arkadaşlar saklandığım duvar dibinden yeni çıktım. kahramnanca bekledim bir süreliğine pozisyon almam için zamana ihtiyacım vardı. yatay pozisyonumu dikeltip şimdi ona buna bok atacak düzeyde dikey pozisyonumu aldım. yalnız bayrak almaya param yoğudu, çocuğun anaokulunda cam süsü olarak bulundurduğu bayrakla idare ediyorum.
darbe gecesi 90'lı yıllarda yaşadığım ilk deprem tecrübesi gibi anlamsızdı. depremin ne olduğunu bilmezken yaşlı amcalarımızdan biri zelzele oldu zelzele deyince benim kafa iyice karışmış zelzele ne lan? sorusuyla korku bütünlüğü bümyemdeki hasarın katsayısının ırzına geçmişti. beni birkaç defa rahmetli fatuş teyzeye okutmaya götürdüler. üfürükçü teyzenin parmakları ters gibi duran ilginç kızının karşısında tükürükleriyle iyileştiğimi zannediyorum. korkularımı başka korkularla yenmiştim.
darbe gecesi de tv'de kalkışma terimini görünce fakirliğim iliklerime kadar işledi. korku ve anlamsızlık, kalkışma ne lan? sorularına cevap bulamama gibi hissiyatlar beni fazlasıyla yıprattı. o akşam olayın bir darbe girişimi olduğuna kanaat getirince hah şimdi sıştık diye düşündüm. ne bok yiyeceğiz, cepte kaç para, dolapta kaç makarna, kartta ne kadar gaz, kaç metreküp su, depoda her zaman aldığım yine elli liralık mı lan benzin? gibi sorgulamalar sabaha kadar beynimde zonkladı. uçak ve bomba sesleriyle korkularımız iyice arttı. o gece tükettiğim sigara paketini tane tane saydım.
balkondan helikopterleri, uçakları ve sitedeki sessizliği seyrederken karşı tepeye siyah bir tempranın hızla gelişini ve ani frenini görüp dikkat kesildim. sitemizin tam karşı tepesinde evlerimizi oldukça hakim bir açıdan gören bu noktada adamın ne işi vardı? korkularım bu gerçek ve sorularla daha da arttı. evdeki ışıkları söndürmemiz gerektiğini düşünüp hemen arkadaşı ışığı kapatması konusunda uyardım. adam otomobilinden hızlıca indi, kapıyı sertçe çarptı, otomobilin yakınındaki ağacın dibine geçip çıkardı ve işemeye başladı. işin ilginç yanı o işerken bir başka araç o bölgeye yaklaşınca adam işeme hadisesine geziyorum süsü vererek oradaki yabani ot ve çiçekleri de bir miktar sulamış oldu. sonra arabasına hiç bir şey olmamışçasına binerek oradan uzaklaştı. ardından ben bir sigara daha yaktım ve ülkemin geleceğini okuyup üfledim. sanırım ülkemiz de korkularını yendi.