darren aronofsky

    12.
  1. mickey rourke altın küre'de the wrestler ile en iyi aktör ödülünü alırken kendisini uzun süre över. hatta en son hatırladığım kadarıyla şöyle bir şeyler der;

    " sinema tarihi 30 yılda bir büyük oyuncular ve yönetmenler çıkarır. darren'da onlardan biri ve onunla çalıştığım için çok mutluyum"

    akabinde kamerelar darren aronofsky'ye çevrilir. o sırada aronofsky sahenedeki rourke'a orta parmağını gösteriyordur.
    5 ...
  2. 1.
  3. Bir yönetmen,şuana kadar yönettiği filmler;

    Pi (1998)
    Protozoa (1993)
    Supermarket Sweep (1991)
    Requiem for a Dream (2000)
    The Fountain (2006)
    The Wrestler (2008)
    Black Swan (2010)

    edit: yönetmenin 2006'dan sonra yönettiği filmler de eklendi. hatırlatma için demlendimdurdum a teşekkürler.
    4 ...
  4. 4.
  5. 69 doğumlu genç yönetmen..requiem for a dream filmiyle bana ve çevreme yaptıklarını unutmuş değilim..pi gibi zihnimi yoran bir darren aronofsky filminden sonra yine benzer bir şeyler bekliyordum..fakat requiem* kalbimi yordu,ağrıttı..

    halbuki biz mutlu sonlarla biten ediz hun-hülya koçyiğit filmlerine aşina ve müptela bir nesildik..üzerimizden bir tır geçirdi darren aronofsky..

    amerikan film klişelerinin hiçbiri yok darren aronofskyde..tam benim film taksiratım tamamlandı artık yeni bir şey izleyemem denildiği zamanlarda izlenmesi ise 'hayat devam ediyor daha çok şaşıracaksın' mealindedir..

    ve filmlerinde kullandığı müziklerle de ayrı bir yeri vardır bu yönetmenin..mozartın bir filme bu kadar yakıştığını daha önce hiç görmemiştim..

    son olarak bu büyük yönetmene esra ceyhan kıvamında kucak dolusu sevgiler diyorum..
    4 ...
  6. 10.
  7. the fountain isimli baş yapıt değerinde (kişisel) fazla duygusal ve bizi bunalımın zirvesinde süründüren filmin sahibi. ayrıca ilk eseri pi ile eleştirmenler tarafından başyapıt tadında film diyerek takdir edilen şahsı yönetmen.
    3 ...
  8. 32.
  9. yeni dönem hollywood sinemasının en yetenekli yönetmenlerinden birisi. sadece üç filmini seyrettim, benim için bir başyapıt düzeyinde olan black swan, the wrestler ve requiem for a dream seyrettiğim filmleri. bu üç filminde yaptığı en önemli şey; artık günümüzde hele de sinemada unutulmaya yüz tutmuş bir şeyi, insan bedenini tüm yanlarıyla, eksikleriyle, aksamalarıyla, güzelliği ve çirkinliğiyle perdeye yansıtması, bedeni sadece bir sinemasal obje olmaktan çıkarıp karakter yaratmanın temeline oturtması, ruhsal değişimlerin bedene yansımasını filmlerinde kullanıyor olmasıdır. insan ruhunun karanlık noktalarında gezinirken, uyuşturucu müptelalarının yaşadıklarını yahut eski bir güreşçinin eski bir şampiyonun ününü geri kazanmasını veya sanat hayatının en önemli işini yapmaya hazırlanan bir balerinin hikayesini anlatırken, anlattığı karakterlerin sadece ruh haline girmekle kalmamış, bütün bunların bu karakterlerin bedenlerindeki yansımasını da müthiş bir görsellik içinde sunmuştur. özellikle de black swan filminde baş karakterin bir yandan cinselikle olan imtihanı, bir taraftan annesiyle olan çekişmesi ve bir taraftan oyunun yönetmeniyle olan git gelli ilişkisini ve baleye olan tutkusunu sadece görüntülerle değil, karakterin bedeni üzerinde oynamalarla da anlatmıştır. aynı filmde uzun ve yorucu geçen çalışmalar sırasında deforme olmuş ayaklarını yahut annesiyle arasındaki sorunların temel kaynağı olan alerjik reaksiyonları, kaşınması, kanaması her haliyle beden karakterin sadece bir giysisi değil gerçekten de onun bir parçası olmuştur. sırf bedenin sadece güzel kızlar ve yakışıklı erkeklerin paketi olarak görüldüğü bu dönemde mickey rourke'un yahut natalie portman'ın bedenlerini bir paket olarak sunmak yerine onların bir parçası olduğunu hissettirmesi bile aronofsky'nin başlı başına iyi bir yönetmen olması için yeter de artar bile. umarım aronofsky film yapmaya devam eder ve insan bedenini susturduğumuz, karşılıklı konuşmayı bile hayatımızdan çıkarıp sadece ekranlarla iletişim kurduğumuz bu çağda bize insan bedeninin varlığını hatırlatmaya devam eder.
    3 ...
  10. 9.
  11. sıyrık, yaratıcı, kafa karıştırıcı, dahi yönetmen. her filminde insanı en azından bir noktada etkilemeyi başarmıştır. filmleri bir kez değil defalarca izlenmeli, üzerinde tartışılmalıdır.
    2 ...
  12. 37.
  13. the wrestler gibi sıradan bir filmi sanırım mickey rourke için çekti. yoksa başka bir izahı olamaz, ben hiç beğenmedim.
    oysa pi ile gönüllerimize girip requiem ile kalplerimizi sarsmıştı.
    2 ...
  14. 18.
  15. black swan ile yine, yeni, yeniden 'önümde eğilin lan' demiş yönetmen. aynı zamanda stanley kubrick'ten sonra filmlerinde klasik müziği en iyi kullanan yönetmenlerdendir.
    2 ...
  16. 3.
  17. requiem for a dream' in her sahnesini beynimize kazımış yönetmendir.
    2 ...
  18. 11.
  19. Güreşçi (Wrestler) adlı filmiyle italya'nın Venedik Kenti'nde düzenlenen Uluslararası Venedik Film Festivali'nde Altın Aslan ödülünü aldı.
    2 ...
© 2025 uludağ sözlük