren, gerçek bir deneyden uyarlanan psikolojik bir film. izlemesem de amerikan versiyonunun da olduğunu biliyorum, ama bu filmi en iyi almanlar çekebilirdi. emir vermek ve disiplin sözcükleri en fazla almanca'ya yakışıyor. filmde küçük bir kaç ayrıntı hatası olmuş ancak senaryonun sağlam oluşu bu hataları önemsiz kılıyor. ayrıca başrolde adını hatırlayamadığım kadını meltem cumbul'a benzetmedim değil. iyi seyirler.
oturup üzerine 500 sayfa tez yazılabilecek müthiş bir alman filmidir.
insan vahşiliğinin çocuklarda bile varolduğunu gösteren farklı bir film için:
(bkz: Lord of the Flies)
özellikle sonu güzel olan alman yapımı film. sarışın Gardiyan, konuşma tarzı ve hareketleri ile hitler'i hatırlatmaktadır.
yanımda olsa, üç kere ağzına, üç kere burnuna çakardım itin.
kişiliklerin ortam şartlarına göre nasıl alt üst olabildiğini en önemlisi de gücün ve özgürlüğün doğru bireylerin elinde olmayınca nelere yol açabildiğini konu edinmiş film.