Bir Damda Iki Ayrı Dünya
Bir yaz gecesi aile üyeleri evlerinin damında uyuyorlarmış.
Anne, oğlu ile gelininin (zor katlandığı) birbirine sarılıp uyuduklarım görünce çok rahatsız olmuş.
Bu duruma dayanamayarak onları uyandırmış ve bağırmış: "Bu sıcakta nasıl birbirinize sarılarak yatabiliyorsunuz?
Bu sağlıksız ve tehlikeli."
Damın bir köşesinde ise kızı ve hayranlık duyduğu damadı birbirinden en az yarım metre uzaklıkta uyuyormuş.
Anne onları yavaşça uyandırarak, "Yavrularım, bu serin havada nasıl bu şekilde ayrı ayrı yatarsınız?
Neden birbirinizi ısıtmıyorsunuz?" demiş.
Bunu duyan gelin oturmuş ve yüksek bir sesle dua eder gibi şunları söylemiş:
Allahım, sen nelere kadirsin! Bir damda bu kadar değişken iki iklim."
sabah erkenden kalkıp odanıza geçmenizi gerektirir. ama benimki kadar melek bir anneniz varsa siz uyanmadan güneşi engelleyecek birşeyler yapar; güneşlik filan..
temmuzun ortasıysa yıldızlar gökyüzünü aydınlatmışsa yanında en sevdiğin insanlar varsa güneş doğana kadar herşey cok güzeldir güneş doğar herşey biter .
ekseriyetle doğu illerimizde yaz aylarında en çok sakatlanmalar bu sebeple çıkmaktadır. bu nedenle hemen her sene uyarı yapılır "damda uyurken dikkat ediniz" diye. damda uyumak herhalde güzeldir hiç bilmiyorum, ama damdan düşme kısmı pek zevkli olmasa gerek.
yaz akşamları, çoğunlukla köylerde gerçekleştirilen ve tarifsiz bir haz veren eylemdir, yıldızlı bir gökyüzünün altında uykuya dalarsınız ve sabah zıpkın gibi uyanırsınız.