damar siirler

entry12 galeri0
    12.
  1. çile

    Gaiblerden bir ses geldi: Bu adam,
    Gezdirsin boşluğu ense kökünde!
    Ve uçtu tepemden birdenbire dam;
    Gök devrildi, künde üstüne künde...

    Pencereye koştum: Kızıl kıyamet!
    Dediklerin çıktı, ihtiyar bacı!
    Sonsuzluk, elinde bir mavi tülbent,
    Ok çekti yukardan, üstüme avcı.

    Ateşten zehrini tattım bu okun.
    Bir anda kül etti can elmasımı.
    Sanki burnum, değdi burnuna (yok) un,
    Kustum, öz ağzımdan kafatasımı.

    Bir bardak su gibi çalkandı dünya;
    Söndü istikamet, yıkıldı boşluk.
    Al sana hakikat, al sana rüya!
    işte akıllılık, işte sarhoşluk!

    Ensemin örsünde bir demir balyoz,
    Kapandım yatağa son çare diye.
    Bir kanlı şafakta, bana çil horoz,
    Yepyeni bir dünya etti hediye.

    Bu nasıl bir dünya hikâyesi zor;
    Mekânı bir satıh, zamanı vehim.
    Bütün bir kâinat muşamba dekor,
    Bütün bir insanlık yalana teslim.

    Nesin sen, hakikat olsan da çekil!
    Yetiş körlük, yetiş, takma gözde cam!
    Otursun yerine bende her şekil;
    Vatanım, sevgilim, dostum ve hocam!

    (bkz: necip fazıl kısakürek)
    0 ...
  2. 11.
  3. bize ali erez in sozlukte yazar olduguna, ya da yazarlardan birinin tanidigi olduguna ikna eden siirledir.
    eeeh eytere be.
    0 ...
  4. 10.
  5. Her saat başı Sen'i vursa,
    Bir çalar saat gibi kalbim...
    Rabbimden tek bir dileğe talibim;
    Rabbim onun adı ile dursa kalbim.
    0 ...
  6. 9.
  7. Aşığım yanmışım
    Sevdana dalmışım
    Uyuya kalmışım
    Uyandır beeeniii..
    0 ...
  8. 8.
  9. Hayat uzun yaşamak kısa

    Çocukluğum...
    Çocukluğumu verin bana...
    Neden aldınız misketlerimi! ?
    Rüyalarıma bile giren kırmızı bisikletimi...
    Ne güzeldi düdüklü şekerim bitince bile beni eğlendirebilen...
    Neden çamura attınız şekerimi! ?
    Çatıyamı sakladınız ışıklı spor ayakkabılarımı...
    'Olsun hayat uzun.'Dedim...
    Gençliğim...
    Gençliğimi verin bana...
    Kardeşim mi giydi yeni ayakkabılarımı?
    Kim aldı defter arasındaki gül yapraklarını! ?
    Ya sevgilim o nerede unuttumu yoksa beni?
    'Olsun hayat uzun.'Dedim...
    Hayatım...
    Hayatımı verin bana...
    Ben yaşlanmak istemedim...
    Kim verdi elime bu bastonu?
    Bu saçlarımda ki beyaz şeyde ne yoksa karmı yağdı? Çocuk olmak vardı şimdi.Negüzeldir kardan adamın gözleri...
    Çocukların yüzleri...
    Benimkinden daha da ak...
    Daha temiz küçük yürekleri...
    'Olsun hayat uzun.'Dedim...
    Bedenim...
    Bedenimi verin bana...
    Nedir bu giydirdikleri beyaz örtü bana! ?
    Kim bu başımda duran adamlar...Namaz kılıyorlar...
    Neredeyim ben neden karanlık burası? Çok ta dar üstelik...
    Neden omuzlarınızdayım ben? indirin beni aşağıya...
    Öldü diyemezler bana...Ölmedim ben yaşıyorum hala...

    kırmızı bisikletim...
    güzel kıyafetlerim...
    kullanmaya utandığım bastonum...

    Neredesiniz? Neden yoksunuz? Yoksa sizdemi öldü dediniz bana...
    'Hayat uzun,yaşamak kısa...'Dedim...

    Ali Erez

    http://www.Antoloji.Com/ali_erez
    0 ...
  10. 7.
  11. Bir Tutam Yalnızlık Alabildiğince Sensizlik

    Bir adını koyamadığım yalnızlığım,bir de senden uzak derin bir sensizlikte naçiz yüreğim...
    Katran karası bir çıkmaz leke içimde gösteremez utanır kaçar gözlerim...
    Deli bir fırtına kopar içimde yüzün canlanınca düşlerimde...
    Aynalardan korkarım unutur kendimi bile bir sen düşlerimde...

