darbelerden ve darbecilerden iğrenirim

entry2 galeri0
    ?.
  1. i. Ahmet Altan in 27 mayis 2010 gunu yazdigi Darbecilik basligi altinda ki anlamli ve guzel kose yazisinda en onemli ayrintilardan biri.

    ii. icinde gectigi malum kose yazisi:

    Darbecilik

    Dün bütün televizyonlarda 27 Mayıs darbesiyle ilgili görüntüler ve programlar vardı.

    Darbelerin ve darbecilerin o yapışkan iğrençliğini, kendi halkına ihanet etmenin ruhlarına yerleştirdiği o alçakça bencilliği, topunu birden güvenilmez kılan o kalleşliklerini hatırladım.

    Postalları, apoletleri, ellerindeki silahlarıyla insanların hayatlarını nasıl aldırmaz bir küstahlıkla çiğnediklerini hatırladım.

    Hastane yatağında Denizlerin idamını öğrendiğinde Gülnur un, ben bu ülkede çocuk doğurmak istemiyorum; diye nasıl ağladığını...

    Atatürk ün aşçısının kızı olan Leyla Hanım in sırf Rusçadan romanlar çevirdiği için bir sabaha karşı nasıl askerler tarafından sürüklenerek götürüldüğünü, bir daha kendini toparlayamayıp hayatının sonunu nasıl felçli geçirdiğini...

    Yaşar Kemalin, sabah serinliğinde kendisini alan askerlerin arasında oturduğu cipten gür sesiyle beni götürüyorlar Çetin diye nasıl bağırdığını...

    Erdal Ereni asabilmek için nasıl kemik yaşını değiştirdiklerini...

    Kendi ülkesini, kendi halkından aldığı silahla işgal eden rezillerin radyodan duyulan o buyurgan sesini...

    Gazetelerdeki idam resimlerini...

    Ömer Ayna ile Bozkurt Nuhoğlu nun, Maltepe hapishanesinin demir parmaklıkları arkasından ziyaretçilere nasıl baktıklarını...

    Kışla kapılarında yakınlarını arayanlara nasıl zulmettiklerini...

    Öldürülen çocukları...

    Diyarbakır Cezaevindeki kulaktan kulağa yayılan işkenceleri...

    Selimiye nin kapısında oğlunu arayan yaşlı kadının ağlayışını...

    Bizimkileri asarlar mı acaba; diye soran annenin acıyla kasılmış fısıltısını...

    Asmayalım da besleyelim mi diyen canavarlığı...

    Gece karanlığında basılan evleri...

    Bir düşman ordusunun işgalci subayları gibi insanlara tepeden bakarak yürüyen darbeci albayları...

    Bütün bunları, bütün bu acıları, bütün bu baskıları, zulümleri, açığa bile vurulamayan kederleri hatırlıyorum.

    Hatırlıyorum bütün bunları.

    Darbe planları yapanlardan, ben AKP ye karşıyım, AKP yıkılacaksa darbe olsun diyen ve kendini solcu sanan belkemiksiz sefillerden, darbe yolunu açmak için kaos yaratmaya uğraşan alçaklardan, bütün darbecilerden, işbirlikçilerinden, kışkırtıcılarından iğrenmem, bütün bunları hatırladığım için.

    iğrenirim ben darbecilerden.

    Kendi halkına ihanet eden darbelerden iğrenirim.

    Onlara duyduğum öfke bitmez.

    Ağlayan kadınları, ölen çocukları, zindanlara atılan insanları, işkencelerde kırılanları unutmam ben.

    Unutanlarla yollarımız çoktan ayrıldı zaten.

    Onlar yeni darbeler, yeni alçaklıklar peşinde koşuyorlar.

    Ergenekoncuları alkışlayıp, darbe yapacağından ümitli oldukları paşaları karşısında gerdan kırıyorlar, kendi halklarını aşağılayıp, kendi insanlarını satıyorlar.

    Yeni darbeler yapılıp, yeni idam sehpaları kurulduğunda, ölecek insanları seyredecekleri tribünlerde kendilerine koltuk ayırtıyorlar.

    Bir insan için darbe alkışlayıcılığından daha rezil ne olabilir?

    Hâlâ darbe planları hazırlayanlar çıkıyor.

    Hâlâ onları savunanlar çıkıyor.

    Neyi savunuyorsunuz? Savunduğunuz, ölüm, işkence, zulüm.

    Asmayalım da besleyelim mi diyenlerin, bu dediklerine uygun biçimde gençleri astıranların yazdığı anayasalara sahip çıkıyorlar, ortaya konulan onca plana, topraktan fışkıran onca silaha, Hrant ın kanlı bedenine, Danıştay baskınına rağmen Ergenekon yok diyorlar, muhtıraların karşısında yarı bellerine kadar eğiliyorlar, yeni darbelerin yolunu açabilmek için sivil vesayetten söz ediyorlar, en fazla bir yıl içinde seçim yapılacağını bile bile sanki hiç seçim yapılmayacakmış gibi sivilleri suçluyorlar, darbecilikten sanık bir orduyu yüceltiyorlar.

