Hicaz makamında güzide bir eserdir. cidden öyledir. güleriz falan ama çoğumuz bu melodiyle büyüdü. hicazın o can yakan, iç gıcıklayan ezgileri bir de anne sesiyle vücut bulunca iş o zaman daha küçük yaşlardan duygusallığı öğreniriz. bundandır ki hicaz eserlere karşı her insan ağlamaya meyillidir.
etkisi az önce şahsım ve maddox tarafından birkaç uludağ sözlük yazarı üzerine yapılan bir deneyle kanıtlanmış ninni. sonuç: son derece etkili. değil bebekleri uyutmak 20 yaş üzeri bünyeleri bile kendinden geçirebilmektedir. sadece uyumayan çocuklar için değil uyumayan herhangi bir birey üzerinde rahatlıkla deneyebilirsiniz. yan etkiye rastlanılmamıştır.
hepimizin biliriz bu ninnimsi $eyi. ancak $u ya$ımıza kadar hiç farkedebildik mi bu sözlerin bize verdiği inceden ayarı, "neden bu garip $arkıya uyutuyor annem beni acaba cidden gerizekalı olduğumu mu dü$ünüyor" dü$üncesine gark olurken yakaladınız mı kendinizi?
sanmıyorum..lakin içinizde bitmez tükenmez bir merak, öğrenme isteği olduğunu varsayarak bu garip $arkıyı inceliyorum sizin için:
"dandini dandini dastana" gibi bir sözle ba$lıyor garip ninnimiz. merak ediyorum kim biliyor "dandini dandini dastana" sözünün türkçe kar$ılığını? arkasından gelen "danalar girmi$ bostana" sözü de sırf kafiyeli olsun diye sallanmı$ bir söz. peki neden bostan sahibi bu kadar rahatsız oldu danaların girmesinden de, bir çitle, telle çevirmiyor pek kıymetli bostanını? $ikayet var, beğenmemezlik var, sorun olarak görmek var, sorunla$tırmak var lakin çözüm önerisi getirmek yok bostancı da.
neyse, devam edelim:
bu garip ninnimizde beni derinden etkileyen bir diğer söz de "kov bostancı danayı" sözü. neden kovuluyor bu sevimli danacık diye dü$ünürken söyleyici "yemesin lahanayı" diyor. bu mudur hayvanseverlik? zavallı, belki de aç bir dana bostana giriyor, normal $artlar altında yüzüne bile bakmayacağımız bir bitkiyi yiyor ve bostancı bey kovuyor danayı. gururunu kırıyor. narin ruhunda tarifi mümkün olmayan, onarılamaz yaralar açıyor. danada suç yok demiyorum, gücü kuvveti yerinde bir hayvansın bi çifte atamadın mı bostancıya a be gurursuz hayvan? ancak danalığına veriyorum bu durumu ve affediyorum sevgili danayı.
ninnimsimiz burada bitiyor. anlayamadığım bir noktada, bostancı danacığı kovarken, danacık aç aç ayrılırken bostandan bir lahana bile yiyemeden biz napıyoruz? uyuyoruz..belki de bu ninniler sayesinde böyle "uyuyoruz" biz.
el kadar bebeklerin zaten küçüçük olan beyinlerini iyice karıştırmak için, koca koca insanların kafalarından uydurdukları uyutmak için deyil, bebekleri kısa bir süre içinde olsa beyin şoku geçirten ve kısmi felc eden tantana.
bir melodi bu kadar mı uyutur, hipnoz eder insanı; hatta bebeği diye düşündüren, özellikle büyük annelerde ve anneannelerimizde şartlı rekleks haline gelmiş olan ninni. en bilineni de çocuk biraz daha büyüdüğünde yapılanı sanırım. hemen küçük bir yastık alınır ve bacaklar yere paralel olacak şekilde kadın yerde oturur, çocuğun kafası yastığın üzerinde ve ayakları anneden tarafa olacak şekilde yatırılır, sonra "eeee eeee eeee e" diye ninniye başlanır. ayaklar ve bacaklar çocuğu hafiften hırpalayacak biçimde sağa sola sallayarak söylenir ninni, sonra pışşş, pışşş, pışşş, pış... çocuğun gözleri giderek kapanır ve sallama hızı giderek düşürülür, düşürülür... nihayetinde pışpışlanan çocuk başarıyla uyutulmuştur, hatta etraftakileri de uyutmuştur. ne diyelim, uyusun da büyüsün diyelim...
oguz atay in tutunamayanlarinda da bahsi gecen iki kardeştir bunlar.kutlug dandini ve farsus dasdana.nerdeyse yabani olan bu ikili seri cinayetlerine de babalari hartug u öldürerek başlarlar.o zamanlar , bu ikilinin hikayesi çocuklari korkutur ve uyumadan evvel anlatılırki yaramazlik yapmasinlar.böyle böyle ninni oluverir bu hikaye.ninninin aslida şöyledir;
bütüncül türk budunbilimine doğru adlı kitapta* bu ninninin aslında hiç de anlamsız olmadığı açıkça ve çok ikna edici biçimde anlatılmaktadır. hatırladığım kadarını aktaracağım.
öncelikle bu ninninin kız bebeklere söylendiği ile başlayalım. bir çok imgeyle süslü, anadolu insanının söylediği dört mısralık, az kelimeli formlarda sözcük ziyan etmediklerini, aksine her sözcüğün bir imge olduğu biliniyor.
danalar girmiş bostana: dana, henüz üreme yetisi kazanmamış genç erkek. bostan, tarla, toprak gibi sözcükler üzerinde hayat büyüttükleri için dişiyi temsil ediyor. burada bostan ninni söylenen kız bebek.
kov bostancı danayı: bostancı kız bebeğin asıl sahibi, baba
yemesin lahanayı: siz anadolu insanının aslında ne kadar edepsiz olabileceğini, hiç belli etmeden seksin her halinden bahsedebileceklerini hiç düşünmüş müydünüz? (işte lahana da şey oluyor bu durumda)
söyleyenler farkında değil belki, ama işte bu türküleri ve ninnileri yapanlar böyle yapmışlar.
oguz atayın tutnamayanlarda bahsettiği üç italyan kardeş bunlardan bir tanesi üveydir ki zaten italyan bile değildir* diğerleri öz kardeştirler* ve yaptıkları rezillikleri dasdana'a yıkarlar hep..
Masum bebecikleri uyutmak için insan dışı varlıklar tarafından türetilmiş, "nasıl olsa bu bebekler hiç bir şeyi anlamıyor, birşeyler söyleyelimde uyutalım" şeklinde gerçekleşen düşünceler sonucu ağızdan bir anda çıkmış olan kelimeler topluluğudur. Açık bir anlam taşımamaktadır. Kapalı ekonomilerde de çok sık tekrar edilebilme özelliği ile de ön plana çıkmaktadır.