Das Boot 1981 DC 1080p BluRay-BLUEBIRD (Size: 46.56 GB) adı altında süper kaliteli bir şekilde arzı endam etmekte bir takım yerlerde. Edinilmesi için bir miktar sabıra ihtiyaç olduğunu ama edinildiğinde buna kesinlikle deyeceğini belirtmeliyim. 3,5 saat, 4 küsür saat ve 6 saat 20 küsur dakikalık tüm versiyonlarını izledim doğal olarak 6 saatin tercih sebebi olduğunu belirtmeden geçemem. WWII olayına Almanlar tarafından en objektif şekliyle bakabilen ender yapımlardan görsel bir şölen niteliğinde. izleyin izlenmesini sağlayın.
Bu kadar kısıtlı bir mekanda üstelik üç buçuk saat boyunca film çekmek bir başarı. Savaş temalı olmasına rağmen film hiçbir propaganda unsuruna başvurmuyor. Zaten filmin çekilme amacı da bu değil. II. Dünya Savaşı sırasında insanların ne kadar acı çektiklerini gösteren bir yapım. Burada diğer savaş temalı filmlerden ayrılıyor. Çünkü denizaltı adı altında geçmesi filmin büyük bir avantajı. Bunu da çok iyi bir şekilde kullanmışlar. Filmin son yarım saatini doya doya izlemelisiniz. Acı, umut, hüzün, sevinç herşey mevcut..
Bazı sahnelere kendimi açıkça kaptırdım. Filmin içine girip o insanların arasında gibi hissetmeniz harika. Bunda sıkıntı çekmezsiniz, atmosfer çok iyi. Mürettebatın yaşadıklarını iyi bir dille anlatıyor. Temposu bazen durağan bazen ise çok akıcı. Bunları yerine göre yaptıklarından hiçbir sahne sırıtmıyor. Onlarla birlikte üzülüyor, ağlıyor ve gülüyorsunuz. Filmin en vurucu sahnesi kesinlikle final sahnesidir. Beni çok derinden etkiledi, yaraladı..
Kesinlikle izlemeniz gereken bir film. Diyalogları sizi içine çekip filmin içine dahil eder.
karanlık bir odada büyük ekran tv ve sub-wooferlarla izlenmesi gereken film. O kadar sürükleyici ki, insan kendini o denizaltının içinde zannedip, buhrandan buhrana koşuyor. Alman aksanı ingilizce diyaloglar da dikkate değer.
imdb tarafından itin götüne sokulmasına sevindiğim filmdir. bazı şeyleri vardır kendine benimsediğin, kimsenin görmesini istemediğin. işte bu filme gereken değer verilseydi bu kadar sevilip başucunda tutulmazdı.
ultra mükemmel bir film.. öyle bir gerçekcilik veriyor ki insan her saniyesini merak ederek izliyor lan.. izlemeyen çok şey kaçırır, tam anlamıyla baş yapıt!
bazı filmler vardır insan sanki içindeymiş benimde başıma gelecekmiş gibi. bu da aynı böyle bir film işte uzun uzun yazmaya spoiler vermeye gerek yok zaten. 3;5 saat ama film.
sözlükte hakettiği yorumları alarak beni şaşırtmış filmdir. yiğidi öldürüp hakkını veriyosunuz en azından aferin.
--spoiler--
o değil de: adam denizde mucizeler yarattı, bir türlü öldüremediler karaya çıktığı an öldü. ironinin allahıdır o sahne. kaptan denizden çıkmasa ölmücekti.
gece vakti bombardıman altında cebelitarık'a doğru yardırdığı sahneye hastayım
--spoiler--
almanların sinekten yağ sağabildiklerini gösteren filmdir. ortalara doğru biraz sıksa hatta ulan ne güzel mutlu son derdirtse de hem sonuyla hem de dönemine göre yüksek kalitesiyle şaşırtan bir filmdir. ama gerçekten biraz gereksiz yere uzun olmuş.
"ha bi izliyim bakayım 3,5 saatte savaş psikolojisi, kasvet filan nasıl verilmiş?" bir filmin güzel olup olmadığı konusunda bir kriter olsaydı, harika bir film diyebilirdim ama çoğunlukla sıkıldım diyebilirim. pek çok seveninin hoşuna gitmeyebilir ama afedersiniz göt kadar denizaltında saklambaç oynayanların 3,5 saat filmini de çekseniz, "off abi ambiyans, kasvet, umut, umutsuzluk bu kadar iyi verilebilir." yorumunu yaparsınız. tamam çok acımasızca eleştirdiğimin farkındayım filmi ama bunda milletin yere göğe sığdıramamasının da etkisi olduğunu düşünüyorum.
- e abi o zamanının şartları...
- mesela o psikolojiyi yansıtabilmek...
