annesi ve babası ile birlikte kız istemeye giden damat adayının kız isteme klişelerinin tümü yaşanırken mahçup vaziyette gözlerini halıya dikmesi durumu.
+oğlunuz ne iş yapar?
-ne olursa yapar
+eheue çok şakacısınız
-şaka yapıyoruz tabii ki,değil mi ali cengiz?
damat iç ses:
hmm. bu halıda elibelinde motifleri ve sık bir dokuma görülmektedir. ısparta halısı diyecem ama diyemiyorum çünki yer yer kuş motifleride görülmektedir, saçaklar uzun bırakılmış bu olsa olsa ege yöresidir, hiç böylesini görmemiştim.dur ben bunu çıkartıcam ama neyse...
+ali cengizzzzzzzzzzzzzzz !
- hı ne ¿ öö şey evet.
damadın annesi:oğlum noldu gözün mü daldı?(dürter)ehiehi e tabi işte çok yoruluyor. kızın annesi:ne iş yapıyordu? damadın annesi:halı dükkanımız var oranın başından duruyor. ehiehi...
(damat halıya bakmaya devam eder)
sessizlik... *bu bizim mağzadan... kızın annesi:aa öyle mi yıllar oluyo biz bunu alalalı hohoho bak sen allahın işine... damat:sus! hatırladım seni. sen bana boyumdan büyük halıları taşıtıp sonradan hepsini yere koydun ve bir türlü hangisini alacağına karar veremedin lanet karı senin yüzünden belim tutuldu futbol oynayamadım...
Kahveleri yaparken baktım mutfaktan şöyle bi evleneceğim adama; adam o kadar ciddi o kadar vakur ki dersin bana entel kısmının; kadının ağzını gözüne, gözünü de mide çeperinin oraya resmeden, "uuvvvvv sanata bakın azizim, adeta şahaser" dediği ve bakıp bakıp bi bok anlamadığım tanesi milyon dalırs eden Picasso tablolarına bakıyor. Sanırsın ki bizim damat başkanlığını babamın yaptığı engizisyon mahkemelerinde idamını bekleyen galileo.
az sonra babam "vermiyoruz lan. biz de size verilecek kız yok zibidi" dese "olsun beybaba yine de eppur si muove" diyecek herif o derece kaptırmış kendini halının desenlerine. Halı da iran halısı falan olsa gam yemem ha...
nihahahah...
3 saatlik süren kuaför (altıüstü fön çektirilicek sabahın 9'unda kuaföre gideriz biz. mal mıyız lan biz?) 1 saatlik makyajla ancak bişeye benzeme ve haftalar öncesinden kararlaştırılan kıyafetin giyilip son anda "ayyyyyyy iğrenççç oldummmm yaaeaaa" diye zırlamaların akabinde kuzenlerin, annenin, teyzelerin "ayyy saçmalama nükoooo çokk yakıştııı" yalanlarına nazaran her bir damat adayının, kızın tüm cırcır tepkilerine karşı sessiz tepkisi bu. zorunluluk. utangaçlık.
Yazıktır ya kıyamam.
ister;
piç diye tabir ettiğimiz, daha annenizle ilk tanıştırmanızda sizin anneye "anam" diye tabir edecek kadar kendine güveni sonsuz, her ortamın adamı, her olaya tüpsüz dalış yapabilecek kadar sağlam ciğer sahibi, anasının karnından salt süzme çıkmış olsun o damat
ister;
saçları yandan ayrılmış, annenizin yanında sizinle gözgöze gelemeyecek kadar utangaç, iyi bi iş sahibi temiz aile çocuğu olsun
eğer ki söz; ne zaman Fenerbahçe- Galatasaray derbisinden, şehrin takımı terakkisporlu kazımın frikiklerinin süper olduğundan çıkıp o ortamı çok pis geren, o derin sessizlik anlarına kaydı mı damadın babasının "efendim sebebi ziyaretimiz belli Allahın emri..." Diye söze balıklama dalmasıyla yaşadığı olay bu.
kaçarı yok abi yaşanacak. Yaşayacaksın nihahha.. Öyle habersiz eve getirip "annemmm bak bu gelinin işte, Öp annenin elini" derken iyiydi ama.
