Faşizmin iyisi olmaz ya hani darbe istedikleri halde bunu açık açık söyleyemeyenler her zaman bulunmuştur bu ülkede. söyleyemezler sadece hayalini kurup mastürbasyon yapabilirler çünkü suçtur.
Darbe "kendi meşruiyetini kendisi getirir" ve başarılı olursa da suç olmaktan çıkar! Ortası yoktur bunun, ya devlet başa, ya kuzgun leşe. Dolayısıyla, öyle "1960 şartları oluştu" falan gibi kinayeli ayaklar atanlar darbe severlerdir...
Bir de, zart zurtu çok sevdikleri halde bunu açıkça dillendiremeyenler, "istemem ama yan cebime koy" kafasında gidenler vardır. Bunlar da, "bu saatten sonra kimsenin darbe yapacak hali yok, kimsenin niyeti de yok" dümenine yatarlar. ama gece kafalarını yastığa koyduklarında başlarlar mastürbasyona...
Daha dürüst olsalar "Amerika izin vermez abi" de diyebilirler yani... Evet, eskiden "yeşil ışık" yakardı, artık yakmazlar herhalde malum 15 temmuz goygoyu. ama şimdilik böyle! birleşik devletler'de "sistem" neyi uygun görürse o olur yada onu yaparlar fakat Türkiye'de bugün bile "ordunun bir sol darbe yapabileceğini" sanan süzme ahmaklar vardır ha ve üstelik bunlar medyada falan da boy göstermektedir.
12 Mart 1971 günü de darbeyi sol sanıp çok sevinmişlerdi, ebelerinin örekesini görmeleri birkaç haftaya kalmadı...
Bir de, sol mol değil, Kemalist darbe heveslileri var, asıl bunlar tehlikelidir. 12 Eylül rejimini över dururlar. "Dinciliğe" kapı açan rejimi Atatürkçü sanacak kadar düşüncesiz insanlar bunlar... "Kemalizm" adı altında pazarlanan bir tür "Neo-Kemalizm" zokasını hemen yutuyorlar.
hadi okumuyorsunuz sıkıcı geliyor, anladık! kısa özet geçeyim armut pişip ağzınıza düşsün;
Türkiye o yıllarda çok bölünmüştü, her gün cinayetler işleniyordu... Ordu yönetime el koymasaydı ne olurdu?... Türkiye çökerdi... Çünkü ülkede otorite sıfırdı, devlet kalmamıştı, egemenlik sokağın eline bırakılmıştı... Evet, bütün bunlar doğrudur. Ama akıllı ve dürüst adam, bunun hemen arkasından "bu niçin böyle olmuştu, ülkeyi bu hale kim getirmişti" sorusunu da sorar. Ve oturur düşünür.
Elbette Amerikan gizli servisleri. Çünkü Türkiye'de otoriter bir yönetime ihtiyaçları vardı. Bu yönetimin birinci vazifesi, Kıbrıs savaşı nedeniyle NATO'dan çıkmış olan Yunanistan'ın geri dönmesini sağlamak, yani karşı çıkmamak, ikinci vazifesi de dinciliğe kapı açarak komünizme karşı "yeşil kuşak" planını hayata geçirmek olacaktı...
Zorunlu din dersini rahmetli dedem mi koydu okullara, darbe sever beyler?
Başta türlü, sabah sol bir eylemde kullanılan tabancanın nasıl olup da öğleden sonra sağ bir eylemde kullanıldığını açıklayamazsınız. Bunu görmemeyi tercih ederseniz, o sizin ya saflığınız, ya da kötü niyetinizdir.
Sağdan olsun soldan olsun binlerce zavallı çocuk bu planda kullanıldı ve harcandı. Önce bir güzel karıştırdılar, sonra topladılar. Önce böldüler, sonra birleştirdiler. Yani bir insanı sırtından itip denize atacaksın, sonra başka birini de atlatıp onu kurtartacaksın ve bu makbul bir davranış sayılacak ha?
Amiyane kaçacak ama, her gecekondu lumpeninin düşlerini süsleyen başka bir örnek vereyim; Bir kızın ırzına geçiyorlar, yetişip kurtaracaksın, herifleri döveceksin ve sonra kızı kendin... birleşik devletler tam olarak bunu yapmıştır.
Amerika'nın o gün komünizme karşı her çeşit islam'a ihtiyacı vardı, düne kadar da militan islam'a karşı ılımlı islam'a ihtiyacı vardı. şimdi ise tam olarak "militan islama" ihtiyacı var. Ama yönetim değişir, yeni gelecek adam yenilgiyi kabul eder ve suriye'den çekilir, başka ülkeye de bulaşmamaya karar verirse, bakın o zaman darbe heveslileri sevinebilirler...
ılımlı islam "kartını" oynamaktan vazgeçen bir Amerika belki darbe severleri bu yönde mutlu edebilir...
iyi ama biz de hep alaturka faşizmle alafranga faşizm arasında tercih yapmak zorunda mı kalacağız be kardeşim?
bu ülke gerçekten yoruldu artık bundan. Ucunda bekleyen ölüm olduktan sonra, kırk katırla kırk satırın arasında ne fark kalıyor?
Şeriat düzeni kötüdür, ama laik faşizmin matah bir bok olduğunu da kimse söyleyemez.
Pardon, ikincisinde rakı içmek serbesttir.. Şunun "demokrasi" denen bir ortası olmayacak mıdır? Yok, seçimi CHP kazanamayacaksa olmasın, değil sevgili muhalifler?