Dans etmek gibi bir yeteneğim hiç olmadı. Kendimi oynarken kalas gibi hissediyorum. Son zamanlarda manitamla evde dışarıda dans ediyoruz hoşuma gitmeye başladı. Abimin düğünü için eşiyle kursa gidiyorlar ve bende yanda deniyorum. Dönünce manitamla kursa yazılmaya karar verdim.
Geçenlerde biri "ya gidiyordum ama bana çok erkek işi gelmedi. Aşırı kıvrak olmak lazım. Bana ters." Dedi.
Bunun üzerine "tüh yaaa. Ben gitmeyi düşünüyordum. Keşke devam etseydin bir şeyler gösterirdin bana." Dedim.
Adam hemen konum atıp "dilediğin gün gidelim." Dedi.
E hani aşırı kıvrakların işiydi erkek adamı bozuyordu. Senin kıvrak olman için dansa ihtiyacın yokmuş. Gel de inan bu puştlara, püü
pandemiden en çok etkilenen sektörlerden biridir.
şu saatten sonra kimse gidip temas kurmaz herhalde başkasıyla.
el ele tutuşmalar, bacak arasına girme hareketleri falan.
(bkz: bachata)
Kafkas danslarını yapmak isterdim açıkçası. Hem erkek ve hem kadın dansçı çok şık görünüyor. Kadının yaptığı figürler çok nazik ve yumuşak. Erkeğin ise daha güçlü ve heybetli.
yumuşak mı erkek. sene kaç canım. aksine bir kadınla dans edebilen, bir kadını dans ettirebilen bir erkeğin kendisini yansıtabileceği yerlerden birisidir. eğer ilgi alanıysa.
dans alanında sporuna, okuluna devam eden maskülenliğini de yansıtabilen erkekler görüyoruz. aramızda iş adamları, evli olan doktorlar da oluyor. evet, topuklu ayakkabısını giyip gelen seksi görünen erkekler de oluyor. bir alanı ''şudur'' diye yargılamak için yanlış alanı seçtiniz. bir erkeğin kendisini hissedebileceği, sporuna destek, ruhuna destek bir alandır dans. erkeklik gösterme alanı değil hayattaki hiçbir yer, erkeklik gösterilen ya da gösterilmesi gereken bir şey midir, bu da ayrı konu.
en sevdiğim dans kursları, salsa, bachata, high heels. ankara'da high heels kursları çoğalsa da gitsek dediğim. çeşitli kurslara gidip, kendi dans stilini türlü derslerden öğrendiklerinle oluşturduklarınsa en güzeli. dans kurallar bütünü olmaktan ziyade, kendini de yansıttığın zaman tam anlamına ulaşıyor.