sonuç:
o adama iyi bak gelin hanım. o parlak çocuğu bi daha hiç bir ortamda öyle göremeyeceksin. Geç dalganı, eğlen. O çok yakıştırdığın kirli sakalını da kesmiş di mi? Pasparlak ay parçası olmuş valla da dedin mi sen de? Hele kapıdan elinde çiçekle girerken mahçup gülmesine, senin sadece elini sıkmasına bi anlam da veremedin di mi? "içinde yatan arıza tip nerde lan bunun" sorularını mutfakta kahveni yaparken de sordun di mi kendine? Ya o dizlere bitişik eller? Koltuğun ucuna ilişmeler? Ya o bayramlık çocuk gibi giyilmiş takım elbisesinin içinde ki size bile yabancı gelen adama bakıp işin ciddiyetini anladığın an? Ahahhahaha korkma inan bana işin resmiyete dökülmesinin en zor anı bu. sonrası hayal alemi gibi zaten. Dua et de birazdan seni içeri çağrıp sormasınlar sana "eeee kızımız ne düşünüyor" diye (NE DÜŞÜNÜCEM LAN? boru mu bu? istersen "yok yaww baba biz böyle de iyiydik resmiyete gerek yoktu" diyelim vurun bacaklarımızdan bizi aq)
Yalnız dikkat et; damat halı desenlerine anlam yüklerken senin de mutfakta duvara yapışmış şekilde "yaaaa başkası versin kahveleri ben veremem utanırımmmm" nazlarına karşı zor bela Kahveleri vermeye yanlarına gittiğinde heyecandan Bacaklarında oluşan 7.4 şiddetinde ki depremden bahsetmiyorum bile. Yeminle en zoru kahveleri dağıtmak lan.
daha bir hafta olmadı yaşayalı ama daha senelerce güleceğim sahnedir. ben bu adamı hiç tanımıyorum dersiniz. o bacaklarını gere gere oturan rahat tip bir anda utangaç biri olup çıkmıştır. sol eliyle sağ elinin bileklerini sıkıca tutar, suratı kırmızı ve boz arasında renk değiştirir, 3 saat boyunca halının ve sehpanın modelinini ezberler, yeni traş olmanın yanısıra çiçeğin simlerini yüzüne bulaştırmasından mütevellit pasparlak suratı kahkahayı koyuvermeye yeterdir. o esip gürleyen adam sorulan sorulara en cılız ve titrek ses tonuyla cevap vermeye çalışır. gelin hanıma *baba korkusundan hiç bakamaz, sadece kahveden gelen tuzun tadı geline şöyle bir bakış attırır. ohh bana çektirdiklerinin cezası der gelin içinden bu sırada zevkle, gün onun günüdür. gelin gülme krizi gelme gibi bi durumda kendini mutfağa atabilir. ama zavallı damat adayı o koltuktan kalkmamak zorundadır.
gerçekten en zoru kahveleri dağıtmaktır lan. diğer bir zorluk ise salona misafirlerden 10-15 dak sonra çıkmak ve herkesin bir anda kıza bakmasıdır. nasıl atlattım hala bilemiyorum.
velhasıl-ı kelam bu olay hem çok sıkıntılı hem de iki kişinin de hayatında yaşayabilecekleri en özel anılardan biri.
"ulan siz beni bu duruma soktunuz ya, ben bilirim kızınıza yapacağımı. hatta siz de bilirsiniz..." düşüncelerini aklından geçiriyordur. gözleri ile halı desenleri arasındaki bağlantı acilen kesilmelidir.
yakın zamanda yaşanan bir olayı aklıma getirmiştir.
abime kız istemeye gidiyoruz babam halının desenlerini sayarsın artık gibilerden abimle testis* geçti o da inadına bakmadı bunun üzerine can sıkıntısına ben başladım saymaya sonra söyle bir muhabbet geçti kız babasiyla aramızda;
K.b. oğlum kaç çizgi varmış halıda
b. anlamadım?
k.b. halıda diyom halıda kaç çizgi varmış?
b. çizgili değil ki halı
k.b. tamam o zaman ben öteki odadayız sanmıştım..