uludağ'da mangal yapıyoruz bol bol kalori alıyoruz zirvesinde tanıştığım güzel insan. bir ara ağaç altında kitap okurken, bir ara ormanın derinliklerinden çalı çırpı getirirken, sonra köpekle geziye çıkarken gözükmüştür. sonra maç da yapmıştır. birçok kavramı tek bir bünyede birleştiren bir insan olduğunu gösterdi bize. sonra tek bir kalede iki kişi kalecilik de yaptık kendisiyle. performansımız iyiydi. *
işte bu maçtan sonra tamamen su olan t shirtümden dolayı doğabilecek hastalığa meylimi bana hiç düşünmeden verdiği kuru bir t shirtle engellemiştir. çok sağolsun. ha o t shirt de bana çok yakıştı, belki de o t shirt zaten benim olmalıydı. piknik falan hikayeydi, o t shirt benimle yoluna devam etmeliydi ve piknik sadece bir sebepti. bu jestinden dolayı minnettar mıyım, evet. t shirtü geri vermeyi düşünüyor muyum, hayır.
anlayış sahibidir. herkes "ooouuuv" derken çıkıp da verilmiş sözlerin kadrine dikkat çeker bir anda, sırt üstü yatırır hatta...*
şimdilik uzunca süren konuşmalarımız oldu bu yazarla, boş konuştuğuna şahit olmadım. mutlaka bir yola çıkış noktası, yürüttüğü bir mantık var. bu, çevremde görüp de gözlemlediğim birçok insanın "zaman zaman" yitirebildiği bir yeti olarak dikkatimi çektiğinden açıklarını kollar durumdayım kendi içimde "ulan hangi konuda gözü dönecek?" diyerek ama yok. mutlaka bir yola çıkış noktası ve rotasını çizerken bağlı kaldığı bir mantığı var.
ve özellikle kendisine karşı olsun iki yüzlü davranmaktan kaçınıyor olması onu da gözümdeki kutsanmışlar arasına almama sebep oluyor diyebilirim. subjektif yazacağımı belirtmiş miydim? seviyorum bu yazarı... bakış açısının genişliğini, o açının genişliği ile olaylara yaklaşımını hayranlık ile izliyorum şu anda. ki insanlara(birey olarak) hayran olmayı(hele ki hemcinslerime) da pek sevdiğimi söyleyemem.
zavallı 7. nesillerden sadece biri, selam vermeye değmez. akıllı olun olm! en son ortaköy'de bir kayığın içinde bira içerken görmüşler bunu. avukatım deyip yemiş milleti amk!