darren aronofsky

entry37 galeri7
    37.
  1. the wrestler gibi sıradan bir filmi sanırım mickey rourke için çekti. yoksa başka bir izahı olamaz, ben hiç beğenmedim.
    oysa pi ile gönüllerimize girip requiem ile kalplerimizi sarsmıştı.
    2 ...
  2. 36.
  3. filmlerinde dini unsurları sık kullanmayı seven bir abimiz. tarzı sevilmektedir.
    0 ...
  4. 35.
  5. sakallı haliyle christian bale'ın kayıp ikizine dönmüş olan yönetmen. adamın ağzı bile christian bale'ınki gibi çemçük. bu kadar benzerlik olabilir.

    http://www.imdb.com/video/imdb/vi788965913/
    0 ...
  6. 34.
  7. Filmlerinden anladığım kadarıyla, kızlarda, kısa kahverengi saç,beyaz ben, düz saç, hafif kırılgan nazik tip seviyor. ayrıca bu adam küvette sevişmeyi de çok seviyor muhtemelen de haftasonları eşiyle beraber cıbıl cıbıl banyo keyfi yapıp içinde sevişiyorlardır. matematik,psikoloji ve mitolojiye ilgi duyuyor, ve filmlerinde rahatsız edici detaylar da çok var. dümdüz giden bir filmde mesela black swan olabilir bir anda gelen sahnelerle hee noluyor lan hee kız hasta hee falan oluyorsunuz. bir çok filminde bu var. onun dışında iyi adam hoş adam, kadında zevki bayağı iyi. şu gözlemlerimle kafamda eşini canlandırmışım ki tam da belirttiğim özellikle çıktı eşi. helal olsun.
    0 ...
  8. 33.
  9. özellikle karakter betimlemeleri ve iç dünyalarının izleyenlere yansıtılması üzerine mükemmel işler çıkardığını düşündüğüm yönetmen.

    requiem for a dream'de özellikle ellen burstyn'ın canlandırdığı kilolarından kendi kendine akıl bozukluğuna giden yolda ''sara goldfarb'', black swan'da kendini çözmeye çalışan ve yine kendi kendisini aşıp gelen nina* karakteri; the wrestler'da küllerinden doğmaya çalışan ''randy robinson''* ve özellikle iç dünyasında aradığı ölümsüzlük ile eşi ve hastalığı arasında mükemmel bir bağ kurduğu the fountain filminde mükemmel bir iş çıkartmış, hugh jackman ın canlandırdığı ''tomas'' karakteri.

