Askerin fişlediği 36 gazeteciden 27'si, suç duyurusunda bulunacaklarını açıkladı. Bakınız Açıklamanın yapıldığı sırada genç sivillerin açtığı dövizlerde "Bir Daha Asla", "Balyoz Bir Daha Asla", "ipekçi, Mumcu, Dink Bir Daha Asla" yazılıydı. Evet. Bir daha asla! Artık kimsenin kaldıramayacağı bir yüktür darbe. Kimse kendi düşüncesine yatsın yatmasın hiç bir gazeteci, düşünür, yazar kurban olsun istemiyor. Hiç kimse birilerinin milliyetçi egoları tatmin olacak diye kelleler gitsin, canlara son verilsin istemiyor. Ne koç müzesinde üç yüz çocuğumuz ölsün ne de kendi uçağımızı vuralım. Oturalım, konuşalım. Herkes neyin ne olduğunu çok iyi biliyor. Geçmişi geçmişte bırakalım. Ama yarın için var gücümüzle omuz omuza çalışalım. Daha sağlıklı generaller yetiştirebilmek için. Daha sağlıklı nesiller yetiştirebilmek için. Ahmet Altan 12.01.2010 tarihli yazısında kendince bir öneri kaleme almış. Bakınız Bu yazıda en çok hoşuma giden yaptığı şu benzetmeydi.
--spoiler--
"Büyük teyzemin deyimiyle her yer, her yerde, halılar kenara kaldırılmış, sehpa koltuğun üstünde duruyor, salonun ortasında yerleri silmek için içi su dolu leğen, kenarlarda kirli yer bezleri, içerden çamaşır makinesinin sesi geliyor, perdeler yıkanmak için indirilmiş, yemek masası köşeye çekilmiş, haldır huldur çalışan elektrik süpürgesi."
--spoiler--
Şuanda durumumuzu en iyi özetleyen benzetmeydi bu. Benimde değindiğim gibi bu ev nasıl böyle bir hale geldi işin bu kısmını hızlı geçelim. Yaramaz çocuklar gibi davranıp suçlarımızı ört pas etmenin, kırdığımız vazoların suçunu başkalarına atmanın herhangi bir getirisi yok. Yaptıklarımızla yüzleşmediğimiz zaman içimizde ki bu kargaşa her daim sürecektir. Fakat Sayın Org. Başbuğ'un katkıları söz konusu olur ve hükümette geri adım atmadan kararlılığını sürdürürse bu iş en temiz şekilde çözülür. Ha bunun olması ihtimalide gerçekten çok düşük. Hatta böyle bir şeyi konuşmak bile insanı güldürüyor. Yasemin Çongar'ın 29.01.2010 tarihli yazısında Org. Başbuğ'un ikilemde olduğu zor durumundan bahsedilmiş. Bakınız Umuyoruz ki Generalimiz kendisinden öncekiler ile arasına set çekip gönlümüzün dilediği ve özlediği halkın iradesine saygı duyan, demokrasinin koruyucusu sıfatlarını isminden öncesine yerleştirmemize gerçekleştireceği açıklamaları ve duruşu ile izin verir. Emin olsun göstereceği erdemli davranış milletinin kalbinde kendisini tahta oturtacaktır. Zira bu millet açtır bu denli bir fedakarlığa. Açtır samimiyete, özgürlüğe, düşünmeye...
"Herhangi bir şey, onu ilk kez yapana kadar zor gelir insana. Öldürmek, öldürene kadar zordur. Bir insanı ölümden kurtarmayı denemek ise bunu deneyinceye kadar..." Jan Karski
Generalin ve hükümetin atacağı adım bir insanın değil bir milletin kurtuluşu olacaktır. Ve bunu ilk kez yapana kadar elbet zor olacaktır. Umutluyum gelecekten, generalden, hükümetten hiç olmadığım kadar.
not: 30 ocak 2010 tarihli yazımdır. gelin görün ki başbuğ beklenen adımı atmamıştır. * ama yine de umutluyuz süreçten.