    Çığlıklar koparırım vururum kalbimden kendimi
    ansızın aklıma geldiğinde...
    Dostlar aramaz sormaz kimse kalmaz akla gelecek senden başka şimdi de...
    Gidiyorum şimdi bilmediğim yerlere,senden uzak olmak dileğiyle...
    Koca bir ömrü yok saydım,kıydım bütün güzelliklere...

    Alay ederim kendimle evinin önünden geçerken balkonuna bakmadan geçemeyişimle...
    Gidiyorum şimdi bilmediğim yerlere,senden uzak olmak dileğiyle...
    'Hoşçakal...'demeden belki beni merak edersin diye...

    Ali Erez

    http://www.Antoloji.Com/ali_erez
    0 ...
  12. 6.
  13. Kimsesiz Bir Adamın Dilinden

    Yalancısın ey güzel gibi görünen gün yalancısın biliyorum...
    Bu günde eksik olmayacak gözlerimden yaş biliyorum...
    Bir mendilim yok ki yaşlarımı silecek birini özlesem ağlıyorum...
    Sefil bir adamım,yalnızlığıma çare telefondan medet ağlıyorum...

    Elimde şarap şişesi kıyıda köşede ölmekten korkuyorum...
    Ölmek istemiyorum günahlarımdan korkuyorum...
    Yalnızdım,hep yalnız kalacağım biliyorum...
    Üstüme Bir avuç toprak atacak kimsem yok bunu da biliyorum...

    Ali Erez

    http://www.Antoloji.Com/ali_erez
    0 ...
  14. 5.
  15. Eee..şey! Ben Sadece Geçiyordum...

    Yıkanmış bir hayal gibiydi inanamamıştım gözlerime...
    Yada unutmuştum bu nurdan yapılmış meleğin yüzünü...
    Yine ağlayan bir güz günüydü,farklı değildi gözlerimde...
    Ellerim,ıslanmış paltomun ceplerinde...
    Telaşlı ve koşar adımlarım vardı,bir yağmur boşaldı gözlerimden...
    ***
    Durdum...hatırlamıştım bu yüzü emindim bu sendin...
    Şimdi anılarımda canlanan bu sendin...
    Yaslandım bahçenin önündeki ağaca...
    Evlenmişsin,bir yuvan varmış...çocuklarında,kocanda...
    Uzun zaman geçmiş aradan,çok uzun zaman...
    Anladım bunu ak düşen saçlarımdan...
    ***
    Bu gün gittim evime...ağladım,bağırdım-çağırdım,'neden'dedim,'keşke' dedim...
    Şimdi yine geldim izledim seni saatlerce yine çok mutluydun...
    Yaklaşmak istedim,yapamadım geri adım attı ayaklarım...korktum 'bozulur o gülüşleri' dedim...
    sadece izledim...hep izledim,bazen yaş sezdim gözlerimde ama sildim geçti...
    ***
    Bu gün yine gittim evime...
    Düşündüm,çok düşündüm küfrettim kendime...düşledim mutlu günlerimi döküleceğini bile bile...
    Şimdi yine burdayım ağaçta alıştı artık bana.Yabancı görmüyor beni o da...
    Yine gördüm seni dünüm mutluydu,ama biraz da buruk...
    Tıpkı şekersiz çay gibi...acı ama güzel.
    Hatırlıyorum sen öyle severdin çayı...
    Acaba benide böyle sevebilir miydin? Acı ama hala güzel...
    ***
    Bu gün yine gittim evime...
    Ümitlendim,heyecanlandım...sonra korkmadım...
    Şimdi yine burdayım gelecektim yanına...
    Ayaklarım atmadan adımını,bir çocuk geçti karşıma...
    'Amca' dedi bana...
    'O benim annem' dedi...
    'Çok seviyorum onu,kardeşimde,babamda öyle' dedi...
    'Sende gel sana...sende seversin onu bizde seni severiz...kimsen yok mu senin? Arkadaş oluruz seninle.' dedi...
    Tutuldum kaldım nede güzel yakışıyordu 'sevgi' kelimesi küçük dudaklarına ne de olsa annesiydin onun...
    Bense sadece:
    'Eee..şey! Ben sadece geçiyordum...' dedim...

    Bu gün yine gittim evime.Bir daha gelmeyecektim...öğrenemesemde ismini hiç unutmayacaktım küçüğün yüzünü,hatırlayacaktım seni anarak...

