milliyetçilik, zaten kavram olarak "darlık" ifade etmekten öte gidemez. aslında özünde "çıkar"ı barındıran bir kelimedir. milliyetçiliğe karşı olmak, fazlasıyla insani bir şeydir bana göre ve kuşkusuz hayalciliktir de bu tavır.
milliyetçilerin en temel savunmalarından biri "ırk olarak mensup olma durumundan farklı olarak o millete aidiyet hissetmek"tir. ancak ne kadar da süslense, çok temel bir nokta vardır; milliyetçilik beraberinde "çatışmayı" getirecektir. barışçıl bir milleyitçilik anlayışından söz edebilmek, en az milliyetçiliğin söz konusu olmadığı bir düzeni savunmak kadar hayalciliktir.
bir an için dünya üzerinde sadece iki millet olduğunu bile varsaysak, yine de tıkanmaya gidecek bir mücadeleden dolayısıyla da "dar olma" durumundan bahsederiz.
kaldı ki tesadüfen mensup olunan bir ırkın üstünlüğünü savunmak, ("ulusalcı" masallarında olduğu gibi ulusal çıkardan ve yalan bir bağımsızlıktan söz ederek milliyetçiliği açıklamaya çalışmak) dar bir bakış açısını ifade edecektir.