- sonuçta realist bir yaklaşım...
bu tarz yaklaşımlar beni ikna edemiyor ne yalan söyliyim. sonuçta benim yorumum. damar benim, kan benim. 6/10.
denizaltı filmlerinin şahıdır. şayet izlemeye yeltenecek olan varsa önce bu tür filmlerin hepsini izlemeli en son das bootu izlemelidir. zira zirveye yakışan bir filmdir. diğer denizaltı filmlerindende çok büyük keyif alacaksınız eminim.
yine bir alman olan lothar-günther buchheim'in 1973 yılında yazdığı romandan w. petersen gibi (yine alman) bir ustanın elinde daha bir güzel olan film-mini dizi-yolculuk.... 6 saate yaklaşan uncut mini dizi ( her bölümü 50 dakika ve 6 bölüm). wwıı olayına propoganda yapmadan alman tarafından bakabilen ve klostrofobiyi (ıron coffın-demir tabutlar) bize olabilecek en gerçekçi bir şekilde aktaran nadide yapımlardan.
ilk sahneleriyle efsaneler arasına giren film. ilk baştaki o sarhoş, patavatsız, disiplinsiz askerlerin halini zamanla anlarsınız.
O öyle bir hal ki adamlar biraz ciddi olsa zaten %50'si intihar eder çünkü görevleri ve hayatları umut kesilecek cinsten var oluşlar. Hele son görevde ölüme gidiyorlardı ve sonunda da öldüler zaten. Gençleri sırf bunu anlayacak zeka seviyesine ulaşmasınlar diye bir yandan ilkel zevklerle öbür yandan dini ve milli propaganda ile bu kadar aptallaştırma en fena tarafı ve bu çok iyi işlenmiş.
Filmin çoğunluğu tek mekanda geçse de gerilim seviyesi o kadar yüksek ki sıkılmıyorsunuz. Sivillerini bırakan ingiliz gemisi meselesi de iyi kurgulanmış ve çekilmiş.
efsanevi alman tekno grubu U96'nın bir parçasının ismi. Bu arada grubun ismi de das boot filminde ikinci dünya savaşı sırasında görev alan u-96 alman denizaltısından geliyormuş.
ikinci dünya savaşı filmlerini çok seven birisi olarak benden tam not almayı başarmış 1981 alman yapımı efsanevi film.
(bkz: saving private ryan)' dan sonra izlediğim en kaliteli ikinci dünya savaşı filmdir diyebilirim. çevrildiği yıl itibariyle teknolojik eksiklikleri olsa bile bunu çok da hissettirmeyecek kadar sağlam filmdir.
bilindiği üzere film 1981 yapımıdır ve alman yapımıdır. ancak filmde en ufak bir alman propagandası yoktur. ingiliz, abd, propagandası da yoktur, yahudi düşmanlığı ve taraftarlığı da yoktur. film sadece bir alman denizaltısının verilen görev doğrultusunda atlantikteki erzak taşıyan ingiliz yük gemilerini batırmaya çalışmasını, o esnada düşmanın müthiş saldırılarına maruz kalmasını, kurtulmak için her yolu denemesini, o sırada denizaltıdaki askerlerin çabasını, ruhlarındaki yer yer çaresizlikten doğan travmaları, savaşın acımasızlığının iki taraf içinde berbat bir şey olduğunu anlatan, insanı gerim gerim geren mükemmel bir filmdir.
filmde kaptan heinrich lehmann rolüyle izlediğimiz jürgen prochnow çok iyi bir rol sergiliyor. kendisinin rol yeteneğini, bakışlarını, mimiklerini steve mcqueen' e benzeten sadece ben miyim bilemiyorum ama filmi baştan sona götürüyor cesur kaptanımız.
ayrıca almanların acımasız naziler olduğuna da asla yer verilmemiştir denizaltımızda.
büyük yara aldırdıkları ingiliz yük gemisine saatler sonra son bombayı atarlarken dürbünle bakıp hala denize atlayan insanlar olduğunu görünce kaptanımız çok üzülmüş ve o insanları kurtarmaya gelmeyen ingiliz gemilerine sinirlenmiştir. 'bu insanları batan gemiden kurtarmak için dünya kadar vakitleri vardı, lanet olsun' demiştir.
denizaltı personeline acil durumda yağdırılan emirler o kadar teknik ve ayrıntılıdır ki, o denizaltının içindeki bir mühendis gibi hissedersiniz kendinizi.
ayrıca çifte destroyer saldırısı sonrası gemideki ağır hasardan sonra tüm denizaltı personelinin adeta zamanla yarışarak kurtulmaya çalışmasını izlerken nefesinizi tutacaksınız. kurtulabilecekleri mi? izleyin görün.
2. Dünya savaşında, yaklaşık 4 milyon ton müttefik gemisi batıran efsane Alman u bot larını konu alan, efsane Alman filmi.
atlantik'te savaş, kurt sürüsü gibi belgeseller izleyip, bu denizaltıların geçmişi hakkında onlarca makale okuduktan sonra "bir u bot'ta hayat nasıl acaba" diye merak edip iştahla izlediğim film.
Hollywood'un ww2 filmlerinin aksine, das boot propaganda içermiyor. Çekildiği senenin koşullarına göre harika bir teknik başarıya sahip.
yönetmenin ve kadronun elini sıkıp tebriklerimi iletiyorum.
ve savaşta, bu denizaltılarla sefere çıkmış 40.000 denizciye saygı duyuyorum.
asla geri dönememiş olan 30.000 denizci için de üzüntü duyuyorum.
Hakkında etkileyici bir elektro-tekno parça bile yapılmıştır. Videosu da bir nevi belgesel gibi. MTV'nin cıvıklık yerine gerçekten müzik klipleri yayınladığı dönemlerde ortalığı kasıp kavurmuştu.