    son olarak noah filmi ile vizyonlarımıza konuk olacak. russel crowe ile yine mükemmel bir iç hesaplaşma karakter üzerinden film örme örneklemesi izleyeceğimizden şüphem yok.
    1 ...
  10. 32.
  11. yeni dönem hollywood sinemasının en yetenekli yönetmenlerinden birisi. sadece üç filmini seyrettim, benim için bir başyapıt düzeyinde olan black swan, the wrestler ve requiem for a dream seyrettiğim filmleri. bu üç filminde yaptığı en önemli şey; artık günümüzde hele de sinemada unutulmaya yüz tutmuş bir şeyi, insan bedenini tüm yanlarıyla, eksikleriyle, aksamalarıyla, güzelliği ve çirkinliğiyle perdeye yansıtması, bedeni sadece bir sinemasal obje olmaktan çıkarıp karakter yaratmanın temeline oturtması, ruhsal değişimlerin bedene yansımasını filmlerinde kullanıyor olmasıdır. insan ruhunun karanlık noktalarında gezinirken, uyuşturucu müptelalarının yaşadıklarını yahut eski bir güreşçinin eski bir şampiyonun ününü geri kazanmasını veya sanat hayatının en önemli işini yapmaya hazırlanan bir balerinin hikayesini anlatırken, anlattığı karakterlerin sadece ruh haline girmekle kalmamış, bütün bunların bu karakterlerin bedenlerindeki yansımasını da müthiş bir görsellik içinde sunmuştur. özellikle de black swan filminde baş karakterin bir yandan cinselikle olan imtihanı, bir taraftan annesiyle olan çekişmesi ve bir taraftan oyunun yönetmeniyle olan git gelli ilişkisini ve baleye olan tutkusunu sadece görüntülerle değil, karakterin bedeni üzerinde oynamalarla da anlatmıştır. aynı filmde uzun ve yorucu geçen çalışmalar sırasında deforme olmuş ayaklarını yahut annesiyle arasındaki sorunların temel kaynağı olan alerjik reaksiyonları, kaşınması, kanaması her haliyle beden karakterin sadece bir giysisi değil gerçekten de onun bir parçası olmuştur. sırf bedenin sadece güzel kızlar ve yakışıklı erkeklerin paketi olarak görüldüğü bu dönemde mickey rourke'un yahut natalie portman'ın bedenlerini bir paket olarak sunmak yerine onların bir parçası olduğunu hissettirmesi bile aronofsky'nin başlı başına iyi bir yönetmen olması için yeter de artar bile. umarım aronofsky film yapmaya devam eder ve insan bedenini susturduğumuz, karşılıklı konuşmayı bile hayatımızdan çıkarıp sadece ekranlarla iletişim kurduğumuz bu çağda bize insan bedeninin varlığını hatırlatmaya devam eder.
    3 ...
  12. 31.
  13. mükemmel filmlerin yönetmeni.
    0 ...
  14. 30.
  15. Dün gece uyuyamadım..laptopu açarsam hiç uyuyamayacağımı bildiğimden, tv de zapinge başladım..kanaltürk denen dandik kanalda inanılmaz bir filme rastladım..izlemeye doyamayacağım...
    ve yine o adamdı....
    ''Darren Aronofsky''
    kelimelerle ablatılamaz bir zekaya ve düşgücüne sahip bu insanüstü varlık çektiği filmlerle insanları en dipsiz kuyulara atmaktadır..
    bu şahsiyetin filmlerini her izleyişimde
    ''beden aklın hapishanesidir'' fikri beni iyiden iyiye rahatsız ediyor....
    Requiem for a dream filmiyle şoka sokmadığı kaç insanevladı vardır ki? yada basit bir el kamerasıyla çektiği Pi ile ??
    bu adamla hala tanışmadıysanız kendinizi şansız hissetmek inanılmaz bir iYiMSERLiKTiR....çünkü şansız değil %100 zavallısınızdır !!
    1 ...
  16. 29.
  17. birbirinden şahane filmleriyle öne çıkan yönetmendir. adete her filmde kendini geliştiriyor. Henüz kötü film çekmedi umarım böyle devam eder. " Noah" filmini merakla bekliyorum.
    0 ...
  18. 28.
  19. kendisinin cristopher nolan la çok fazla ortak yönü olduğunu düşündüğüm müthiş yönetmen.
    ikisininde az ama öz ve müthiş filmleri var,
    ikiside daha genç yönetmen,
    ikiside son 10 15 yıl içinde en iyi film yapan yönetmenler arasında bence,
    bu arada darren ağabeyin 2014te çıkacak filmi. http://www.imdb.com/title/tt1959490/
    1 ...
  20. 27.
  21. bütün filmleri ile birlikte, özellikle; requiem for a dream ve the wrestler eserlerine bakıldığında ne kadar zeki bir yönetmen olduğunu da göstermiştir.
    0 ...
  22. 26.
  23. Genç sinemada dahisi diyebiliriz basit senaryoları başyapıt yapabilme kabiliyetine sahip bir yönetmendir kendileri.
    (bkz: requiem for a dream) (bkz: black swan) (bkz: pi) (bkz: the fountain) (bkz: the wrestler)