    Ali EREZ

    http://www.Antoloji.Com/ali_erez
    0 ...
  16. 4.
  17. Bir kelime oldun

    Dudaklarımda umarsızca gevelediğim bir kelime oldun artık...
    anlamını yitirdiğin halde söylemekten bıkmadığım bir kelime...
    belki bu sefer 'seviyo' çıkar diye yapraklarına acımadan kıydığım bir papatya,hatta bunun için kendimle bahse bile girdiğim bir kelime...
    Bir kelime oldun dudaklarımda...
    söylemekten usanmadığım...
    dosta 'geç oldu gitmem gerek' diye söylenen yalan kadar sahte bir kelime...
    Seni son gördüğümde sana söylediğim son kelime 'git' kadar koca bir yalan...küçük bir kelime...
    Derdini dinlemekten usandığım sırdaşım için,onu geçiştirmek için,ondan bıktığım için 'üzülme' kadar yüzsüzce bir kelime...
    Bir kelime oldun dudaklarımda...
    söylerken bile imrendiğim,imrendiğim kadar özlediğim,özlemim kadar sahte bir kelime...
    artık okşarken tiksindiğim masum bir bebeğe söylediğim 'ninni kadar kirli bir kelime...
    Bir kelime oldun dudaklarımda...
    köy kahvesinde oturup,hoş sohbetini dinleğim amcanın artık yerini tahammülsüzlükle doldurduğu sandalyesi kadar boş bir kelime...
    Sokakta top oynayan çocukların beni gördüklerinde sevinerek çağırdıkları zaman onları terslediğim,artık 'kötü abi' olduğum kadar sert bir kelime...
    Bir kelime oldun dudaklarımda...
    öğretmeninin tayini çıktığı için üzülmeyen bir çocuk kadar hissiz bir kelime...
    anneye verilen 'iyi geceler' öpücüğünün artık isteksiz olduğu kadar duygusuz bir kelime...
    hayatında ki bir günün artık değersiz olduğu bir kelebek kadar umarsız bir kelime...
    Bir kelime oldun dudaklarımda...
    bıkmadan oynadığım oyuncak arabamın kırılmasının önemsiz olduğu kadar isteksiz bir kelime...
    gitmek istemediğim köyümün bahar kokan bahçelerini umursamadığım kadar özlemsiz bir kelime...
    Bir kelime oldun dudaklarımda...
    artık ne önemi var diye yırtıp attığım mektuplar kadar hatırasız bir kelime...
    belki dönersin diye güller yaptığım takvim yapraklarının çoktan yakıldığı kadar ümitsiz bir kelime...
    Bir kelime oldun dudaklarımda...
    senden sonrakilere söylenen 'seni seviyorum' kadar yalan bir kelime...

    Ali Erez

    http://www.Antoloji.Com/ali_erez
    0 ...
  18. 3.
  19. ...

    Tevhid-i vücuda çünki hemrah oldum
    Ahkam-ı meratibinde gümrah oldum
    Çün zevk-i şühuda erdim âgah oldum
    Her mertebesinde hoş maa'llah oldum
    ...

    (meali: tevhid-i vücuda yoldaş oldum. Mertebelerinin hükümlerinde yolumu şaşırdım. Müşahede zevkini erdim âgah oldum. Her mertebesinde Allah'la beraber oldum.)

    ibrahim hakkı
    1 ...
  20. 2.
  21. behçet necatigil'in ünlü şiiri:
    "sevgileri yarınlara bıraktınız
    çekingen, tutuk, saygılı.
    bütün yakınlarınız
    sizi yanlış tanıdı.

    bitmeyen işler yüzünden
    (siz böyle olsun istemezdiniz)
    bir bakış bile yeterken anlatmaya her şeyi
    kalbinizi dolduran duygular
    kalbinizde kaldı.

    siz geniş zamanlar umuyordunuz
    çirkindi dar vakitlerde bir sevgiyi söylemek.
    yılların telaşlarda bu kadar çabuk
    geçeceği aklınıza gelmezdi.

    gizli bahçenizde
    açan çiçekler vardı,
    gecelerde ve yalnız.
    vermeye az buldunuz
    yahut vakit olmadı."
    1 ...
  22. 1.
  23. insana kafayi bulduran, okudukca ictiren, ictikce dinlettiren siirlerdir.
    (bkz: Yilmaz Erdogan - Bir Mevsimin Acı Gercekleri)
    (bkz: ibrahim Sadri - Vur Bitsin)
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük