2001 yapımlı sosyolojik alman filmi.stanford hapishanesi deneyi olarak da sosyolojide geçen ve kontrolsüz güç güç değildir platformunda denek gardiyan-denek mahkumları inceler.kalitedir,izlemeyenlere tavsiye.
çok etkileyici bir film. hayır mükemmel çekilmiş, konu mükemmel işlenmiş değil ama filmin konusu çok etkileyici ve deyim yerindeyse 'titre ve kendine gel' der cinsten bir film.
bana göre filmde asıl işlenen konu korkudur; korkunun nelere sebep olacağıdır. aslında durmadan 'yanlış' dediğimiz, 'insanları köleleştiriyorlar, özgürlüğünü elinden alıyorlar' dediğimiz sistemin simülasyonu gibidir filmin konusu olan deney. ayrıca korkunun: korku vermek isteyen, otorite sahibi olmak isteyen kişide kibir, bencillik, liderlik gibi hisleri tetiklediği; korkuyla yönetilen kişilerde ise düşünememek ve bununla dolaylı olarak akılı engellemek, köle olmak, gerek maddi gerek manevi acı çekmek gibi şeylere sebep olduğu görülmektedir. ve biraz daha derine inersek aslında korku salmak isteyen kişilerin, yani otorite sahibi olmak isteyen kişilerin de korku saldığı kişiler gibi olmaktan korktuğu için o kişilere eziyet çektirmektedir, onlara korku salmaktadır. yani kişiye korku aşılandığı için, o da başka bir insanın kölesi olmaktan korktuğu için, başka insanları kendisinin kölesi yapmaya çalışıyor. yani korku eşittir insafsız bir yaşam ama ne yazık ki sistem bunun üzerine kurulu. ve sen korkacaksın, senden sonrakiler de korkacak. bir süre sonra korktuğun için kimseye yardım edemeyeceksin ve insanlık ölecek. işte o zaman biyolojik robotların verdiği savaşı izleyebileceğiz, ne yazık ki!
son olarak diyeceğim şudur ki: ayık ol arkadaş! düzenin farkında ol! ister istemez düzenin bir parçasısın ama bunu farkında ol. kendini gözlemle, sık sık düşün ulan. ben niye böyle oluyorum? neden böyle bir sistem var? neden insanlık ölüyor? neden sevgi yerini gerek fiziksel, gerek duygusal savaşlara bırakıyor? düşün bunları arkadaş! farkında ol! sen bunları düşündükçe korkudan uzaklaşacaksın, korkmayacaksın. ayrı bir gayrete gerek yok arkadaş, sadece düşün; sadece kendini ve çevreni gözlemle. başta ne dedik 'korku düşünmeyi ve akılı engeller' sen düşünürsen korkmayacaksın, insan gibi yaşayacaksın. en önemlisi insan olacaksın ulan, insan!
gerçek deneye dayandığı söylense de hiçbir deney kasıt olmadan bu kadar kontrolden çıkamıyacağına göre kurgunun fazla olduğu ama buna rağmen sürükleyici bir film. korku filmi gibi değildir türü ölye olsa da.
business channel'da şu an gösterilen, 4.000 mark karşılığı hapishaneye gidip mahkum-gardiyan olmayı kabul deney insanlarının hayatlarının içine nasıl girdiğinizi anlayamadığınız, sizi hırpalayan bir film. tekrar yayınlarlar diye düşünüyorum.
stanford hapishane deneyi*, yada zimbardo deneyi olarak bilinen, stanford universitesinde, unlu sosyal psikoloji profesoru phillip g. zimbardo ve ogrencileri tarafindan gerceklestirilen calismadan yola cikilarak yapilmis dillere destan film.
(bkz: requiem for a dream) altında bilmem ne kaç sayfa entry burda 17 tane görünce düşündüren film olmuştur..gerçi sanatçı ya da sanattan anlayan bi kimse değilim..ama nacizane ,biri dış etkilerle mahvolan yaşamları anlatırken * diğeri sende , bende , ayşe'de , annemde , çocuğunda olan en ilke güdüyü "kontrol etme hırsını" darwin'in deyimiyle "doğal seleksiyona karşı en güçlü olma yarışını" anlatıyor..belki de , ikincisi insanın sürekli törpülemek ya da unutmak istediği bi güdü olduğundan film kimilerince requiem for a dream kadar tutulmamış..oysa dışarıdan vucuda sokulan bi maddenin , beyni etkileyip bilinç dışı şeyler yaptırmasından çok daha acı verici bence , insanın doğası gereği güç sahibi olunca canavarlaşması..