    Pi filmi hariç (senaryosunu yazdığı Below'u izlemedim) filmlerinin sonu genellikle kötü sonla biter son filmi Black Swan'la yine döktürmüş.
    1 ...
  24. 25.
  25. tek düze bakmadıgımız anda pi ile ilgili ortaya bu zamana kadar tum insanlıgın bildigi ancak ortaya cıkarmadıgı ve cıkaramadıgı kavramlar uzerinden gittigini ve fizik ötesi olgularla cakıstıgını en ince ayrıntısı ve örnekleriyle film içinde görüyoruz..filmde etkileyici ve bazı metafizikçilerin gerçek olarak ele aldıgı olgular var.ve butun materyali ele alırsak,bu soyutlama bilgileri somuta ceviren bir kavram uzerinden (matematik) gidiliyor.buda filmdeki temayı profosyonellikle hazırlanmış bir kurguya itiyor.ancak esas nokta matematik arkasına sokulmuş esas fikir.bugune kadar gelmiş deneyimciler,düşünürler,metafizikçiler in bireysel düşünceleriyle çakışması ve benzeşmesi filmi dünyanın bir katogorideki insanlarına hitap etmeyi başarmış.ve sadece ana fikirde olan noktayı 1.dereceden filme vermemesiyle,2.yorumlamaya yorması ve 1.derecede bunu mantıksal bir yola koymaya calısması ile seyircilerinden buyuk oran almış. her turlu yorumlamaya açık olan filmi kusursuz hale gelmemesi 1.boyuttan izlendiginde dunya seyircisinde buyuk bir etkileşim yapmamasıdır. eger biraz daha kanıt arar olursak yada pi 'den soyut kavramlar ararsak aristotalesin doga kanundan spiralligin dongusellige işaretini ele alırsak geri donuşüm olgusu ortaya cıkıyor. Aristotales dışında platon sofokles ve filmden ince bir ipucu bulursak da vinci nin kavramlarını da pi de bulabiliriz.bu insanlara baktıgımızda hepsinin belli bir gerçeklik üzerinden gittigini ve pi nin de bunu kabul ettigini goruyoruz.Yani bu sayedede pi nin ismini insanın iç yolculugunda tanrı arayışı ruhani yollarla getirileri e goruruleriyle yansıttıgını pi nin içerigi olarak 2.yorumlamasından soyleyebiliriz.ve bunun mantıkla kusursuzca kapatıldıgını ve asla bir gündem sinema ornegi olmayacagını soyleyebiliriz.
    0 ...
  26. 24.
  27. Filmleri** birer mutsuzluk jeneratörü olan, arıza yönetmen. Acı çektiren fiyakalı filmlerin feriştahı.
    1 ...
  28. 23.
  29. aronofsky kendine özgü ve çok yönlü anlatımıyla favorilerimdendir. tüm filmleri izlenilesidir. özellikle ; (bkz: pi)
    0 ...
  30. 22.
  31. yeni wolverine filminin müstakbel yönetmenidir.
    0 ...
  32. 21.
  33. filmlerin,n genel özellikleri;

    * ders veriyor. ibretlik şeylerle dolu.
    * karakterler, kendilerini yok ettiklerini bile bile kendilerini tüketmeye devam etmektedirler.
    * filmlerinde ekseriyetle karanlık bir hava hakim.. her açıdan.
    * özellikle kadınlar çok ağlar... en çok onlar hasar görür.
    * filmlerinde mutlaka sapkın bir seks sahnesi var...
    * filmlerinde mutlaka bir "yara" ya ağırlık verir... insanın içini cız etirecek ve görünce "uuzhzıfhzz" efekti vericeğiniz, mesela şeytan tırnağı, eroinden morarmış şırınga delikleri, et kopmaları filan...
    * filmlerinde kilo ile ilgili takıntılara yer verir... bunu kendisinin de yaşadığı şeylerden esinlendiğini düşünüyorum.
    * filmlerinde genellikle tam olarak kötü kalpli olmasa da bir hain evlat var... yani tam hain değil ama neyse işte anladınız onu...
    * filmlerinin sonu seyirci topluluğunun önünde alkışla bitiyor... belki sinema seyircisinin de böyle yapmasını istiyodur...

    eveet... sadece bir rüya için ağıt ve siyah kuğu filminden böyle bir çıkarım yaptım...
    2 ...
  34. 20.
  35. özellikle the fountain izlenmelidir. clint mansell'in de etkisi büyük tabi.
    1 ...
  36. 19.
  37. bu yönetmen arkadaşımızın enseye bir ilgisi olduğu kanaatindeyim. wrestler filminde ve requiem for a dream filminde epeyce ense çekimi dikkatimi çekmişti. özellikle wrestler'da. black swan'de azaltmış ama yine de yapamadan duramamış. imzası mıdır nedir bilemedim.
    1 ...
  38. 18.
  39. black swan ile yine, yeni, yeniden 'önümde eğilin lan' demiş yönetmen. aynı zamanda stanley kubrick'ten sonra filmlerinde klasik müziği en iyi kullanan yönetmenlerdendir.
    2 ...
  40. 17.
  41. 16.
  42. yıldızımın barışmadığı amerikalı yönetmen.
    0 ...
  43. 15.
  44. x men origins wolverine 2 filmini yönetmesi beklenen yönetmen.
    hugh jackman tekrar beraber çalışmayı istiyormuş.

    http://www.joblo.com/darren-aronofsky-tosses-out-gangster-squad-and-gets-closer-to-wolverine
    0 ...
  45. 14.
  46. baş yapıtı requiem for a dream olan amerikalı yönetmendir.
    0 ...
  47. 13.
  48. butun filmleri dunya capinda toplam 69.905.849 dolar hasilat elde etmistir ve belki de filmleri arasinda en kotusu olan the wrestler en fazla hasilati elde eden filmi olmustur.
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük