Başlığı ben açmışım. Ne yazık ki yazdığım tanımla ayrı düşmüş durumdayız. "Gitsin de nasıl giderse gitsin" durumuna geldik. Kaldı ki bu sinmiş tsk ile, artık ülkenin durumu hakkında söz sahipliğini kaybetmiş bir tsk ile darbe falan hayalden de ötedir.
eylemci teröristlerin ta kendisidir.
oysaki "darbe nedir?" diye sorsan, aralarından hiçbiri ne olduğunu bilmez. bu ülkede darbe olursa yine kazanan ak partililer olacak. bu etrafı yakıp yıkanlar ve ülkeye zarar verenler yargılanacak.
akp hükumetinin yaptığı gibi size yumuşak davranacaklarını mı sanıyorsunuz?
bazen keşke darbe olsa diyorum. bunların hakkından anca asker gelir.
darbelerin ülkeyi ileriye götüreceğine inanan zihniyettir aynı zamanda. belki de geri gidişin önüne geçeceğine inanır. halkın seçimlerine asla itibar etmez. demokrasiye değer vermez. halkın yanlış da yapsa sonuçlarına yine kendisinin katlanması gerektiğini bi ülkede demokrasinin gelişmesi için fırsat tanınması gerektiğini her darbenin biraz daha geriye gitmek demek olduğunu bilmez. onun için kurtarıcısı olan cunta vardır. her meseleye getirdiği keskin çözümler vardır ona göre meseleler yoktan yere çıkar ve çözümü de bi o kadar kolaydır. farklı çözümler üretenler işi bilmezler çünkü en iyi o bilir. çözümsüz meseleler insanların aptallığından kaynaklanır. ve kendine güveni sonsuzdur bu konuda. farklılığa luzum yoktur ve tek tip olmak esasdır.
egemen dinin bu ülkenin en ücra köşelerine girip balyozunu tüm aykırılıklara indirmesini isteyen zihniyettir. laikliğin tanımını yeniden yapalım diyerek sözde özgürlüklerle özde kölelik sistemini başlatmak isteyenlerdir. hoca efendileri, alimleri, dervişleri yücelterek toplum üzerinde söz sahibi yapmak isteyenlerdir. dini din olmaktan çıkarıp bir ideoloji haline döndürenler ve onu kanla beslemek isteyenlerdir. bu şekilde toplumda hakim güç olup başı açıkları, oruç tutmayanları, içki içenleri islam adına kendi yöntemleriyle cezalandırmak isteyenlerdir. laikliğe zeval gelmez, sahte atatürkçüler, demokrasiye biz de sahip çıkıyoruz gibi ezber zırvalara kendilerini de inandırmış olanlardır. türlü yalanlarla dolanlarla gücü ele geçirip islamiyet temeline dayanan bir darbe yapmak isteyen, sonu karanlık yolun mühendisleridirler.
zaman makinesi falan olsa diyarbakır 5 nolu askeri cezaevinde bir saatçik geçirmesini temenni ettiğim zihniyettir. fazla değil bir saat. hala aynı fikirdeyse ya insanlığa dair tüm hislerini ve değerleni kaybetmiş ya da gördüklerini idrak edemeycek kadar aptaldır. ben şahsen böyle bir durumda ikincisi olmayı tercih ederim.
halk oyuyla seçilecek bir anayasaya karşı oldukları için darbe çığırtkanlığı yapan zihniyettir. halbuki vermezsin anayasaya oyunu, seçilmez yeni anayasa. hem görmüş oluruz acaba %53 yek vücut mudur yoksa farklı görüşler var mıdır? ayrıca belli bir partinin zırt pırt %53'ün sesiyiz diye çığırmasının da bir anlam kazanması beklenmektedir.
darbe'nin anlamı tek olsa da darbeler çok çeşitli* oldugundan, kendilerini eleştirmeden önce, darbe isterken ne tip bir darbe kastettikleri ve nasıl bir sonuç bekledikleri sorgulanması gereken kişilerdir.
günümüzde demokrasi kavramının da işine gelen tarafından işine geldiği şekilde kullanıldığı dikkate alındığında, darbeye karşı demokrasinin yanındayım diyenlerin de neyi savunduklarını düşünmesi/belirlemesi gerekir ayrıca.
öte yandan darbe isteyenlere karşı yorum yapanların, bu başlığa konu olan zihniyettekilere karşı dayak atmak, çarmıha germek, kurşuna dizmek gibi militarist ve zorbaca ifadeler kullanması da dikkate değerdir; darbe karşıtlığına yakışmıyor, inandırıcı olmuyor netekim.
sivil anayasa taslağının kabul edilmesini isteyen zihniyettir. şöyle ki; taslakta cumhuriyetin nitelikleriyle ilgili ikinci madde 1982 anayasasından farklı düzenlenmiş. meşruiyetini bu anayasadan alan meclis böyle yaparak 1982 anayasasını hiçe saymış olacaktır. bu, adnan menderes'in tahkikat komisyonunu kurmasıyla aynı sonuca yol açacaktır. yani bir sivil darbe gerçekleşmiş olacak ve türkiye cumhuriyeti fiilen sona erecektir. bu durumda herşey mümkün olabilir. bu taslağı isteyenler bu gerçeği göremediklerinden ister istemez bu başlığa dahil olabilirler.
