cumhurbaşkanı erdoğan'ın marmaris'teki otelden ayrılma saati ve otele operasyon yapılma saati.
saat 03.00 - 03.30 sularında televizyonlar cumhurbaşkanının uçağının dalaman'dan istanbul'a gelmek üzere havalandığını söylüyordu. ertesi gün söylenen de marmaris operasyonundan otelden 15 dakika önce çıkarak kurtulduğuydu. marmaris'e gelen mak timlerinin helikopterle inme teşebbüsü görüntülerinde güneşin doğmak üzere olduğu görülüyor. ufka bütünüyle kızıllık hakim. buna bakarak saat 04.30 - 05.00.
daha sonra timlerin otele intikal ettiği güvenlik kamera görüntülerinde havanın aydınlandığı, sabah olduğu görülüyor. 2 polisimizle birlikte cumhurbaşkanının koruması şehit oluyor. cumhurbaşkanı otelden ayrıldıysa koruması neden hala orada?
"atadan dededen anti cemaatçi anti darbeci, babası 12 eylül'de memuriyetten istifa etmek zorunda kalmış, 90'lı yıllarda da cemaat müdürleri tarafından sürülmeye çalışılmış bir kardeşinizim."
hürriyet gazetesi haberi, darbenin olduğu gün saat: 14.30'da "cumhurbaşkanı otelden ayrıldıktan 1.5 saat sonra operasyon yapıldı" şeklinde servis etmiş. yani yanılmıyorum cumhurbaşkanı saat 03.00'de havada idi, güneşin doğuşuna bakarak darbeci timler otele en erken 04.30 gibi saldırmış.
darbe girişimi sırasında büyük televizyonlar(kanal d, star, atv, show tv vs.) haber kanalları dışında dizilerine, eğlence programlarına yani normal akışlarına devam ederken darbenin başarısız olması sonunda hepsi haber yayınlamaya başlaması. darbe olacak ve kanallar haber geçmeyecek, emin olmamakla birlikte altyazı bile görmedim. acaba flash tv naptı!!!
Arkadaşlar muhakkak ki karşı istihbarat çalışmaları yürütülmüş ve kontrespiyonaj yapılmıştır. Bu şahıslar yaniltilmiş ve darbenin başarısız olması bu tip hamlelerle sağlanmıştır. Belki cumhurbaşkanı çok daha erken saatlerde oradan ayrıldı belki hiç orada bile değildi başka bir yerdeydi. Bu derece karışık bir ülkede normal önlemler bunlar.
Dünyadaki liderler sadece geçmişte dublör kullanmıyordu şimdide kullanıyor. Stalin in dublörü vardı saddam ında bush un da vardı hepsinin vardı ve hala var. Onuları bırak örgüt liderleri dahi dublör kullandı ve kullanıyor.
Haliyle gerçekten olaylara müdahil olanalar dahi şaşırıyor hepsi birbirinden farklı bilgiler veriyorken bizlerin birşeyleri bilmesi çok zor.
akp nin destekçilerine 24 temmuzdaki chp mitingine katılma çağrısı yapması.
çok tuhaf değil mi?
darbeye karşı birlikte hareket etmeler, birbirine destek olmalar, birlik olma çağrısı yapmalar...
karşı taraf ne dediyse aksini savunan siyasi partiler olmaktan çıkmaları için böyle girişimler mi gerekiyordu? neden bunların hiçbiri olmadan iktidar gibi iktidar, muhalefet gibi muhalefet olamadınız? neyse, zararın neresinden dönülse kar.
hep birbirini çekemeyen eltilere benzetirdim bu siyasi partileri.
şimdiki tavırları sürekli tartışan kardeşler gibi. birbirlerini yeseler de kardeşine sataşanları döven abi gibi olmuşlar birbirlerine. öpüşmüş barışmışlar sanki, kıymetlerini anlamışlar. aile gibi, ülke gibi olmuşlar. **
her şerde bi hayır varmış, bu o hayır olsun, devam etsin.
Baştan sona herşey tuhaf ama en tuhafı en akıl almazı ise yurtta sulh biziz diye bir whatsapp grubundan darbecilerin darbeyi yönetmesi. Artık saçmalık diyemiyorum buna zira bu saçmalığın daniskası !
ilk görüntüler gelmeye başladığında kapısı düşen bir askeri kamyon vardı. Asker kapıyı kapatınca kapı yerinden çıkıp düşmüştü de hemen geri takmışlardı. Herşey pek iğretiydi.
chp lilerin alkışlamamaları, desteklememeleri...
hala şoktayım, bizim chp hele hele darbe yapmayan askere "kağıttan kaplan" yakıştırması yapan chp, iktidarı altın tepside kendilerine sunacak olan fetullahın itlerini alkışlamadı.
hala şoklaryadım, her seferinde de kemal kılıçdaroğluna helal olsun diyorum.
darbe girişimi bastırılmış, insanlar sokaklara çıkmış, milli reisimiz konuşma yapıyor. buraya kadar tamam.
reis bey daha yeni darbe tehlikesi geçirmiş ülkesinin yüzlerce kayıp vermiş insanlarına müjdeyi veriyor. topçu kışlası isteseler de istemeseler de yapılacak.
bilemiyorum altan, bu adamın amacı nedir bilemiyorum......
çıkan sonuçtur, darbecilerin şeriattan korkması, şeriatçilerinde darbeden korkması sonucunda derinlere inecek olursak aslında genel kaygı demokrasi ve özgürlüğün kaybıdır. işin en tuhafı, iki kesimin aynı kaygılara sahip olmasına rağmen bunu tek bir dille anlatamıyor olması.
Normal zamanda gece 10'dan sonra bira alabilmek için kullanılan mahalle bakkalına o gece raftaki 2 kutu prezervatif gösterilerek tırtıklısı yok mu diye sorulması.
Cenabı allah düşmanı bile mal bir kitleden seçiyor. Muhalifi, iktidarı, düşmanı, derin devleti, cemaati,hepsi mi mal olur sözlük? hepsi mal.
Zoruma gidiyor sözlük, bildiğin gibi değil.