ahmet kaya nın sevgi duvarı albumunden , sözleriyle insanı yakan bir şarkıdır. hele ki " bir yüzüm ayrılığa bir yüzüm hayata dönük , bugünde ölmedim anne.. " sözüyle..
Daradayım yalanım yok
Baskın yedim gün gece...
Örselendi aşklarım üstelik
Bir uzak diyardayım...
Günaydın anneciğim, günaydın babacığım
Yine sabah oluyor
Evde sabah olmaz deme
Orda günler geçmez deme
içime sancı doğuyor...
Yüreğimi bir kalkan bilip, sokaklara çıktım
Kahvelerde oturdum çocuklarla konuştum
Sıkıldım dertlendim dostlarımla buluştum
Bugün de ölmedim anne..
Kapalıydı kapılar, perdeler örtük
Silah sesleri uzakta boğuk boğuk
Bir yüzüm ayrılığa, bir yüzüm hayata dönük
Bugünde ölmedim anne..
Üstüme bir silah doğruldu sandım
Rüzgar beline dolandığımda bir dal
Korktum, güldüm, kendime kızdım
Bugünde ölmedim anne..
Bana böylesi garip duygular
Bilmem neye gelir nereye gider
Döndüm işte
Acı yüreğimden beynime sızar
Bugünde ölmedim anne..
ahmet erhan ustaya aittir $iir.. ahmet baba da $iir gibi söylemi$tir..
edit: bu tanıma eksi oy veren arkada$a ayakparmaklarımın arasını koklamasını tavsiye ediyorum.
o sarılmalar
beni benden alır alır yar
o koklaşmalar beni benden çalar yar
ilk göz ağrımsın herşeyimsin sen
senden bir an ayrı kalsam
şunu bil ölürüm ben
kurban olam kurban olam
senden başka herşey haram
geçmez vakit durur zaman
senle gülüp senle yaram
aman aman aman aman
dardayım acılar yaram
sensiz nasıl mutlu olam
söyle nasıl mutlu olam
bu aralar yine canım
dardayım
hem vuruldum hem bağlandım
sende ben kaldım
bir kez daha ben anladım
bende sen kaldın
ne yapsalar ne etseler
ayıramazlar
senin yerin her zaman
benim yanım olmadımı
bu ömrüm sana kurban
hep senle kalmadımı
sen istedinde
yar canım yanmadımı
sen yakansın
ben yanan
dile benden ne dilersen
az bile sana
göz önümde can versem
vız gelir bana
sevdim seni sende anla
sen yakansın ben yanan
hayatta bin kez yıkıldım ve
bin kez vuruldum ama
hiç bir zaman pes etmedim
bir ekmeye muhtaç olduğum
günlerim oldu
lakin kimsenin
namusuna, ekmeğine, şerefine
göz koyup çalıp gitmedim
şerefimle yaşadım
alnımdan dökülen
tüm terlerin hesabını
çoktan ödedim
helal kazanıp helal yedim
haram çizgisini aşıp geçmedim
bir yoksulun üstüne basıp
yükseklerde gezmedim
şimdi gelmişim
aşkın aşılmaz duvarına
vazgeçemem senden
bıçak vursalarda boynuma
günaydın anneciğim, günaydın babacığım yine sabah oluyor.
evde sabah olmaz deme, orada günler geçmez deme.
içime sancı doğuyor.
kısmını asker de her dinlediğimde, miğferimi alnımın üstüne düşürüp, akan damlaları saklama çabasında olmama rağmen, pek kar etmezdi. hey gidi günler hey.. tüm hasret çekenlere allah sabır versin.
ortaokuldayım o zamanlar müsamereler yapılırdı,müzik hocam gözyaşımda saklısın şarkısını çalışmamı istedi çalıştım ,fakat çalacak kişi gelmemişti bende hocam çok sevdiğim başka bi parçaa var dedim ,sevgi duvarı kaseti ezberimde söyledim dardayım'ı, şok içindelerdi bense sözlerine bayılıyordum babam aklıma geliyordu,ahmet kaya şöyleymiş kime ne okumaya bak sen.
sene 2009 üniversitedeyim o zamanlar.. daha önce böyle aile hasreti, özlemi çeken biri olmadım hiç.. en fazla evden uzaklığım 1-2 hafta oldu o da tatilde falan.. ev arkadaşımın biri normal öğretim diğeri benimle aynı sınıfta ancak uyuyor.. yanlış hatırlamıyorsam vize haftası veya final öyle bir şey ama saat sabaha dayanmış.. bir yandan hafif müzik dinliyorum bir yandan ders çalışıyorum bilgisayar başında.. winamp bu şarkıyı çalmayı başladı sonra.. daha önce çok dinledim, çok sevdim ama o an şarkının ne kadar koyduğunu anladım..
"dardayım yalanım yok.. baskın yedim gün gece.." diye girdi ahmet abi.. her şeyi bıraktım bir anda resmen boşluğa düştüm.. hani cız etti lan içim anlatılmaz, dökülmez kelimelere.. siktir ettim o an her şeyi.. sonra devam etti ahmet abi..
"örselendi aşklarım, üstelik bir uzak diyardayım.." iyice kaptırdım kendimi artık.. bildiğin zaman geçmiyor sanki kalakaldım öyle.. ne yaptığını ne dediğini bilmez bir hale büründüm.. o acı hafif hafif artmaya başladı.. ve sonra vurdu ahmet abi..
"günaydın annecim, günaydın babacım yine sabah oluyor.. evde sabah olmaz deme, orada günler geçmez deme.. içime sancı doğuyor.."
ve gözlerden yaşlar süzüldü birer birer.. hafif bir hıçkırık, birbirine vuran dişler ve titreyen bir çene.. hayat hayat olmaktan çıktı o an.. o an sadece acı vardı.. o an sadece hasret vardı.. işte o zaman anladım ailenin değerini, hasretin acısını..
ilk işim temiz bir kağıt bulup bu sözleri yazıp babama ve anneme göndermek oldu ayrı ayrı.. ondan sonra 2 gün boyunca babam hiç aramadı, annem sadece ağlayarak aradı beni.. babamı sormadım bende.. üniversiteden geldikten sonra bir gün babamın cüzdanını açmak durumunda kaldım.. cüzdanında ailecek fotoğrafımızın altında benim yazdığım kağıdı gördüm.. ıslanmış, dağılmış mürekkep.. direk anneme koştum dedim ne bu? niye böyle.. babam o kağıtla uyumuş 2 gece ağlayarak.. ne ben bunu babama söyleyebildim, ne babam bunu bana itiraf edebildi..
ne zaman sinirlensek birbirimize, bağırsak.. tartışsak.. odama geçip kapıyı kapattığım an o ıslak kağıt gelir aklıma.. ben ne zaman odama çekilsem, kapımın sesi duyulsa salondan bilirim o ıslak kağıt gelir aklına babamın..
ya ahmet abi işte sen böyle bir parça yaptın.. sen o kadar güzel bir insansın ki sen bana ailesi sevgisi neymiş, nasılmış onu anlattın..