ak parti iktidarının , türkiye'yi darbeden daha beter yerelere götüreceğini düşünen zihniyettir. isteyene değil istettirene bakılmalıdır.ak parti ile geriye gitmek yerine askerle geriye gitmeyi tercih etmişlerdir.
darbe istediği sanılan insanlar aslında darbe istemiyorlar hatta bunu her fırsatta dile getiriyorlar. ancak bir grup insan , ak parti iktidarını eleştiren herkese darbeci gözüyle bakmaktadır.
yahu adam gözününüzün içine baka baka anayasayı kafasına göre yazıp , nefret ettiği laiklik ilkesini tekrar tanımlıyor siz hala darbe olmadı sanıyorsunuz.bu ne derin bir uykudur anlamış değilim. *
herşeye rağmen hata ak partide değil, onun ekonomi ve dış politikaya dair hatalarını unutup maneviyatı üzerinden muhalefet yapmaya kalkan insanlardadır.bu halka maneviyata dair anlatılabilecek tek olgu dindir o da ak partinin tekelindedir. öyleyse ne yapmalı? aç olduğunu unutan yurdum insanına açlığını hatırtlatmalı! **
Ülkemizdeki birçok aksaklığın ve siyasal islam savsatasının başımıza 80 darbesiyle beraber sarıldığını bilmeyen,* cuntacı zihniyettir. Bu zihniyettekiler yüzünden bugün düşünmeyen, tartışmayan korkak, böyle gelmiş böyle gider zihniyetinde bi nesil oluşmuştur. *
tez vakitte kelleleri vurulmasi geren darbetör yalaklaridir, bir insan(!) sadece silah alip dagda bayirda bulundugu ülkenin askeriyle savasarak vatan haini olmaz, birde böyle bir vatan hainligi vardi ki bu kisilerin silahi ceneleri, mermisi düsünceleri, bahaneleri laiklik gibi safsatalardir.
halk %46.5 oy vererek tek başına iktidara getirdiyse hükümeti, hiç kimsenin bir şey deme hakkı yoktur. demokrasi ise inandığımız ne yapacaksa yine bu yüzde kırk altıyı veren halk yapacaktır.
darbe olmasa da toplumun ayaklanıp sözünü geçirmesi lazım ama asıl sorun toplumun çoğunluğunda olunca iş çıkmaza giriyor.
akp ye oy veren zihniyet tartışılmalı veya x kişilerin insanları nasıl ustalıkla kandırdığı.
cumhuriyet mitingleri vardı noldu. millet karışıklık istemiyor, düşünmeye üşeniyor, koyun gibi güdülmek cazip geliyor olmalı. böyle bir durumda bilinçli kişileri kaygılandıran, atatürk'ün de yıllar önceden görüp biz türk gençliğine anlattığı durum gerçekleşirse darbe gerekli olacaktır.
Hala elinde kürdan dişlerini kaşıya kaşıya ve büyük bir övünçle "bizim ordumuz başbakanını astı olum sen ne diyosunnn" diyen zihniyettir... Artık kurtulunmalıdır bu zihniyetten, türkiye çok çekmiştir...
beni şaşırtan, toplum olarak askeri, siyasi denge olarak görmemiz.
demokrasi kültürüne sahip olmayan, kendisinden farklı olana tahammülsüz kesimler, diğerlerini-ötekileri sindirmek adına askeri can simidi olarak görür güzel ülkemde.
80lerde 'asker geldi de su komünistlerden kurtulduk' derdi kalabalıklar.
solcularsa, adil yargılanmadan söz edilemeyecek, tabi hakim ilkesine aykırı kurulmuş, olağanüstü mahkemelerde yargılandı.. kimi asıldı kimi hapisanede çürüdü..
şimdi bakıyorum da, 80lerde kendine yapılanlardan şikayet eden, askerin yaptığı darbenin nelere sebep olduğunu yaşayarak öğrenen solcular, laiklin korunması için darbeyi reva görür olmuş insanlarına.
demek ki farklı kesimlerden insanlar, farklı dönemlerde, kendilerinden farklı olanlara karşı darbeyi desteklemiş, askeri darbeden medet ummuş. bunda bir yanlışlık yok mu? ya da ikiyüzlülük ve tutarsızlık??
darbenin yalnızca asker tarafından yapıldığını zanneden, çoğunluğa sığınarak gerçekleştirilen sivil darbeyi hiç dikkate almayan denyo zihniyetin ağızlarına sakız olmuş başlık.yani bu ülkede azınlığı hiçe sayacaksınız, egemenlik hakkını kullanma yetkisini elinde bulunduran anayasal kurumları sürekli yıpratmak için uğraşacaksınız, yasamanın denetim organının üyelerini seçip üzerinde siyasal baskı kurmak isteyeceksiniz, hatta içten içe anayasa mahkemesini kaldırmak isteyeceksiniz, yasanın üzerinde bir güç olmaya uğraşacaksınız yani çoğunluğun diktatörlüğünü kurup sivil darbe yapmaya çalışacaksınız sonra da asker işine baksın diyeceksiniz.elbette ki sivil darbe yapıldığı andan itibaren türkiye cumhuriyeti fiilen sona erecektir.ordu da gerekeni yapacaktır.bu müdahalenin adı da asla darbe olmayacaktır.