Çok afedersiniz üçüncü sınıf ortadoğu ülkesi olan türkiye'dir.
Eskiden bir birey gerizekalı olduğunu fark ettiği an (ergenlik dönemine denk gelir) okuduğu liseyi terk eder ve terzinin yahut berberin yanında çırak olarak çalışmaya başlardı. Bunu fark edemeyecek kadar gerizekalı olanlar ise ailesinin zoruyla sanayiye işe verilirdi. Dolayısıyla okumayı sevmeyen, topluma bu şekilde katkı sağlayamayacak kişiler el ve beden işçiliği ile toplumun bu yöndeki açığını giderir ve istihdam sağlarlardı.
Ancak son zamanlarda insanlar kendi salaklıklarının ve cahilliklerinin farkında olmadan (aileleri bile farkında değil ya da görmek istemiyorlar) babasının parası yettiğince okula gidiyor, takribi 30 yaşına kadar eğitim ve öğretimin içerisinde olup her zaman tüketim sınıfının içerisinde yer alıyorlar.
Üretime bir dirhem katkısı olmayan bu düşüncesiz varlıklar, 30 yaşını aştıktan sonra hayata atılıp hayatının kalan 30 senesi için plan yapmaya başlıyorlar.
Artık dershaneye gitmesine bile gerek kalmadan lise mezunu olan herkes adeta halk pazarına dönüşmüş Türk üniversitelerine gidiyorlar. Her şehire üniversite açan devlet, sanki her aklı evvelin okuması gerekiyormuş gibi bunları özendirerek işsiz toplumdaki tüketici sınıfını artırmayı hedefledi ve gerçekleştirdi de.
Damızlık bir ineğin eline test kitabı verilse üniversite kazanabilecek yetkinliğe geldiği bir çağda ve uygarlıkta yaşıyoruz.
Toplum olarak utanacak ve acınacak onca yobazlığımız var ki...
kasa her zaman kazanır dedirten tencere tümleci.(*
ab türkiyeden 2018 e kadar bir eğitim düzeyi şart koymuştur, bu zannedersem 80% universite mezuniyetidir.
eskiden doktor mühendis olmak taşaklı bir şeydi şimdi onun da boku çıktı dedirten koltukaltı bitidir.
lakin türkiye ve kktcedeki universite mezuniyeti avrupa ve amerikada geçmez. hele amerika ve ingiltere siklemez bile. benim okulumdan diploma göstermezsen sikime kadar git bulaşık yıkarsın der