    Darbelerden ve darbecilerden iğrenirim.

    Kendi halkına ihanet eden kalleşlerdir onlar.

    Öfkem hiç bitmedi, hiç bitmeyecek.

    Ben unutmadım çünkü, ben asla unutmadım.

    Unutmaktan medet umanlar unutsun olanları.

    Onlar alkışlasın darbeleri, onlar alkışlasın Ergenekonları, onlar alkışlasın muhtıraları. Onlar darbeci sürüngenlerin arasında, belkemiklerini kırıp, arkalarında yapışkan izler bırakarak bir iktidar hayaliyle sürünsünler.

    Biz unutmadık, biz unutmayacağız.

    Ahmet Altan - Taraf
    0 ...
  2. ?.
  3. iğrenecekse ilk önce babasından iğrenmelidir. babası 27 mayıs darbesibe açık destek vermiştir. hal bu iken , yok efendim tehdit ettiler falan filan demesin kimse. şimdi alemin kralını oynayan ahmet altan orduya efelenmesini biliyor ya. babası niye efelenememiş zamanında. bu tip kimseler rahatta iken efelenirler, iş zora gelince, gücün esiri olurlar.
    --spoiler--
    BÜYÜK GÜN (Çetin Altan-27 Mayıs 1960-Milliyet )

    BÜTÜN Türk vatanperverleri bu muazzam ve şanlı günün sevinci ve heyecanı içindedirler.

    Çürümüş, sufli politik tertiplerinin şahsi ihtiraslarla Türkiye'yi en tehlikeli badirelere, kardeş kavgalarına sürüklemek üzere olduğu bir sırada, Türk Silahlı Kuvvetlerinin medeni bir şekilde devlet idaresine el koymaları ve memleketi karanlık bir akibetten kurtarmaları, tarihimizin büyüklüğüne yakışan mutlu bir hareket olarak, Milletimize hür ve insan haklarına uygun yeni ufuklar açmaktadır.

    Kara ve şüpheli günler selamete ermiş ve Türk Silahlı Kuvvetlerinin şahsında mukedderatına hakim olmuştur.

    Silahlı Kuvvetlerimizi tam zamanında ve üstün bir anlayışla, Milletin kaderini, gitmekte olduğu kötü yoldan bir anda aydınlığa çıkarmıştır.

    Her türlü yalan, baskı ve küçük oyunlardan uzak olarak, Kurucu Meclis'in koyacağı demokratik prensipler çerçevesinde, yakında serbest seçimlere gidilecektir.

    Vatandaşların vakur bir anlayışla aynı milletin çocukları olduklarını hatırlamaları, Hukuk ve insan Haklarının koyduğu esaslar içinde, hür bir memlekette yaşayabilmek için birbirlerine kardeşce davranmaları bugün her zamandan ziyade milli bir vazife olmuştur.

    Artık hiçbir partinin rozeti kanun dışı bir imtiyazın sembolü olmayacaktır. Güzel vatanımızda eşit ve hür olarak insanca yaşamanın saadetini paylaşacağımız dakikalar yakındır.

    Kinsiz, baskısız ve zindansız kardeşce bir sevginin memleket üzerinde esas saadetini duyuyor ve bu büyük günü candan alkışlıyoruz.

    Nefretlerin, kıskançlıkların ve ahlaksızlıkların uğursuz bulutları dağılmaktadır. Bütün vatandaşların bu yeni devrin kapısından bir tek vücut halinde girmeleri ve her türlü şahsi duyguların üzerinde, memleket menfaatlerini düşünmeleri en kutsal vazife olmuştur.

    Hakiki hürriyetin saati çalmıştır. Atatürk'ün inkilaplarına bağlı olarak demokratik bir memlekette Türklüğün şerefine yakışan bir nizamın temelleri atılmaktadır.

    Yaşasın Türk milleti yaşasın Türk Ordusu...
    --spoiler--
    ikinci bi kesit size:
    --spoiler--
    Bugün canım yazı yazmak istiyor(28 mayıs 1960)



    Yıllar ve yıllar boyu aklımızın erdiği, gücümüzün yettiği, dilimizin döndüğü kadar; tarihlerden örnekler verdik, hukuk prensipleri sıraladık, kinayeleri fıkralar anlattık. Kafasında en küçük bir izan fırdası bulunan bir insan bile bu ihanet yolunun geçit vermeyeceğini görür ve geri dönerdi. Hayır bunlar böyle yapmadılar. Anayasayı çiğnediler, hürriyetleri kestiler, hukuk dışı komisyonlar kurdular..
    --spoiler--
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük