yazlıkta bir arap ailenin şahsıma bi tabak kavrulmuş dana böbrek getirmesi ile ilgimi çeken olay.
bahçedeyim acaip yorulmuşum, bi tabak böbrek getirdiler.
o ter ve efor kaybıyla öyle tatlı geldi ki geçen lan çok güzeldi anama diyim de yapsın didim.
al getir de yapayım atoğlu at dedi neyse aldım. 40 tele. 40 mı dedim evet 40 dedi kasap.
bu bana serbest piyasa hakkındaki bütün düşüncelerimi sorgulattı.
et 150 tele, ciger 150 tl
bu neden 40 tl.
tabiki tek sebep talep görmüyor olması.
e fiyatlar talebe bağlı değişiyorsa demek et talep görmese 80 tele ye inecek.
bu da demektir ki bi spekülasyon var ortalıkta.
dedim ya şüpheye düştüm.
et fiyatını falan genellikle savunurum, maliyetler pahalı üreticilik zor diye ama
böbrekte aynı yollarla ve masragflarla geliyor.
demek kurtarıyor ki kasapa kadar getiriyorlar.
kurtarmasa inan çöpe atarlar.
neden bi de nakliye parası ödesin adam.
buradan da şuna atlama yapabilirim.
türkiye de serbest piyasa yok kartelleşme var.
yani üretici veya büyük sektör oyuncularının bir araya gelip fiyatı aynı olacak şekilde belirlemeleri var.
o zaman demek oluyor ki et balık kurumu gibi kurumlar bizde elzem.
biz madem rekabeti geliştiremiyor bunun yerine maalesef kartelleşme oluşturuyoruz.
bu tür devlet kurumları etkin olarak piyasada olmalı.
rekabet bizim ruhumuza aykırı. kartelleşme bizim ırksal geleneğimiz. o yüzden kolayca pek çok devlet kurmuşuz tarihte.
